"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/378 Esas, 2024/429 Karar Avukat ...
DAVA TARİHİ : 14.02.2019
KARAR : Esastan ret/ Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/367 Esas, 2023/404 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinafının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu İstanbul ili, ...,...Mahallesi eski 144 parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın mülga Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından Bayındırlık ve İskan Bakanlığının 04.05.1979 tarihli ve 575/1138 sayılı oluru ile kamulaştırıldığını, kamulaştırma bedeli olan 71.250,00 TL'nin taşınmaz maliki adına T.Emlak Kredi Bankası... Şubesine bloke edildiğini, yapılan adres araştırması sonucu murisin ölü olduğundan varislerinin tespit edilen adreslerine noter kanalıyla çıkartılan kamulaştırma tebligatlarının davacının annesi, malikin eşi ...'ın birlikte sakin kardeşi ... ... imzasına tebliğ edildiğini, ayrıca malikin eşi, davacının annesinin 23.03.1988 tarihinde bizzat idareye gelerek tapu devri yapmak üzere evrakları elden teslim aldığını, kamulaştırma işleminin tebligat safhası tamamlandıktan sonra dava konusu taşınmazın tapu devri yapılmaması üzerine devrini sağlamak için 6830 sayılı İstimlak Kanunu'nun 17 nci maddesi gereğince, müvekkil İdare tarafından cebri tescil davası açıldığını; söz konusu tescil davasında ilgililere yapılan tebligatların usulüne uygun olduğu kabul edilerek, Bakırköy 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/171 Esas sayılı kararı ile idare lehine tescil kararı verildiğini, tescil kararının davacıya ve varis ...'a tebliğ edildiğini, verilen hükmen tescil kararının kesinleşmesi üzerine, dava konusu taşınmazın mülkiyeti mülga Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü adına tescil edildiğini, kamulaştırma tebligatının yapıldığı tarihten itibaren 30 günlük yasal hak düşürücü süre içinde açılmaması nedeniyle dava konusu taşınmaz kamulaştırıldığından kamulaştırmasız el atma davası açılamayacağını, işbu davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, tazminat bedelinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bedelin çok düşük belirlendiğini, bilirkişi raporunun eksik ve yetersiz olduğunu, emsal seçimi ve değerlendirmesinin hatalı yapıldığını, enflasyon oranında faiz ya da Anayasa Mahkemesi kararı gereğince kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz uygulanması gerektiğini, nispi vekâlet ücreti verilmemesinin hatalı olduğunu, taşınmaza 1983 yılından sonra el atıldığının fen raporunda belirtildiğini ileri sürmüştür.
2.Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; hak düşürücü süre yönünden davanın reddi gerektiğini, kamulaştırma belgesinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, bedelin yüksek belirlendiğini, düzenleme ortaklık payı düşülmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamulaştırmasız el atılan arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçen, usul ve kanuna uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre el atma bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğru olduğu gibi, taşınmazın imar durumu ve bilirkişi raporunda belirlenen niteliğine göre bedelin uygun olduğu, taşınmaza ilişkin olarak usulüne uygun bir kamulaştırma işlemi bulunmadığı, mahkemece kurulan faiz hükmünün yerinde olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin sair, davalı idare vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; dava konusu taşınmaza 1983 sonrasında el atıldığından nispi vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekirken, yazılı şekilde maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru görülmediğinden davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu mâliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.