Logo

5. Hukuk Dairesi2024/5276 E. 2025/1322 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıların, kamulaştırmasız el konulan taşınmazlarının bedelini davalı idarelerden tahsiline ilişkin taleplerinin reddine dair kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yöntemiyle değer biçilmesinde isabetsizlik görülmemesi ve davalı vekilinin temyiz sebeplerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmaması gözetilerek, usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/938 Esas, 2023/2240 Karar

KARAR : Esastan ret/Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen Karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 40. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/538 Esas, 2023/32 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin asıl ve birleştirilen davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacılar ve davalı ... vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine asıl ve birleştirilen dava için yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... yönünden asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacılar ve davalı ... vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekilinin başvurusunun esastan reddine; davalı ... vekilinin başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleştirilen davanın davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... yönünden asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması halinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Davacılar ... ve ... dışındaki davacıların paylarına düşen ve hükmedilen ile ıslah dilekçesinde asıl davanın davacılarının payları için talep edilen bedelin reddedilen kısımlarının Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla, davacılar vekilin tüm, davalı ... vekilinin davacılar ... ve ... dışındaki davacılar yönünden temyiz dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı ... vekilinin davacılar ... ve ... payları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili asıl ve birleştirilen dosyaların dava dilekçelerinde özetle; İstanbul ili, ......; ilçesi, ... Mahallesi 419 ada 28 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmadan davalı idarelerce el atılmış olduğunu, uzlaşma başvurusunda bulunduklarını ve sonuç alamadıklarını belirterek belirlenecek tazminatın davalı idarelerden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın ana arterde olmadığını, 1/5000 ölçekli...Koruma Amaçlı Revizyon Uygulama İmar Planında Sur Koruma Bandı sınırı içerisinde, Mezarlık Alanı lejantında kalmakta olduğunu, el atmanın 1956 öncesi olduğunun tespiti halinde davanın bundan dolayı reddinin gerekeceğini, müvekkil idarece dava konusu yere kamulaştırmasız el atılmadığını, müvekkili idareye husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu parsellerin ana arterde kaldığını, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının sorumlu olduğunu, müvekkili belediye tarafından herhangi bir yol çalışması yapılmadığını, el atmanın söz konusu olmadığını, dava konusu taşınmazların halen kadastral parsel statüsünde olduğunu, değer tespit edilirken el koyma tarihindeki niteliklerinin esas alınması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davaların reddine, davalı ... yönünden asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı ... vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl davada ıslah dilekçelerindeki talepleri dikkate alınarak fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl dava yönünden hükmedilen tazminat bedelinin hatalı hesaplandığını, birleştirilen davada faiz başlangıç tarihinin hatalı yazıldığını, husumet yönünden yeterli inceleme yapılmadığını, taşınmaza biçilen metrekare değerinin fahiş olduğunu, düzenleme ortaklık payı kesintisinin yapılmadığını, yerel mahkemenin kararıyla tapuda terkin ve tescil işlemi yapılmasının mümkün olmadığını, uzlaşma şartının yerine getirilmediğini, bir kısım davacılar yönünden uzlaşma başvurusu yapılmadığını, vefat eden davacılardan ...'ın tüm mirasçılarının davaya dahil edilip edilmediğinin araştırılması gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda esas dava yönünden hesaplanan 1.532.480,33 TL bedelin hatalı olduğunu, toplam bedelin 1.139.720,33 TL olması gerektiğini, birleştirilen dava tarihi 23.01.2019 olduğu hâlde, faizin başlangıç tarihi olarak 04.11.2015 belirlendiğini, bu davada husumetin müvekkili idareye yöneltilemeyeceğini, dava konusu taşınmazın ana arterde bulunmadığını, şehitlik alanlarından sorumluluğun İstanbul Valiliği'ne ait olduğunu, bilirkişi heyetinin belirlediği bedelin fahiş olduğunu, dava konusu taşınmaza kısmi el atma söz konusu olmasına rağmen taşınmazın tümü üzerinden tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki takiyidatların bedele yansıtılmadığını, düzenleme ortaklık payı kesintisi oranının hatalı olduğunu, davacılar vekilinin birleştirilen dosyada iki kez ıslah yoluna başvurduğunu 970.828.17 TL üzerinden hüküm kurulması gerekirken 970.828.37 TL üzerinden hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, faizin ıslah tarihinden itibaren uygulanması gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükme esas aınan bilirkişi heyeti raporunun usul ve kanuna uygun olduğunu, 19.12.2022 tarihli raporun hükme esas alınmasında isabetsizlik bulunmadığını, ancak asıl ve birleştirilen davanın aynı hukuki nedenden kaynaklanması nedeniyle tek vekâlet ücretine hükmolunması gerekirken asıl ve birleştirilen dava için ayrı ayrı harç ve vekâlet ücreti alınması doğru olmadığı, birleştirilen davada faizin birleştirilen davanın dava tarihi yerine ilk dava tarihinden itibaren işlemesine karar verilmesinin yerinde olmadığı değerlendirilerek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davaların reddine, ... yönünden asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davacılar Vekilinin Temyiz Talebi Yönünden;

Davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,

B. Davalı ... Vekilinin Davacılar ... ve ... Dışındaki Davacılara İlişkin Temyiz Talebi Yönünden;

Davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,

C. Davalı ... VekilininDavacılar ... ve ...'ye İlişkin Temyiz Talebi Yönünden;

Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacılardan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, aşağıda yazılı kalan harcın davalı ... Başkanlığından alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.