Logo

5. Hukuk Dairesi2024/5596 E. 2025/568 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmazın bedelinin tespiti ve tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaza fiili el atılmamış olsa da imar planının kesinleşmesinden itibaren 5 yıl içinde kamulaştırma yapılmaması nedeniyle idarenin hukuki el atmasının gerçekleştiği, bedelin tespitinde ve dava tarihinden itibaren işleyecek faizin hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1686 Esas, 2024/918 Karar

DAVA TARİHİ : 07.06.2022

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Ankara Batı 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/295 Esas, 2023/276 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, ..., ..., 46763 ada 3 parsel sayılı taşınmazın imar planında okul alanı olarak ayrıldığını ve fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmaz üzerinde davalı bakanlığa ait bir tesis bulunmadığından fiili el atma söz konusu olmayıp idari yargının görevli olduğunu, kamulaştırmasız el atma şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; yargılama sürecinde Türk Lirasında değer kaybı meydana geldiğini, bu durumun dikkate alınarak hesaplama yapılması ve tespit edilen bedele bu değer kaybı hesabının da ilave edilmesinin gerektiğini, Anayasa Mahkemesinin 2017/15134 numaralı Ali İmancı ve Eşref Aydın başvurusunun dikkate alınmadığını, munzam zararın hesabının gerektiğini ileri sürmüştür.

2.Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; kendilerine husumet düşmediğini, parselasyon işlemleri ve imar planlarına karşı dava açılmadığını ve imar planlarının kesinleştiğini, satın almadan itibaren 5 yılın geçmediğini ve bu yönüyle mülkiyet kısıtlamasının oluşmadığını, imar planlarını yapan belediye ile ayrıca Hazinenin sorumlu olduğunu, faiz başlangıcının hatalı olduğunu, bedelin uygun olmadığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu Ankara ili, ..., ..., 46763 ada 3 parsel sayılı taşınmazda davacının paydaş olduğu dava konusu taşınmazın öncesinde 1998 onay tarihli imar planı ve 85065 numaralı parselasyon planı kapsamında "Ortaöğretim Tesis Alanı" olarak ayrıldığı, daha sonra yapılan ve 2021 yılında onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planında "lise alanı" olarak ayrıldığı, idarenin hukuki el atması bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verildiği, her ne kadar taşınmaza fiili olarak el atılmamış ise de davalı idare tarafından imar planının kesinleşmesinden itibaren 5 yıllık süre içinde dava konusu taşınmazın kamulaştırılması yönünde herhangi bir işlem yapılmadığı, davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği, bu haliyle idarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerektiğinden arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve hüküm altına alınan bedele dava tarihinden itibaren faiz uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V.TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiştir.

2.Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiş, maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir. "...Usûlü dairesinde istimlak muamelesine levessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda karar verildi."

3.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile "...Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmesizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. Maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına..." karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan bedel davalarında dava değeri dava tarihine göre tespit edilip bu tarihten itibaren faize hükmedildiğinden ve başkaca bir bedel hesabı yapılamayacağından davacı vekilinin bu yöndeki itirazlarına itibar edilmemiştir.

4. Her ne kadar hukuken tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar yönünden Dairemizin yerleşik uygulamaları gereği 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası gözetilerek maktu vekâlet ücretine hükmediliyor ise de davalı idarenin(Hazine'nin) taşınmazın başkaca paydaşlarının açtığı dosyalar ile taşınmazda paydaş olduğu ve proje bütünlüğü gözetildiğinde fiili el atmanın varlığının kabulü ile nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

5. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi