Logo

5. Hukuk Dairesi2024/5615 E. 2025/2195 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz nedeniyle taşınmaz maliklerinin bedel talebine ilişkin davada, taşınmazın bedelinin tespiti, davalı idareden tahsili ve vekâlet ücretinin belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın imar planında enerji nakil hattı koruma kuşağı olarak belirlenmesi, davacıların imar uygulaması ile taşınmaza malik olmaları ve taşınmaza enerji nakil hatları geçirilerek fiilen el atılması nedeniyle mülkiyet bedelinin tespiti ve davalı idareden tahsiline karar verilmesi gerektiği, ayrıca el atmanın tapuda ilk tescil tarihinde başladığının kabulü ile nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/568 Esas, 2024/353 Karar

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gölbaşı(Ankara) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/60 Esas, 2022/642 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin davada yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, ..., ... 112203 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinden kamulaştırma yapılmaksızın enerji nakil hatları geçirildiğini ve bu hatların, taşınmazın kullanılmasını olanaksız hale getirdiğini, bu nedenle taşınmazın bedelinin davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, genişleyen veya yeri değişen direk yerlerinin kamulaştırma çalışmalarının devam ettiğini, taşınmaz üzerinden geçen enerji nakil hatları ile ilgili olarak, imar uygulaması öncesindeki kadastro parsellerinde usulüne uygun şekilde irtifak kamulaştırması yapıldığını, imar uygulaması sonucu oluşan dava konusu taşınmaz üzerindeki irtifak haklarının tapuya tescil edildiğini, dava konusu taşınmazın geldiği 39 numaralı kadastro parselinde herhangi bir kamulaştırma işleminin ve hattın bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın bedelinin düşük belirlendiğini, el atma tarihinin 1983 yılı sonrası olduğunu Ankara 14. Hukuk Dairesinin 2021/1982 Esas, 2022/647 Karar sayılı kararınnda taşınmazların 2007 yılında imar ile oluştuğunu belirtilerek nispi vekâlet ücretine hükmedildiğini, davacıların taşınmazlarda imar ile malik kılındıklarını, bu yönüyle maktu vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; imar uygulaması sonucu oluşan dava konusu taşınmaz üzerinde irtifak haklarının tapuya tescil edildiğini, davacı tarafın payının geldisi olan 39 parsel sayılı taşınmazda hat bulunmadığını ve kamulaştırma işlemi yapılmadığını, imarla davacı taraf payının davaya konu taşınmaza taşındığını, hattın geldiği parsellerde ise kamulaştırma işleminin tamamlandığını, mükerrer olarak ve mülkiyet bedeli verilemeyeceğini, imar planı yaparak dava konusu taşınmazı enerji nakil hattı koruma kuşağı alanı olarak ayıran belediyenin sorumlu olduğunu, irtifak yerine mülkiyet kamulaştırması yapılmasının hatalı olduğunu, plan iptali davasının bulunduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu; Ankara ili, ..., ... 112203 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında Enerji Nakil Hattı Koruma Kuşağı olarak ayrıldığı, 2007 ve 2016 yıllarında yapılan uygulama sonucu davacı ve 3.şahıslar adına tescil edildiği, dava konusu taşınmazın imar uygulaması sonucunda oluşan kamu ortaklık payı (KOP) parseli olduğu ve ... 675 ila 700 arası parsel sayılı taşınmazlardan imar uygulaması sonucunda geldiği, davacı tarafın payının geldiği 39 numaralı kök parsel ile dava konusu taşınmazın konumsal olarak aynı yerde bulunmadığı, imar planının ve plan notlarının iptali istemiyle davalı idare tarafından açılan davalar sonucunda imar planlarının iptaline yönelik taleplerin reddine, plan notlarının ise iptaline karar verildiği, plan notlarının iptaline yönelik kararlar doğrultusunda Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 09.08.2918 tarihli ve 1289 sayılı kararı ile onaylanan 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında taşınmazların yine "Enerji Nakil Hattı Koruma Kuşağı" olarak