"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2051 Esas, 2024/390 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/304 Esas, 2022/112 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kocaeli ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 3471 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın fiilen yol olarak el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın fiilen yol olarak el atılan kısmının 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında karayolları koruma bandı içerisinde kalmakta olup üzerinden D-100 Karayolu bağlantı yolunun geçtiğini, bağlantı yollarının ise müvekkili idarenin sorumluluk alanı dışında kaldığını, bu nedenle müvekkili idare yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini ileri sürmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve el atma tazminatının davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz üzerinden geçen yolun D-100 karayolu yan bağlantı yolu olduğunu, bağlantı yolunun müvekkili idarenin sorumluluğu dışında kaldığını, bu nedenle müvekkili idare yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin yüksek olduğunu, taşınmazın el atıldığı belirtilen 453,72 m²lik kısmından 155,79 m²sinin 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında imar yolunda kaldığı ve bu kısmın kamulaştırılarak yola terk edilmesi gerektiği ek raporda belirtilmesine rağmen bu kısmın da bedeline hükmedildiğini, taşınmazın el atılan 297,93 m²sinin ise 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında imar adası içerisinde kaldığı gözetilerek yola terkini yerine müvekkili idare adına tescilinin gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında kısmen imar yolunda, kısmen sanayi alanında kaldığı, bu nedenle arsa niteliğinde olduğu belirlenmiş olup bilirkişi kurulu raporunda da arsa kabul edilerek emsal karşılaştırma yöntemine göre bedel belirlenmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmediği, kamulaştırmasız olarak el atıldığı belirlenen dava konusu taşınmazın da üzerinde bulunduğu Ankara Caddesinin ana arter olmadığı, caddenin yol ve kaldırım genişliğinin en geniş kısımda yaklaşık 13,50 metre olduğu ve ... Belediyesi sınırları içerisinde bulunduğu, ayrıca Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisinin 17.02.2005 tarihli ve 432 sayılı kararı ile yol genişliği 14,50 metre ve üzerindeki yollardan büyükşehir belediyesinin sorumlu olacağı dosyadaki belgelerden anlaşılmakla, dava konusu el atmadan ... Belediye Başkanlığının sorumlu olması gerektiği kanaati ile davalı belediyenin bu yöndeki husumet itirazının yerinde olmadığının kabul edildiği, somut emsal olarak kabul edilen ... Mahallesi 96 parsel sayılı taşınmazın akit tarihi itibarıyla kadastral parsel niteliğinde olduğu, sonradan imar uygulamasına tabi tutularak 567 ada 2 parsel ile 570 ada 2 parsel numaralarını aldığı, tekrar değişiklikle 606 parsel numarasını aldığı, neticeten 3194 sayılı İmar Kanunu'nun (3194 sayılı Kanun) 18 inci maddesine tabi tutularak kamu ortaklık payı parseli olarak 18.03.2016 tarihinde tescil edildiği, dava konusu taşınmazın 3194 sayılı Kanun'un 15 inci ve 16 ncı maddelerine göre yola terk kesintisi yapılmış imar parseli, somut emsalin ise akit tarihi olan 08.03.2013 tarihinde kadastro parseli olması nedeniyle düzenleme ortaklı payı yönünden denkleştirme yapılmış, her ne kadar emlak vergilerine esas rayiç değerleri arasında uyum bulunmamakta ise de, bu durumun somut emsalin rayiç değerine ilişkin yazı cevabının 2018 yılına göre bildirilmesi, oysa ki akit tarihinde kadastral parsel niteliğinde olan somut emsalin 2016 yılında uygulama görmesi nedeniyle 2019 yılında değişen vasfından dolayı rayicinin aşırı şekilde yükseldiği, ancak mukayesenin akit tarihi dikkate alınarak yapılması nedeniyle Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün parsel sorgulama sistemi üzerinden gözlemlenen konumları dikkate alındığında bilirkişilerce dava konusu taşınmazın somut emsale nazaran daha değerli olduğu yönündeki kanaatin yerinde görüldüğü, her ne kadar bilirkişilerce emsal alınan ... Mahallesi 96 parsel sayılı taşınmaz dışında ... 420 ada 1 parsel sayılı taşınmaz da ikinci emsal kabul edilerek her iki emsalin ortalaması alınmak suretiyle değerlendirme yapılmaları doğru değil ise de her iki emsalin ortalamasının alınmasının idare lehine olduğu, istinafa gelenin de yalnızca idare olduğu dikkate alındığında bu hususun sonuca etkili görülmediği, dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında kaldığı, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın vergi rayiçlerinin karşılaştırılmasında uyumlu olduğu, neticeten bilirkişi heyetince taşınmazın arsa vasfında olduğunun kabulü ile emsal incelemesi yapmak suretiyle 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci ve 12 nci maddeleri çerçevesinde taşınmazın değerini belirlemeleri ve buna göre bilirkişilerin dava konusu taşınmazla emsal taşınmazın konum, nitelik ve vergi beyanları itibarıyla karşılaştırma yaparak benzer özellikleriyle üstün ve eksik yanlarını da belirtmek suretiyle 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi çerçevesinde her iki taşınmazı kıyaslamak suretiyle (dava konusu taşınmaza yakın konumda bulunan ... ilçesi, Ş. ... Mahallesi 366 ada 2 parsel sayılı taşınmazla ilgili daha evvel Körfez 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/41 Esas sayılı dosyasında açılan davada 06.12.2012 tarihi itibarıyla taşınmazın metrekare birim fiyatının 675,00 TL/m² olarak belirlendiği ve Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2016/15591 Esas, 2017/7323 Karar sayılı kararı ile denetiminden geçtiği de dikkate alındığında aradan geçen 7 yıllık süreç dikkate alındığında belirlenen tazminat miktarı yerindedir) dava konusu taşınmazın değerini belirlemesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.
2. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki Kocaeli ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 3471 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı kalan harcın davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.