"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2412 Esas, 2024/644 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Aksaray 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/102 Esas, 2023/172 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın tapudan yol olarak terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Aksaray ili, ..., .............köyü 113 ada 14 (yeni 133 ada 26 parsel) parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile dava tarihi olan 09.05.2022 tarihinden itibaren 4 ay sonrası olan 09.09.2022 tarihinden karar tarihi olan 16.06.2023 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine, bedelin davalıya ödenmesine, konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline, tapudan yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz yönünden alınan bilirkişi raporunda kapitalizasyon faiz oranının %4 alınarak taşınmazın değerine etki eden bütün unsurlar nazara alındığından ekstradan taşınmazın değerine % 300 objektif unsur uygulanmasının tarım arazisini çok değerli gösterdiğini, taşınmaz için kullanılan münavebenin sulu tarım arazilerinde kullanılan ürünler olduğunu, taşınmazın kuru tarım arazisi olduğundan %5,50 ve üzeri kapitalizasyon faiz oranının uygulanmasının doğru olacağını ve idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmediğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esasına göre değer biçilmesi doğru olduğu gibi davacı idare lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesi yerinde olup bölgeden Dairemize intikal eden ve dava konusu taşınmaza göre şehir merkezine daha uzak olan dava dosyalarında %200 objektif değer artışı uygulandığı ve Yargıtay denetiminden de geçerek kesinleştiği görüldüğünden, dava konusu taşınmazın Devlet karayoluna ve şehir merkezine daha yakın olması dikkate alınarak %300 oranında objektif değer artışı uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediğinden istinaf başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alınarak değer biçilmesi yöntem itibarıyla doğrudur.
3. Dairemiz yerleşik uygulamasına göre; özel ve dikkate alınması gereken haklı bir neden bulunmadıkça tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yöntemle yapılacak değerlendirmede münavebeye alınacak ürünler için 2942 sayılı Kanun'un 15 inci maddesinin son fıkrasındaki düzenleme uyarınca, kamulaştırma belgelerinin mahkemeye verildiği gün itibarıyla dekar başına elde edilecek ortalama verime, üretim giderine ve toptan satış fiyatına ilişkin olarak ciddi istatistiki bilgilere dayalı olduğu bilinen o yerdeki İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinin esas alınması gerektiğinden 2022 yılı verilerinin dosya kapsamına alınarak raporun denetlenmemesi hatalıdır.
4. Mahallinde yapılan keşif gözleminde, dava konusu taşınmazın kuru tarla vasfındayken bir kısmının yol içerisinde diğer kısmının yol kenarında kaldığının belirtildiği, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise dava konusu taşınmazın sulu arazi olarak kabul edildiği; ancak taşınmazın nereden ve ne şekilde sulandığı, sulama kaynağı, yapılan sulamanın taşınmazın tamamını sulamaya yeterli olup olmadığının açıklanmadığı anlaşılmıştır. Bu itibarla yeniden yapılacak keşifte taşınmazın sulu olup olmadığı hususunda tanık ve mahallinde bilirkişiler de dinlenerek alınacak rapor uyarınca karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, eksik inceleme ve soyut ifadelerle taşınmazın sulu arazi olarak kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
5. Kabule göre de Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda komşu parsellerin de bahçe nitelikli sulama imkanına sahip parseller olması nedeniyle dava konusu taşınmazın sulu tarım arazisi olduğunun kabul edildiği belirtilmişse de su kaynağının bulunduğu komşu parsellerin kime ait olduğu bu parsel sahibi ile davacılar arasında sulama hususunda anlaşma olup olmadığı, kuyunun davalıların taşınmazını da sulamaya yeterli olup olmadığı araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.