"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2428 Esas, 2024/105 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adıyaman 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/298 Esas, 2022/328 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesi ile, özetle; müvekkilerinin murisi...ve ... 01.07.1894 doğumlu ... adına kayıtlı iken a-cilt 50 sayfa 60 sıra 11 ve 12.11.1956 tarihli b-cilt 8 sayfa 188 sıra 68 ve Kanunisani 1926 tarihli c-cilt 19 sayfa 140 sıra 05.09. 1939 tarihli ( her üç taşınmazın) Adıyaman ili, ........Mahallesi ... geveri mevkiinde kaim taşınmazlara davalı idare tarafından yapılan yol genişlemesi çalışmaları neticesinde kamulaştırılmaksızın fiilen el atıldığını ve kamu hizmetine tahsis edildiğini, söz konusu taşınmazların bedelinin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun'un) Geçici 6 ncı maddesi uyarınca "fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile" şimdilik 1.000,00TL sinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacı müvekkillerine verilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı idareye yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece Kanunisani 1926 tarihli, c-cilt 19 sayfa, 140 sıra 05.09.1939 tarihli taşınmaz için dosya tefrik edildi işbu dosyaya kaydı yapıldı .
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz hakkında daha önce Adıyaman 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/155 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, dava konusu taşınmaza kamulaştırma yapılmadığına ilişkin ispatın davacıya ait olduğunu, müvekkili kurum tarafından muris ... adına kamulaştırma işlemlerinin yapıldığını, açılan davanın usul ve kanuna aykırı olduğunu, dava konusu yerin 30.11.1956 tarihli ve 1956/173 sayılı kamu yararına kararına göre kamulaştırıldığından kamulaştırmasız el atmanın söz konusu olmadığını, 3402 sayılı Kadastro Kanun'u uyarınca 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamayacağını, dava açılamayacağını, tüm bu nedenlerle hak düşürücü süre göz önüne alınarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazdan şehrin ana bulvar yolu geçirilmesi suretiyle el atıldığını, dava konusu taşınmazın arsa vasfında olduğunu, yola katılan taşınmazlara yol genişletilmesi çalışmaları neticesinde kamulaştırılmaksızın fiilen el atıldığı ve taraflarına herhangi bir ücret ödenmediğini, dava konusu taşınmazın kök muris ...'ya ait olduğu iddialarını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacılar tarafından Kanunisani 1926 yılı cilt:19, sayfa:140, sıra:5, 05.09.1939 tarihli taşınmazın murisleri ...ve ... 01.07.1894 doğumlu ... adına kayıtlı taşınmaza davalı idare tarafından yol genişletme çalışmaları neticesinde kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istemine ilişkin olarak eldeki davanın açıldığı; dosya içerisinde yer alan Adıyaman Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/6 Esas, 2015/247 Karar sayılı...ve ... 01.07.1894 doğumlu ...'nun mirasçılık belgesinden davacıların ... mirasçıları olduğu, İlk Derece Mahkemesince dava konusu taşınmazın kök kayıtları olan zabıt kütük fotokopilerinin, kadastro tutanaklarının, kütük fotokopilerinin, resmi senet örneklerinin dosya arasında alındığı, gelen bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda; dava konusu taşınmazda davacıların murisi...ve ... 01.07.1894 doğumlu ...'nun malik olarak yer almadığı, davaya konu taşınmazın kök kayıtlarında...kızı ...' nun malik olarak göründüğü, kök kayıt maliki olarak görünen...kızı ...'nun aynı zamanda davacıların murisi ...'nun mirasçısı olduğu, davanın açıldığı tarihte sağ olduğu ancak davada davacı olarak bulunmadığı, hususları nazara alındığında, davacıların dava konusu taşınmaz üzerinde hak sahibi olmadığı anlaşıldığından İlk Derece Mahkemesince davacıların aktif husumet yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş; ancak İlk Derece Mahkemesince yargılama aşamasında davacılardan ... TC kimlik nolu ... vefat ettiği, mirasçıların davaya iş bu dava dosyasının tefrik edildiği 2020/154 Esas sayılı dosyasında davacı olarak devam ettiği bu dosyada bu davacıların vekili olarak Av. ...'ın vekâletname sunduğu anlaşılmış olup, gerekçeli karar başlığında ... mirasçıları olan davacıların vekili olarak Av. ...'ın vekil olarak gösterilmemesi ve ayrıca vefat eden ... TC kimlik nolu ...' ün karar başlığında davacı olarak gösterilmesi, yine karar başlığında usulüne uygun olarak yargılamada yer almayan ve mirasçı sıfatıyla Uyap sistemine kaydedilen ...'un karar başlığında gösterilmesi doğru görülmemiş ise de, bu hususlar Dairemizce karar başlığında düzeltilmek suretiyle giderilerek davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.