Logo

5. Hukuk Dairesi2024/405 E. 2024/5999 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan bir taşınmazın bedelinin tespitine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, kamulaştırılan taşınmazın değerini, arazi niteliğindeki taşınmaza olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alarak hesaplaması ve değer azalışı oranını makul bulması, hükme esas alınan bilirkişi raporunda verim ve masraflar yönünden İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün değerlendirme tarihindeki veri cetvelinin esas alınmasının uygun görülmesi ve belirlenen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesinin yerinde olması gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1157 Esas, 2023/1779 Karar

DAVA TARİHİ: 16.04.2021

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ:... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/515 Esas, 2023/202 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu ...ili, ..., .../... 405 ada 41 parsel sayılı taşınmazın ifrazından oluşan 405 ada 116 parsel sayıl taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; acele el koyma dosyasında hesaplanan taşınmazın değerini kabul etmediklerini, öncelikle dava konusu edilen taşınmazın özelliklerinin tespitinin ihtilafın çözümü anlamında büyük önem arz ettiğini, dava konusu edilen taşınmazın... ilçesine bağlı ... beldesinde bulunduğunu, ... beldesinin Edirne, Kırklareli, Tekirdağ ve Çanakkale iline ait toprakların bulunduğu Trakya bölgesindeki nüfus anlamında en büyük belde olduğunu, Trakya'nın tam ortasında yer aldığını, konumu itibarıyla değerli olduğunu, bu sebepten dolayı dava konusu edilen taşınmaz ve etrafındaki taşınmazların davalı kurum tarafından yapılmakta olan yüksek hızlı tren projesinde Trakya Bölgesinin lojistik merkezi yapılmak amacı ile kamulaştırıldığını, yine ... bölgesi sanayi anlamında Trakya'nın en gelişmiş bölgelerinde D-100 Karayolu ile TEM otoyolu arasında kaldığını, sanayi tesisleri sayısının çok artması sebebi ile ... Islah Organize Sanayi Bölgesi kurulduğunu, bölgenin tam bir enerji koridoru olduğunu, birçok enerji nakil hattı ve doğalgaz boru hattı bulunduğunu, gerek yoğun sanayileşme gerekse kamu yatırımları sebebi ile kullanımda olan taşınmazların yüzölçümleri ciddi anlamda azaldığını ve bunun mukabilinde nüfus artışı ve beraberinde gelen yapılaşma yoğunluğu ile araziler son derece azaldığını, yine dava konusu edilen taşınmazın bulunduğu bölge Türkiye'nin en zengin bentonit ve doğalgaz yataklarının bulunduğu bir bölge olduğunu, bu da dava konusu edilen taşınmaza ayrı bir değer ve önem kattığını, davacı kurum tarafından daha önce açılmış olan acele el koyma davasında müvekkiline ait olan taşınmaz tarla vasfında değerlendirildiğini; ancak taşınmazın vasfı bilirkişi heyeti tarafından hatalı olarak değerlendirildiğini, zira müvekkiline ait olup acele el koyma işlemine tabi tutulan gayrimenkulün; tapu kütüğünde her ne kadar tarla vasfında olarak gösterilse de bulunduğu bölge olarak belediye imar alanına komşu konumda kalmakta olduğunu, yol, su, elektrik ve çöp toplama gibi hizmetlerden faydalandığını, yine telekominikasyon hizmetleri de mevcut bulunduğunu, yoğun bir yerleşim ve sanayi bölgesinde kaldığını ve bu özellikleri itibarı ile değerli bir imarlı arsa vasfında olduğunu, bu sebepten dolayı dava konusu taşınmazın arsa vasfında değerlendirilmesi gerektiğini, arazi olarak değerlendirilmesi halinde uygulanan %4 oranındaki kapitalizasyon faiz oranının %3 olarak uygulanmasının hakkaniyete daha uygun olacağını, acele el koyma davası aşamasında dava konusu edilen taşınmaza objektif değer artışı olarak son derece düşük bir oran uygulandığını, objektif değer artışının en az %500 olarak uygulanması gerektiğini, zira müvekkilinin kamulaştırma ile elinden çıkan bu taşınmazın yerine yenisini alması mümkün olmadığını, yasal düzenlemeler gereği kamulaştırma davalarında yargılama giderinin davacı kurum tarafından karşılaması gerektiğini, yine Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda davacı lehine ücreti vekâlete hükmedilmesini gerektiren bir kanun maddesinin yürürlükte olmadığını, bu sebepten dolayı davacı tarafın bu husustaki taleplerinin yasal dayanağının bulunmadığını, müvekkiline acele el koyma kararı neticesinde ödenmiş olan bedeli kabul etmediklerini, Mahkemece yukarıda talep ettikleri hususlar da dikkate alınarak yapılacak olan değerlendirme ile belirlenecek olan kamulaştırma bedeline hükmedilmesine, yargılama gideri ile ücreti vekâletin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ve davalıya ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; bedelin fahiş olduğunu, Mahkemece karara esas alınan bilirkişi raporunda net gelir analizinin hatalı yapılmasının yanı sıra net gelir hesabında dikkate alınan verim miktarlarının dava konusu taşınmaz için yüksek miktarlar olduğunu, bu raporda karpuzun münavebeye alınmasının yerinde görülmediğini, taşınmazdan arta kalan alanda değer azalışı oranının, kamulaştırma bedeline objektif değer artışı ve kapitalizasyon faiz oranlarının uygulamasının hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; münavebe ürünlerinin doğru değerlendirilmediğini, Yargıtay kararlarına göre münavebeye alınan ürünler yönünden üretim masraflarının Türkiye ortalamasına göre brüt gelirin 1/3'ü oranında olması gerekirken, masrafların daha fazla hesaplandığını, taşınmazdan arta kalan alanda değer azalış oranının ve objektif değer artışı oranının hatalı olduğunu, belirlenen metrekare birim bedelinin düşük olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arazi niteliğindeki taşınmaza olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alınarak değer biçilmesinin 2942 sayılı Kanun'un değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, değerlendirmeye esas alınan verilerle resmî verilerin uyumlu ve bölgenin münavebe sistemine uygun düştüğü, bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazın niteliği ve konumuna göre belirlenen kapitalizasyon faizi ile objektif değer artırıcı unsur oranlarının yerinde olduğu, böylece Mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.

2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu ve 11 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki ...ili, ..., .../... 405 ada 41 parsel sayılı taşınmazın ifrazından oluşan 405 ada 116 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesi yerindedir.

3. Dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmının yüzölçümü, geometrik şekli ve kullanım durumu dikkate alındığında uygulanan değer azalışı oranının makul olduğu sonucuna varılmıştır.

4. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda... İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün değerlendirme tarihindeki veri cetveli esas alınarak verim ve masraflar yönünden hesaplama yapılması uygun görülmüştür.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.