Logo

5. Hukuk Dairesi2024/5701 E. 2025/657 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın gerçek değerinin tespiti için yapılan emsal karşılaştırmasının ve tazminat belirlenmesinin hukuka uygun olduğu, davalı Hazine'nin 4721 sayılı Kanun'un 1007. maddesi gereğince kusursuz sorumluluğunun bulunduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/391 Esas, 2021/552 Karar

DAVACI-KARŞI

DAVADA DAVALI : Orman Genel Müdürlüğü vekili Avukat ...

KARŞI DAVADA DAVALI : ... vekili Avukat ...

DAVALILAR-KARŞI

DAVADA DAVACILAR : ... vd. vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : 27.05.2016

KARAR : Esastan ret/ Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/9 Esas, 2019/389 Karar

Taraflar arasındaki kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kalan taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tescili istemine ilişkin asıl dava ile tapu kaydının kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kaldığından iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin karşı davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın karşı davada davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükümleri kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararları üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın karşı davada davalı Hazine vekili ile asıl davada davalılar- karşı davada davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince karşı davada davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, karşı davada davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, karşı davada davalı Hazine vekili ile asıl davada davalılar- karşı davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez.

Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Davalı-karşı davacı ... dışında kalan karşı davacılar yönünden hükmedilen tazminat bedelinin Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla, davalı-karşı davacı ... dışında kalanlar yönünden karşı davalı Hazine vekili ile asıl davalı- karşı davacılar vekilinin temyiz dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Karşı davalı Hazine vekili ile asıl davalı- karşı davacılar vekilinin davalı-karşı davacı ... yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu Kocaeli ili, ..., ... Mahallesi 151 ada 7 parsel (eski 514 parsel) sayılı taşınmazın kesinleşmiş orman kadastrosuna göre Devlet Ormanı sınırları içerisinde kaldığını beyan ederek taşınmazın tapu kaydının iptali ile Devlet Ormanı vasfı ile ... adına tescilini talep etmiştir.

2. Karşı davada davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin ve murislerinin tapu siciline güvenerek dava konusu taşınmazı edindiğini ve uzun yıllardan beri kullandıklarını, bu nedenlerle davanın reddi gerektiğini savunmuş, ayrıca dava konusu Kocaeli ili, ..., ... Mahallesi 151 ada 7 parsel (eski 514 parsel) sayılı taşınmazın kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kalması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davacı- karşı davada davalı ... Genel Müdürlüğü cevap dilekçesinde özetle; davanın öncelikle husumet, olmadığı takdirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile Devlet ormanı olarak ... adına tapuya tesciline, karşı davanın kısmen kabulü ile taşınmaz bedelinin karşı dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsili ile davacıya ödenmesine ve karşı davalı ... Genel Müdürlüğü yönünden davanın husumetten reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde karşı davada davalı Hazine vekili ile asıl davada davalılar- karşı davada davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Asıl davada davalılar- karşı davada davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; tespit edilen bedelin dava konusu taşınmazın gerçek değerini yansıtmadığını, dava konusu 151 ada 7 parselin yanındaki 151 ada 6 parsel sayılı taşınmazın m² birim fiyatı 108,00 TL olarak belirlendiği halde dava konusu 151 ada 7 parsel sayılı taşınmazın m² birim fiyatının 66,00 TL olarak belirlendiğini, yan yana bulunan iki taşınmaz arasında bu denli fiyat farkı olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, belirlenen bedelin düşük olduğunu ileri sürmüştür.

2. Karşı davada davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; ormanların kamu malı niteliğinde, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, özel mülkiyete konu olamayan bu tür taşınmazlar her nasılsa özel mülk olarak tapuya tescil edilmiş olsalar bile bu durumun taşınmazın niteliğini değiştirmeyeceğinden tescil işleminin yok hükmünde olduğunu ve bu tapu kaydına değer verilmeyeceğini, tazminat istemi için haksız işlem şartı gerçekleşmediğinden tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, belirlenen tazminat miktarının da fahiş olduğunu, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilerek 25.837,30 TL'lik talebin reddine karar verildiği hâlde, reddedilen kısım üzerinden müvekkili Hazine lehine vekâlet ücreti takdir edilmediğini, yargılama giderlerinin de kabul ve ret oranları üzerinden belirlenmesi gerekirken tamamının Hazineden alınmasına karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf kaldırma kararından sonra dosya kendisine iade edilen İlk Derece Mahkemesince mahallinde yapılan keşif ve alınan bilirkişi kurulu raporu ile kaldırma nedenlerinin karşılanmış olup, karşı dava tarihi itibarıyla vasfı arsa olarak belirlenen taşınmazın değerinin emsal karşılaştırması yapılarak tespit edilmesinde ve dava konusu taşınmazın kesinleşen orman tahdidi içinde bulunduğunun anlaşılmasına göre Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, her ne kadar İlk Derece Mahkemesince dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın imar durumu, emlak vergisine esas m² birim fiyatı, emsal taşınmazın satış akit tablosuna ilişkin kayıtlar celpedilmemiş ise de ilgili kurumlardan gerekli kayıt ve belgeler getirtilerek bilirkişi rapor ve içeriğinin denetlendiği, bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu sonucuna varıldığından karşı davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, karşı davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun vekâlet ücreti ve yargılama giderleri yönünden kabulü ile mahkemece tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen reddedilen kısım yönünden davalı Hazine yararına vekâlet ücretine hükmedilmemesi ile yargılama giderlerinin ret ve kabul oranına göre takdir edilmemesi usul ve kanuna aykırı olduğundan İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın kabulüne, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde karşı davada davalı Hazine vekili ile asıl davada davalılar- karşı davada davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Asıl davada davalılar- karşı davada davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Karşı davada davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşı davada tapu kaydının kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kaldığından iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu Kocaeli ili, ..., ... Mahallesi 151 ada 7 parsel sayılı, 12.918,65 m² yüzölçümlü, arsa vasıflı taşınmazın 1973 yılında dava dışı ... adına hükmen tescil edildiği, davalı-karşı davacı ...’ün 1973 yılında hibe ile malik olduğu, davalı-karşı davacı ...’ün ise 11.08.1993 tarihinde dava konusu taşınmazı satın alarak malik olduğu, taşınmazın beyanlar hanesine Orman Genel Müdürlüğü tarafından 04.03.1996 tarih ve 586 yevmiye numaralı işlem ile "Orman tahdit sınırları içerisinde kalmaktadır." şeklinde şerh konulduğu, Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan tapu iptal ve tescil istemi ile eldeki asıl davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

3. Asıl dava yönünden dosyadaki delil ve belgelere göre, dava konusu taşınmazın orman sınırları içinde kaldığından bahisle davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline, karşı dava yönünden yapılan incelemede ise hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesine ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Karşı Davada Davalı Hazine Vekili ile Asıl Davada Davalılar- Karşı Davada Davacılar Vekilinin Davalı-Karşı Davacı ... Dışında Kalan Karşı Davacılara İlişkin Temyizi Yönünden;

Karşı davada davalı Hazine vekili ile asıl davada davalılar- karşı davada davacılar vekilinin temyiz dilekcesinin miktar yönünden REDDİNE,

B.Karşı Davada Davalı Hazine Vekili ile Asıl Davada Davalılar Karşı Davada Davacılar Vekilinin Davalı-Karşı Davacı ...'e İlişkin Temyizi Yönünden;

Karşı davada davalı Hazine ve asıl davada davalılar-karşı davada davacılar vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı- karşı davacı ... vd.'den peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, karşı davada davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.