Logo

5. Hukuk Dairesi2024/5702 E. 2025/3215 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazların bedelinin tespiti ve kamulaştırmadan arta kalan kısma değer azalışı uygulanıp uygulanmayacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, hükme esas aldığı bilirkişi raporunda değer azalışı öngörülmesine rağmen, taşınmazın kullanım amacı, yüzölçümü ve geometrik şeklini gerekçe göstererek değer azalışı vermemesinin hatalı olduğu gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2070 Esas, 2024/530 Karar

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/306 Esas, 2023/162 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Çanakkale ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 117 ada 33 (ifrazen 117 ada 56) ve 118 ada 11 (ifrazen 118 ada 85 ve 86) parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazların gerçek değerinin tespit edilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalıya derhal ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline, yol olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerine göre değerlendirme yapılması gerekirken masrafların brüt gelirin 1/3’ü oranında alınmasının yerinde olmadığını, sulu tarım arazisi kabulünün herhangi bir gerekçeye dayanmadığını, objektif değer artış oranının %50 alınmasının hatalı olduğunu, arta kalan alana değer azalışı verilmesinin yerinde olmadığını, idare lehine vekâlet ücreti hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların arsa vasfında olduğunu, taşınmazların değerinin düşük belirlendiğini, kapitalizasyon faiz oranının %3 alınması gerektiğini, objektif değer artış oranının ise düşük belirlendiğini, dava konusu 117 ada 33 parselin kamulaştırmadan arta kalan kısmı için değer azalışı belirlenmediği gibi 118 ada 11 parsel yönünden ise düşük değer azalışı verildiğini, mütemmim cüzlere ilişkin ise eksik tespit yapıldığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arazi niteliğindeki taşınmazlara dava tarihinde geçerli olan resmi veri listesi esas alınarak, yöre koşullarına uygun münavebe ürünleri seçilmek suretiyle, sulu arazi ve kapama elma bahçesi için % 4 oranında kapitalizasyon faiz oranı uygulanarak net gelir yöntemine göre değer biçilmesinin isabetli olduğu, taşınmazın konum ve özelliklerine göre uygulanan objektif değer artışı oranının uygun olduğu, kısmi kamulaştırma sebebiyle değer azalışı ve değer artışına ilişkin değerlendirmeye gelince; değer artışı uygulanmamasına ilişkin bilirkişi heyetinin değerlendirmesinin isabetli olduğu; ancak 118 ada 11 parsel sayılı taşınmaz yönünden uygulanan değer azalış oranı taşınmazın yüzölçümü, kullanım amacı ve geometrik şekli gözetildiğinde fazla olup değer azalışı uygulanmaması gerektiği, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesi'nin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücreti hükmedilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, kaldırma kararı öncesinde fark bedelin üçer aylık vadeli hesapta nemalandırıldığı ve ikinci karar tarihine kadar ödeme yapılmadığı anlaşılmakla, nemalandırılan o bedele de ikinci karar tarihine kadar yasal faiz uygulanması gerekirken hatalı değerlendirme yapıldığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden hüküm kurmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf sebeplerini tekrar ettiğini, ayrıca Bölge Adliye Mahkemesinin 118 ada 11 parsel yönünden arta kalana ilişkin değer azalışını vermemesinin hatalı olduğunu, Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı iptal kararı uyarınca dava tarihinden itibaren kamu alacakları faizinin uygulanması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarım arazisi niteliğindeki dava konusu Çanakkale ili, ... İlçesi, ... Mahallesi 117 ada 33 (ifrazen 117 ada 56) ve kapama elma niteliğindeki 118 ada 11 (ifrazen 118 ada 85 ve 86) parsel sayılı taşınmazların zeminine 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden değer biçilmesi yerindedir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu 118 ada 11 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmının otoyol ile bağlantısı kesildiği gerekçesiyle değer azalışı verildiği halde, Bölge Adliye Mahkemesince taşınmazın kullanım amacı, yüzölçümü ve geometrik şekli gözetildiğinde değer azalışı verilmemesi gerektiğinden yeniden hüküm kurulmuş ise de hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtilen gerekçe ve Karayolları Genel Müdürlüğünün 30.11.2022 tarihli yazı cevabı birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi raporunda belirtilen oranda değer azalışı verilmemesi bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı idare vekilinin tüm, davalı vekilinin bir kısım temyiz itirazlarının reddine,

2.Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,

Dosyanın 6100 Sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.03.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında da açıkça ifade edildiği üzere Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest davalar yönünden uygulanmaları gerekir. Zira Anayasa Mahkemesinin iptal kararları usulî kazanılmış hakkın ve aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil ederler.

Bu nedenle somut olayda; davalı tarafın Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizin uygulanmasına yönelik Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilecek bir temyiz talebinin (Davalı taraf vekillerinin 06.04.2024 tarihli dilekçesindeki “Faize” ilişkin talebi) de dosya münderecatında bulunması karşısında, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmünün iptali yönünde Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ve 01.08.2023 tarihli, 32266 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas - 2023/69 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda karar verilmeli ve “dava tarihinden itibaren mahkeme karar tarihine kadar” Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası hükmü nazara alınarak faize hükmedilmelidir.

Hâl böyle iken, eldeki derdest davada Anayasa Mahkemesi iptal kararının uygulanmadığı, Sayın çoğunluğun diğer yönleriyle katıldığımız “Bozma Kararı”na (faize ilişkin yönüyle) ve faizle ilgili temyiz talebini de kapsayan 3 No’lu “Değerlendirme” görüşündeki; “ …, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir” şeklinde ifade edilen gerekçelerine açıkladığımız nedenlerle katılmıyoruz. 10.03.2025