"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/3018 Esas, 2024/591 Karar
DAVADA DAVALI : Maliye Hazinesi vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 20.10.2016
KARAR : Ret
Taraflar arasındaki taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili asıl ve birleştirilen dava dilekçesinde özetle; dava konusu Sakarya ili, ..., Açmabaşı köyü, 126 ada 29 parsel sayılı taşınmazın davacı ... tarafından 28.03.2007 tarihinde tapu siciline güvenerek satın alındığını, taşınmazın mütegayyip eşhastan metruken Hazineye intikal eden ve zilyetlikle iktisabı mümkün olmayan taşınmazlardan olduğu gerekçesiyle tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edildiğini, ilgili kararın kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiğini belirterek uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 03.06.2021 tarihli ve 2020/53 Esas, 2021/259 Karar sayılı kararı ile asıl ve birleştirilen davanın kabulüne ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazineden tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 27.12.2022 tarihli ve 2021/1855 Esas, 2022/3170 Karar sayılı ilamı ile dava konusu taşınmazın 2005 yılında yapılan arazi kadastro çalışmaları sırasında zilyetlikten dava dışı Fikriye Gedik adına tespit ve tescil edildiği, davacı ...'nin 28.03.2007 tarihinde taşınmazı satış yoluyla edindiği, taşınmazın mütegayyip eşhastan metruken Hazineye intikal eden taşınmaz olduğu gerekçesiyle Kocaali Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/10 Esas sayılı dosyası ile tapu iptal davası açıldığı, mahkemenin 18.12.2012 tarihli ve 2011/10 Esas, 2012/382 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne, dava konusu parselin davacı Hazine adına tesciline karar verildiği, hükmün kanun yoluna başvurulmaksızın 26.03.2013 tarihinde kesinleştiği, davacının 20.10.2016 tarihinde eldeki tazminat davasını açtığı, kaldırma kararından sonra alınan bilirkişi raporu ile taşınmazın değerinin daha fazla tespit edilmesi nedeniyle ek davanın açıldığı, tapu iptal tarihi itibarıyla vasfı arsa olarak belirlenen taşınmazın değerinin resmi veriler ışığında emsal satış yöntemiyle belirlenmesinin yerinde olduğu; ancak davalı idare harçtan muaf olduğu hâlde, aleyhine harca hükmedilmesi doğru olmadığı gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 27.12.2022 tarihli ve 2021/1855 Esas, 2022/3170 Karar sayılı karara karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde kadastro öncesi sebebe dayanılarak açılan dava sonunda özel mülkiyete konu olabilecek nitelikteki taşınmazın 1331 sayılı Emval-i Metruke Kanunları'na göre Hazine'ye intikal eden yerlerden olduğu gerekçesiyle tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına tescil edilmesi nedeniyle mülkiyetin kaybedildiği ileri sürülerek açılan tazminat davasında 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi koşulları oluşmadığından davacıların davasının reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, yazılı şekilde kabul kararı verilmesi doğru görülmeyerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 14.02.2024 tarihli ve 2023/3018 Esas, 2024/591 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkillerinin taşınmazın mütegayyip eşhastan metruken Hazineye intikal eden taşınmazlardan olduğunu bilmesinin mümkün olmadığını, davanın kabulü gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkeme kararının ONANMASINA,Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.