"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/21 Esas, 2023/338 Karar
DAVA TARİHİ: 15.03.2016
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ...ilçesi, ...Mahallesi 144 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın değeri tespit edilirken bilirkişi heyetine gayrimenkul değerleme uzmanının dahil edilmesi gerektiğini, davacı idare tarafından yapılan değer tespitinin düşük olduğunu, taşınmazın konumu itibarıyla değerinin daha yüksek olduğunu, taşınmaz üzerindeki yapı ve muhdesatların eksik tespit edildiğini belirtmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 09.12.2021 tarihli ve 2021/337 Esas, 2021/392 Karar sayılı ilâmı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekil istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 21.04.2022 tarihli ve 2022/632 Esas, 2022/807 Karar sayılı ilâmı ile davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 21.04.2022 tarihli ve 2022/632 Esas, 2022/807 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; taşınmaz üzerindeki yapıya resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek, makinelere montaj demontaj bedeli değer belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, zemin bedeline ilişkin değerlendirme yönünden ise, İstanbul ili, ...ilçesi, ...Mahallesi 144 parsel sayılı taşınmaz arsa niteliğinde olup, hükme esas alınan bilirkişi kurulunun ana raporunda incelenen, tapudaki satışlardan herhangi birinin emsal alındığı belirtilmediği halde, rapora itiraz üzerine düzenlenen ek bilirkişi kurulu raporunda, ana raporda 6. sıradaki emsalin kıyas emsal alındığı belirtilmiş ise de; söz konusu emsal davacı idare tarafından kamulaştırma işlemi sırasında düzenlenen kıymet takdir raporu olup, davacı idare tarafından düzenlenen kıymet takdir raporu esas alınarak değerlendirme yapanbu rapora göre hüküm kurulması mümkün olmadığından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi hatalı olduğundan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozmaya uyulmak suretiyle kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalıdan adına olan tapu kaydının iptali davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; faiz ve vekâlet ücretine ilişkin hükümlerin doğru yazılmadığını ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; belirlenen bedelin düşük olduğunu, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki İstanbul ili, ...ilçesi, ...Mahallesi 144 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak zeminine değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre; davalılar vekilinin tüm davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere karar tarihine kadar yasal faiz uygulanması gerektiğinden, İlk Derece Mahkemesinin ilk kararı ile hüküm altına alınmış olan 1.830.763.75 TL bedele, 16.07.2016 tarihinden İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi olan 02.03.2018 tarihine kadar, 89.549,20 TL fark bedele ise 16.07.2016 tarihinden İlk Derece Mahkemesinin ikinci karar tarihi olan 09.12.2021 tarihine kadar yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi gerekirken, Mahkemece hatalı değerlendirme yapılması suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalılar vekilinin tüm, davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı idare vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan "tespitine" kelimesinden sonra gelen kısmın ve (3) numaralı bendinin tümüyle çıkartılmasına, yerine “İlk Derece Mahkemesinin ilk kararı ile hüküm altına alınmış olan 1.830.76,.75 TL bedele 16.07.2016 tarihinden İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi olan 02.03.2018 tarihine kadar, 89.549, 20 TL fark bedele ise 16.07.2016 tarihinden İlk Derece Mahkemesinin ikinci karar tarihi olan 09.12.2021 tarihine kadar yasal faiz uygulanmasına” cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalılardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine, Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,
04.06.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(Karşı Oy)
KARŞI OY
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında da açıkça ifade edildiği üzere Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest davalar yönünden uygulanmaları gerekir. Zira Anayasa Mahkemesinin iptal kararları usulî kazanılmış hakkın ve aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil ederler.
Bu nedenle somut olayda; davalı tarafın Anayasa'nın 46 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizin uygulanmasına yönelik 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilecek bir temyiz talebinin (davalılar vekilinin 15.12.2023 tarihli temyiz dilekçesinin) de dosya münderecatında bulunması karşısında, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmünün iptali yönünde Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ve 01.08.2023 tarihli, 32266 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda karar verilmeli ve “dava tarihinden itibaren mahkeme karar tarihine kadar” Anayasa'nın 46 ncı maddesinin son fıkrası hükmü nazara alınarak faize hükmedilmelidir.
Hâl böyle iken, eldeki derdest davada Anayasa Mahkemesi iptal kararının uygulanmadığı çoğunluk görüşüne katılmıyoruz. 04.06.2024