ayrıldığı; ancak plan notlarının kaldırıldığı, dava konusu taşınmazın imar uygulaması sonucunda oluşan kamu ortaklık payı parseli olduğu ve davacı tarafın imar işlemi ile bu taşınmaza malik olduğu, dava konusu taşınmaza enerji nakil hatları geçirilerek fiilen el atıldığı, taşınmazın yürürlükteki İmar Planında enerji nakil hattı koruma kuşağında bulunduğu da gözetildiğinde davacı tarafın taşınmaz bedelini talep etme hakkı bulunduğu gibi, kök parselde irtifak hakkına dayalı kamulaştırma işlemi yapılmadığı ve herhangi bir bedel ödenmediği, davacı tarafın dava konusu taşınmazda ilk kez imar ile malik olduğu da dikkate alındığında, arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde, taşınmaz imar planında tamamen enerji nakil hattı koruma kuşağında kalıp, üzerine yapı yapılması ve bu şekilde kullanılması mümkün olmadığından, mülkiyet bedelinin tespiti ile davalı idareden tahsiline, bedeline hükmedilen taşınmazdaki davacı taraf payının tapusunun iptali ile davalı idare adına tapuya tesciline dair kararda, dava konusu taşınmazın yakınındaki 112217 ada 2 parsel malikleri tarafından açılan davada Eylül 2021 değerlendirme tarihi itibarıyla tespit edilen ve kesinleşen 1.470,00 TL/m² birim bedelin Dairemizin 2022/1236 sayılı ilamı ile Dairelerinden ve Yargıtay denetiminden civardan geçen dava dosyalarında uygun görülen Mart 2018 itibarıyla 675,00 TL, Aralık 2019 itibarıyla 900,00 TL metrekare değerleri, Dairemiz denetiminden geçen ve dava konusu taşınmaza komşu taşınmaza 2021 Şubat itibarıyla 1.200,00 TL metrekare değer biçildiği ( Dairemizin 2022/739 Esas) de gözetildiğinde, bu dosyada dava konusu taşınmaza 2022 Ocak itibarıyla biçilen değerin uygun olduğu anlaşılmış ancak; Dava konusu taşınmazda bazı davacı murislerinin payının intikal gördüğü gözetilerek tescil kararı verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, dava konusu taşınmazın ilk kez 2007 yılında imar uygulaması ile oluştuğu, hatların tesis edildiği tarihte, davacı taraf payının geldiği kadastral parsel üzerinden söz konusu hatların geçirilmediği ve herhangi bir irtifak tesisi, kamulaştırması yapılmadığı dikkate alındığında ve davacı taraf yönünden el atmanın tapuda ilk imar tescil tarihinde başladığının kabulü ile nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi ve Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 14.11.2023 tarihli ve 2023/4852 Esas, 2023/10934 Karar sayılı ilamı ile 28.09.2023 tarihli ve 2023/7077 Esas, 8035 Karar sayılı " 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16.11.2022 tarihli ve 7421 Sayılı Vergi Usul Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a ek 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar için açılan davalarda uygulanamayacağına" dair Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Daireleri arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin kararı gereğince nispi karar ve ilam harcına hükmedilmesi de gerektiğinden, el atmanın tapuda ilk tescil tarihinde başladığının kabulü ile nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru görülmeyerek İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılıp yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın bedelinin düşük belirlendiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususlara ilave olarak vekâlet ücretinin maktu olarak belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır

2. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsallerin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde, aynı taşınmaza ilişkin Dairemiz denetiminden geçen dosyalar dikkate alındığında bir isabetsizlik görülmediği gibi, taşınmazın imar planında ''Enerji Nakil Hattı Koruma Kuşağı'' olarak özgülenmiş olması nedeniyle mülkiyet bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğrudur.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı kalan harcın davalı idareden alınmasına, davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.