Logo

5. Hukuk Dairesi2024/297 E. 2024/5916 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve bedele uygulanacak faiz oranına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kamulaştırma bedelinin belirlenmesinde taşınmazın olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirin esas alınması, üretim masraflarının Türkiye ortalamaları gözetilerek hesaplanması, davanın açıldığı tarihten itibaren yasal faiz uygulanması gerektiği ve bozma sonrası yapılan yargılamada duruşma açıldığından davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının vekâlet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/634 Esas, 2023/1736 Karar

DAVA TARİHİ : 20.11.2017

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın göl alanı olarak tapudan terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ... Mahallesinde tapuya kayıtlı 225 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın göl alanı olarak tapudan terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın tamamen cazibe sulaması yöntemi ile masrafsız olarak sulanan, senede iki/üç değişik ürün ekilip oldukça yüksek verim alınabilen, düzlük, her türlü tarım aleti ile tarım yapılabilen, son derece kıymetli bir bölgede yer aldığını, dut ağaçlarının ipek böcekçiliği için yetiştiriliyor olmasının dikkate alınmadığını, keşif esnasında özellikle bölgedeki sulu tarım arazilerinden yılda iki kez ürün alındığı hususu dikkate alınarak taşınmazın değerinin belirlenmesini, gerçekçi olmaktan uzak veriler yerine uzman bilirkişinin arazinin yapısına, önemine, köyde yetiştirilen ürünlere ve bunlara ilişkin gerçek verim miktarları ile ürünlerin gerçek piyasa değerleri esas alınarak taşınmazın değerinin belirlenmesini, yapı ve eserlerin de niteliklerine göre gerçek değerinde hesaplanmasını talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 20.01.2021 tarihli ve 2020/369 Esas, 2021/119 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalıya ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile baraj gölü sahası içerisinde kalması sebebiyle davacı idare lehine tapudan terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 20.01.2021 tarihli ve 2020/369 Esas, 2021/119 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 20.09.2022 tarihli ve 2021/1501 Esas, 2022/2581 Karar sayılı kararı ile kapama karışık meyve bahçesi niteliğindeki taşınmaza olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesinin yerinde olduğu belirtilerek, harç ve derhal ödeme yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda, kapama karışık meyve bahçesi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesi yerindedir. Ancak yapılan incelemede; Türkiye ortalamasına göre, üretim masraflarının brüt gelirin 1/3'ünden az olamayacağı gözetilmeden brüt gelirin yaklaşık 1/7'si oranında masraf düşülmek suretiyle hesap yapan bilirkişi kurulu raporuna göre fazlaya hükmedilmesi doğru görülmeyerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 09.11.2023 tarihli ve 2023/634 Esas, 2023/1736 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; idarenin harçtan muaf olduğunu, hesaplamada kullanılan mutat münavebe ürünlerinde vatandaşların kendi ihtiyaçları için yetiştirdikleri sebze ürününün değerlendirmeye alındığını, oysa yörede sulu tarım arazisinde buğday + dane mısırın mutat olarak yetiştirildiğini, münavebe bitkisi olarak hesaplamaya dahil edilen biber ve hıyar (salatalık) bitkilerinde verimlerin yüksek, masrafların düşük alındığını, masrafların neye göre ve nasıl hesaplandığının belli olmadığını, üretim masraflarının brüt gelirin en az % 50'si civarında olması gerekirken bilirkişilerin daha düşük aldığını, dava konusu taşınmazın keşfi esnasında sebze ekili olmamasına rağmen sebze münavebesi uygulanarak değer artışı uygulanmasının kanuna aykırı olduğunu, motopompla sulama yapıldığı için motopompla yapılan sulamanın masrafları dikkate alınarak üretim masraflarına % 15 oranında masraf ilave edilmesi gerektiğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesince istinaf incelemesinin duruşmalı olarak yapıldığını, buna rağmen duruşma vekâlet ücretine hükmedilmediğini, dava 2017 yılında açılmış olup kamulaştırma bedelinin de bu yıla göre hesaplandığını, her ne kadar 2942 sayılı Kanun'a göre kamulaştırma bedeli dava tarihi itibarıyla hesaplanacak olsa da aradan geçen sürede yaşanan enflasyon karşısında müvekkillere ödenmesi gereken kamulaştırma bedelinin değerini yitirdiğini ve yasal faizin bu hususta yeterli olmadığını bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesince faiz yönünden Anayasa Mahkemesinin 2017/34445 Başvuru No.lu ve 16.03.2023 tarihli kararı ve yine Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas ve 2023/69 Karar sayılı kararı doğrultusunda makul ve yaşanan enflasyona uygun bir oranda faize hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ve 12 nci maddesinin birinci ve üçüncü fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması doğrudur.

3. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı idare vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Dairemizin bozma kararı üzerine yapılan yargılama nedeniyle duruşma açıldığından davalı lehine istinaf duruşma vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı idare vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (II) nolu paragrafına ayrı bir bent olarak "İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından 10.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine," cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.