"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2443 Esas, 2024/444 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/529 Esas, 2022/331 Karar
Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 23 üncü maddesine dayanan kamulaştırılan taşınmazların geri alımı istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Sivas ili, ..., ...köyü 123 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların 04.03.2015 tarihinde davalı idare tarafından kamulaştırıldığını, davalı idarenin kamulaştırılan taşınmaz yönünden kamu yararı kararında belirtilen amacı gerçekleştirmediği gibi taşınmazı başka bir kamu yararı amacı doğrultusunda da kullanmadığını, söz konusu taşınmazların sulama kanalı olarak kullanılmak üzere kamulaştırılmış olmasına rağmen tüm yapılan işlemlerin aynı yerde bulunan farklı taşınmazlar üzerinde gerçekleştirildiğini ve sulama kanallarının diğer taşınmazlar üzerinden geçirildiğini, müvekkile ait taşınmazların hiçbir şekilde sulama kanalı olarak kullanılmadığını, bu nedenle dava konusu Sivas ili, ..., ...köyü 123 ada 1 ve 2 parsel sayılı kamulaştırılan taşınmazların 2942 sayılı Kanun'un 23 üncü maddesi uyarınca Mahkemece geri alma hakkının kullandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; Sivas ili, ..., ...Gölü İnşaatı nedeniyle, ...köyü 123 ada 2 parsel sayılı (ifrazen 28 parsel) ve 123 ada 1 parsel sayılı (ifrazen 26 parsel) taşınmazların müvekkili idare tarafından 2942 sayılı Kanun'un 8 inci maddesine istinaden kamulaştırıldığını, 123 ada 28 parsel sayılı 236,39 m² yüzölçümlü taşınmazın tamamı ve 123 ada 26 parsel sayılı 81,30 m² yüzölçümlü taşınmazın ise 39/280 hissesinin müvekkili idare adına tescil edildiğini, 123 ada 28 parsel sayılı taşınmazın aktif dere yatağına mücavir olduğunu bu nedenle güzergah sulama projesi kapsamında arazinin taban suyunun drenajı ile derenin yağış sonrası feyazan durumunda can ve mal emniyetinin sağlanması için kesitlendirilerek projelendirildiğini ve buna göre ikmal edildiğini, 123 ada 26 parsel sayılı taşınmazın ise güzergah basınçlı borulu sistem sulama projesi kapsamında kamulaştırma genişliği servis yolu ile birlikte projelendirilerek servis yolu kullanılmak suretiyle borunun olası tadilat ve tamiratının yapılmasının sağlanacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kamulaştırma projesinin bir bütün olarak dedğerlendirilmesi gerektiği, kamulaştırılan parselin teknik çalışmalarda yardımcı hizmetler için kullanılabileceği de göz önünde bulundurularak denetime elverişli görülen jeoloji mühendisi bilirkişi raporundaki tespitlere itibar edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkiline ait Sivas ili, ..., ...köyü 123 ada 1 ve 2 nolu parsel sayılı taşınmazlar 04.03.2015 tarihinde davalı idare tarafından kamulaştırıldığını, davalı idare, kamulaştırılan taşınmaz yönünden kamu yararı kararında belirtilen amacı gerçekleştirmediği gibi taşınmazı başka bir kamu yararı amacı doğrultusunda da kullanmadığını, söz konusu taşınmazlar sulama kanalı olarak kullanılmak üzere kamulaştırılmış olmasına rağmen tüm yapılan işlemlerin aynı yerde bulunan farklı bir taşınmazlar üzerinde gerçekleştirildiğini ve sulama kanalları diğer taşınmazlar üzerinden geçirildiğini, müvekkile ait taşınmazların hiçbir şekilde sulama kanalı olarak kullanılmadığını, kamulaştırma kanunun ilgili maddesine göre kamulaştırılan taşınmaza ihtiyacı kalmayan yahut amacına uygun kullanmayan idarenin bu işlemine yönelik mal sahiplerinin söz konusu malını geri alma hakkının düzenlendiğini, davalı idare, belirtilen madde uyarınca taşınmazın kamulaştırma amacına veya kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumu kalmaması halinde keyfiyetin mal sahibine veya mirasçılarına 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre duyurulmasına ilişkin yükümlülüğü yerine getirmediğini, gelinen süreç itibarıyla karşı geri alma hakkına dönük olarak yukarıda adı geçen idareye başvuruda bulunulmadığını, idarenin başvuruya olumsuz olarak cevap verdiğini, bahsi geçen hususlar ve mevzuat hükümlerinin kül olarak değerlendirilmesi neticesinde de anlaşılacağı üzere; davalı idarece kamulaştırılan taşınmaz yönünden kamu yararı kararında belirtilen amaç gerçekleştirilmediği gibi taşınmazın başka bir kamu yararı amacı doğrultusunda da kullanmadığının ortada olduğunu, bu