Logo

5. Hukuk Dairesi2024/3419 E. 2025/1774 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davalı idareden tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal kıyaslaması yöntemiyle arsa niteliğindeki taşınmaza değer biçilmesinde ve bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3325 Esas, 2023/2204 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Manavgat 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/80 Esas, 2022/145 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Antalya ili, ........ilçesi, ............ Mahallesi 146 ada 1 parsel sayılı taşınmazın uygulama imar planında Belediye Hizmet Alanı olarak kamu hizmetine ayrıldığını, müvekkilinin mülkiyet haklarının kısıtlandığını, taşınmazın davalı tarafça kamulaştırılmadığını belirterek, şimdilik 10.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yasal süresi içerisinde açılmadığını, bu nedenle yasal süresi içerisinde açılmayan davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, esas yönden de açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, dava konusu taşınmazın 2002 yılında yapılan imar planında "Belediye Hizmet Alanı" olarak planlandığını, bu nedenle davacının taşınmazda tasarrufta bulunabilme imkanının olmadığını iddia ettiği, yapılan el koyma nedeniyle tazminat talep ettiğini, davacı tarafını iddialarının doğru olmadığını, dava konusu taşınmaza Belediyeleri tarafından filli ve sürekli olarak el atılmadığını, açılan davaya karşı mahkeme tarafından görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, esas yönden de davanın reddine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, tespit edilen bedelin davalı idareden tahsili ile taşınmazın tapusunun iptaline, davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: taşınmazın belirlenen metrekare birim değerinin düşük olduğunu, emsal taşınmazın emsal olma niteliği taşımadığını, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmaz arasındaki mukayesesinin hatalı yapıldığını, taşınmaz aleyhinde hatalı olan itirazlarının dikkate alınmadığını, bu nedenle dava tarihine en yakın tarihli özel amacı olmayan satış işlemleri bulunarak değerlendirme yapılması gerektiğini, yüksek enflasyon sebebiyle bedelde oluşan yüksek oranda artışın ve yasal faiz ile karşılanamayan zararların bedele yansıtılmamasının hatalı olduğunu beyan etmiştir.

2.Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle: dava konusu taşınmaza belediyeleri tarafından fiili ve sürekli olarak el atılmadığını, taşınmazın bir bölümünde futbol sahası bulunmasının maliklerin kullanımını engellemediğini, kamulaştırmasız el atmalarda el atma olgusunun gerçekleşebilmesi için Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere taşınmaza eylemli olarak el konulmasının, maliklerin kullanımının kanuna aykırı şekilde tamamen ortadan kaldırılmasının ve bu durumun kalıcı olmasının şart olduğunu, bilirkişilerce taşınmazın değerinin yüksek hesaplandığını, emsal taşınmaz ile dava konusu taşınmaz arasında kıyaslama oranlarının fahiş olarak hesaplandığını, Yargıtay Hukuk Kurulunun 2017/5-2799 Esas sayılı kararında kısmen el atılan taşınmazlar hakkında el atılan kısım ve kullanılmaya elverişsiz hale gelen kısımların birlikte bedelinin tahsiline karar verilmesi gerektiğinin açıkça belirtildiğini beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile imar planında "Belediye Hizmet Alanı" olarak ayrılmış olan, dava konusu taşınmaza kamulaştırma olmaksızın davalı tarafından fiilen el atıldığı, dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı içerisinde kalması nedeniyle hükme esas ek raporda, taşınmazın vasfının arsa olarak değerlendirilip emsal kıyaslaması suretiyle değer biçilmesinde yöntem olarak isabetsizlik bulunmadığı, dava konusu taşınmazla, emsal taşınmazın özelliklerinin puanlanması suretiyle bulunan değer üzerinden taşınmazın değerinin tespit edildiği, her iki taşınmazın da düzenleme ortaklık payı düşülmüş imar parseli olduğu, emlak vergi değerleri açısından ters orantı bulunmadığı, hükme esas 23.03.2022 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda, dava konusu taşınmazın tapu kaydı üzerinde, ... Genel Müdürlüğü lehine bulunan daimi irtifak hakkı şerhi nedeniyle % 15 oranında indirim yapılmak suretiyle dava konusu taşınmazın dava tarihi (24.02.2021) itibari ile metrekare birim fiyatının 1.078,67 TL/m² olarak bulunarak ve davacının hissesi nispetinde kamulaştırmasız el atma tazminatının hesaplandığı, İlk Derece Mahkemesince de bu değere ilişkin olmak üzere ve davacının hisse miktarına göre hüküm tesis edildiği, taşınmazın bulunan metrekare değerinin ve tazminat miktarlarının taşınmazın bulunduğu, konum itibari ile uyumlu olduğu, hükme esas 23.03.2022 tarihli bilirkişi kurulu ek raporu denetime açık, ayrıntılı ve hüküm kurmak için yeterli olduğu anlaşıldığından davacı ve davalı vekillerinin istinaf konusu ettiği sebeplerle sınırlı olarak yapılan incelemede, mahkeme hükmünde usul ve kanuna aykırılık tespit edilmediğinden davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınarak Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.