Logo

5. Hukuk Dairesi2024/3413 E. 2025/327 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı ile davalı idare arasında, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, taşınmaza el konulma tarihi itibariyle geçerli mevzuat ve emsal değerler gözetilerek hüküm kurması, usul ve yasaya uygun bulunarak temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3294 Esas, 2023/2223 Karar

DAVA TARİHİ : 21.02.2020

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sarayköy Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/76 Esas, 2022/363 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonucunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmediği ve aleyhine bir hüküm de kurulmadığı gözetildiğinde temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı idare vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davaya konu ... ili, ..., ... Mahallesi 166 ada 17 ve 20 parsel sayılı taşınmazlara kamulaştırmasız el atılması nedeniyle tazminat isteminde bulunmuştur.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu 166 ada 17 parsel sayılı taşınmazın Böceli-Sarayköy sulaması sol sahil sulama kanalı güzergahında kaldığını, kanal güzergahına isabet eden parseller için 03.05.1940 tarihinde ... Vilayeti İdare heyetince 15-178 sayılı Menafii Umumiye kararı alındığını, idare kayıtlarına göre taşınmazın kamulaştırma bedelinin 06.10.1948 tarihinde ödendiğini, 04.10.1948 tarihinde tapusunun alındığını, artan saha olarak talep edilen 166 ada 20 parsel sayılı taşımazın kamulaştırmasının yapılamayacağını, 166 ada 17 parsel açısından ise taşınmaza el koyma tarihinin 1956 yılından önce olduğundan bu davada 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) göre işlem yapılmasının olanaksız olduğunu, davacının haksız davasının öncelikle hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın 166 ada 20 parsel sayılı taşınmaz yönünden reddine, 166 ada 17 parsel sayılı taşınmaz yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu parsel bakımından kamulaştırma bedelinin ödendiğini ve tapusunun da alındığını, 221 sayılı Kanun ve 1956 yılından önceki el koymaların kamulaştırmasız el koyma niteliğinde olmadığını, 2942 sayılı Kanun'un 38 inci maddesi uyarınca 1983 yılından sonra açılan davaların 20 yıllık hak düşürücü süre ile sınırlanmış olduğunu, m² birim fiyatının ve %40 objektif değer artışının yüksek belirlendiğini, dava konusu taşınmazın el atma tarihindeki nitelikleri değil dava tarihindeki nitelikleri esas alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, taşınmazda sulama kaynağı gösterilmeden sulu tarım arazisi olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, kapitalizasyon faiz oranının %6 ve fazlası olması gerektiğini beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükme esas alınan bilirkişi ek ve kök raporda dava konusu taşınmaza fiilen el atılması nedeniyle, 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen geçici 6 ncı maddesi gereğince 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihleri arasında el konulması nedeniyle el koyma tarihindeki nitelikleri dikkate alınarak değerlendirme yapılmasında isabetsizlik bulunmadığı, dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre dava konusu taşınmaza 1953 yılında kanal yapılması suretiyle el konulduğu tespit edildiğinden, taşınmazın el koyma tarihinde tarım arazisi niteliğinde olduğunun kabulü ile sulu tarım arazisi vasfında kabul edilip, zirai gelir metoduna göre, Sarayköy İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün 2020 yılı verilerinin kullanılarak hesaplamanın yapıldığı, ek raporun denetime açık ve hüküm vermek için yeterli olduğu, dava konusu taşınmazın da sulu tarım arazisi kabul edilip kapitalizasyon faizinin % 4 alınmasının yerinde olduğu, yine coğrafi konumu dikkate alınmak suretiyle taşınmazın m² değerine % 40 oranında objektif değer artışı ilavesi ile değerlerin tespitinde isabetsizlik bulunmadığı, yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca üretim masraflarının brüt gelirin 1/3'ü oranında alınmasının yerinde olduğu, uzlaşma dava şartının yerine getirildiği anlaşılmakla, mahkeme hükmünde usul ve kanuna aykırılık tespit edilemediğinden davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekilince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu parsel bakımından kamulaştırma bedelinin ödendiğini ve tapusunun da alındığını, 221 sayılı Kanun ve 1956 yılından önceki el koymaların kamulaştırmasız el koyma niteliğinde olmadığını, 2942 sayılı Kanun'un 38 inci maddesi uyarınca 1983 yılından sonra açılan davaların 20 yıllık hak düşürücü süre ile sınırlanmış olduğunu, m² birim fiyatının ve %40 objektif değer artışının yüksek belirlendiğini, dava konusu taşınmazın el atma tarihindeki nitelikleri değil dava tarihindeki nitelikleri esas alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, taşınmazda sulama kaynağı gösterilmeden sulu tarım arazisi olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, kapitalizasyon faiz oranının %6 ve fazlası olması gerektiğini beyan ederek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un Geçici 6 ncı ve 11 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu ... ili, ..., ... Mahallesi 166 ada 17 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net gelir esas alınarak değer biçilmesinde alınan rapor uyarınca bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A.Davacı Vekilinin Temyizi Yönünden;

Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,

B.Davalı İdare Vekilinin Temyizi Yönünden;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.