noktada, müvekkiline tebligat yapılmadığını ve geri alma hakkının kullandırılmadığını, gelinen nokta itibarıyla müvekkili adına kanunda belirtildiği üzere geri alma hakkını kullanma amacıyla söz konusu dava açılmış bu süreçte keşif yapılmış raporlar tanzim edildiğini, yapılan işlerin tamamının davalarının haklılığını ortaya koyduğunu Mahkemece hiçbir gerekçe gösterilmeden davanın reddine karar verildiğini, Mahkemece davalarının reddine karar verilirken yapmış olduğu gerekçe ile vermiş olduğu karar arasında herhangi bir bağlantının kurulamadığını, Mahkeme söz konusu kararı verirken gerekçe olarak jeoloji mühendisi bilirkişi ek raporundaki tespitlere itibar ederek davalarının reddine karar verilmiştir demesine rağmen; söz konusu raporlar davalarının reddine değil tam aksine davalarının kabul edilmesini gerektiğini destekleyen bilirkişi raporları olduğunu, 03.12.2021 tarihli Jeoloji Bilirkişi ek raporundan; yapılan kanal imalatın tüm olumsuzlukları bertaraf edecek şekilde hesaplandığı rezerv olarak başkaca bir alana ihtiyaç olmadığı kanaatine varıldığının bildirildiğinin görüldüğünü, 22.03.2022 tarihli Jeoloji Bilirkişisi ek raporundan: talep edilen alanların ise kıyı olarak sınıfladıkları taşkın alanı içinde kalmayacağı, ıslah çalışmasını olumsuz yönde etkileyecek bir konumda olmadığı, bölgenin sulaması için yapılmış ...sulama göletinde su tahliyesinin de kontrollu olması sebebiyle taşkın riski bertaraf edilmiş olacağı kanaatine vardığını bildirdiğinin görüldüğünü, söz konusu raporlar incelendiğinde yapılmış olan kanalın tüm riskleri bertaraf edeceği kanal etrafında bulunan müvekkile ait taşınmaza hiçbir suretle ihtiyaç duyulmayacağı kanala ilişkin temizlik vs. çalışmalarının kanalın yanında bulunan yol üzerinden rahatça yapılabileceği açıkça ortaya konulduğunu, raporun anlatmak istediği davalarının kabulüne karar verilmesi olduğunu, ancak mahkemece söz konusu raporların yanlış değerlendirildiğini, 03.12.2021 ve 22.03.2022 tarihli jeoloji bilirkişi ek raporunda da açıkça ifade edildiği gibi dava konusu taşınmaz yönünden kamu yararı kararında belirtilen amacı gerçekleştirmediği gibi taşınmazı başka bir kamu yararı amacı doğrultusunda da kullanmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davnın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda kamulaştırma projesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davaya konu parselin teknik çalışmalarda yardımcı hizmetlerde kullanılabileceği, İlk Derece Mahkemesinin kararında da belirtildiği üzere, geri alma şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla yazılı şeklide davanın reddine karar verilmesinde bir hata bulunmadığından davacı vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı eski malik ile davalı idare arasındaki kamulaştırma amacına tahsis edilmemiş olan taşınmazın iadesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 23 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. 2942 sayılı Kanun'un 23 üncü maddesi uyarınca; kamulaştırılan taşınmazın geri alınabilmesi için kamulaştırma bedelinin kesinleşme tarihinden itibaren 5 yıl içinde kamulaştırmayı yapan idarece kamulaştırma ve devir amacına uygun hiçbir işlem ve tesisat yapılmamış olması ve kamu amacına yönelik hiçbir ihtiyaca tahsis edilmeyerek taşınmaz malın olduğu gibi bırakılması gerekir. Geri alma hakkının doğmasından itibaren 1 yıl içinde kullanılmayan hak düşer. Aynı amacın gerçekleşmesi için birden fazla taşınmaz birlikte kamulaştırıldığı takdirde bu taşınmazın durumunun bir bütün oluşturduğu kabul edilerek geri alma hakkının doğumu taşınmazların tümüne göre belirlenir.
3. Dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre, ...Göleti Sulaması ve Drenaj Kanalları ile İletim Hattı prejesi kapsamında çok sayıda taşınmazın kamulaştırma amacına tahsis edilmiş olduğu, halihazırda kamualştırma amacına yönelik kanalların tesis edilmiş olduğu gözetildiğinde 2942 sayılı Kanun'un 23 üncü maddesi gereği aynı amacın gerçekleşmesi için birden fazla taşınmaz mal birlikte kamulaştırıldığı takdirde bu taşınmaz malların durumunun bir bütün oluşturduğu kabul edilerek değerlendirme yapılması gerektiğinden dava konusu taşınmazda kamulaştırma amacına veya kamu yararına yönelik herhangi bir işlem yapılmadığından söz edilemeyecektir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.