"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1577 Esas, 2024/457 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tarsus 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/74 Esas, 2021/96 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasında yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince tarafından istinaf edilmesi üzerine; Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Mersin ili, ..., .......köyü 274 parsel (ifrazen 516 ada 8 parsel) sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitini ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar taraf cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespitine, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline ve tapudan yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; kamulaştırma bedelinin çok yüksek olduğunu, bilirkişi raporunun denetime elverişli olup olmadığı ve Anayasa'nın 46 ncı maddesi gereği ve ayrıca kamu düzeni ile ilgili hususlar da gözetilerek gerçek bedelinin tespit edilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının itirazları doğrultusunda kaldırılmasını talep etmiştir.
2.Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arsa vasfında olduğunu, arazi olarak kabul edildiğinde kamulaştırma bedelinin çok düşük kaldığını, Tarsus İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinin güvenilir olmadığından civar il ve ilçe verilerinden faydalanılması gerektiğini, kullanılan verilerin de rapor ile uyumlu olmadığını, Yargıtay 5. Hukuk Dairesi kararlarına göre ürün maliyetinin, brüt gelirinin 1/3'ünden fazla olmayacağını, kapitalizasyon faiz oranının %3 alınmasını, taşınmaza uygulanması gereken objektif değer artışının en az %500 olması gerektiğini, taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat hesabının yanlış yapılmış olduğunu, usul ve kanuna aykırı yerel mahkeme kararının itirazları doğrultusunda kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın Tarsus Belediye Başkanlığının yazısında imar planı içerisinde bulunmadığının bildirilmesi, dosyaya eklenen fotoğraflar, bilirkişi raporlarına eklenen uydu fotoğrafları, parsel sorgulama ekranından yapılan tespitler nazara alındığında taşınmazın arazi vasfında olduğu kanaatine varılmakla İlk Derece Mahkemesince taşınmazın arazi vasfında kabul edilerek hesaplama yapılan bilirkişi raporuna göre kamulaştırma bedelinin tespitine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazın sulu tarım arazisi olarak değerlendirilerek kapitalizasyon faiz oranın %4 alınması, taşınmazın halihazırda bağ olarak ekili bulunması sebebiyle Tarsus İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün 2020 yılına ait verileri nazara alınarak metrekare değerinin 85,88TL olarak belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gibi tespit edilen kamulaştırma bedelinin adil ve hakkaniyete uygun olduğu, kararda usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırma bedelinin çok yüksek olduğunu, bilirkişi raporunun denetime elverişli olup olmadığı ve Anayasa'nın 46 ncı maddesi gereği ve ayrıca kamu düzeni ile ilgili hususlar da gözetilerek gerçek karşılığın bedelinin tespit edilmesi gerektiğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
2.Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını tekrar etmiş, Anayasa Mahkemesi kararı uyarınca kamulaştırma bedeline dava tarihinden itibaren TEFE- TÜFE oranında faiz uygulanması gerektiğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
C.Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tarım arazisi niteliğindeki Mersin ili, ..., Sucular köyü 274 parsel (ifrazen 516 ada 8 parsel) sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesi yerindedir.
3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygulanan kapitalizasyon faiz oranı ve objektif değer artış oranı uygun görülmüştür.
4. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı göz önüne alındığında davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi de yerindedir.
5. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması yerindedir.
6. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.