"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/662 Esas, 2024/837 Karar
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Uşak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/90 Esas, 2023/231 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesince gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Uşak ili, ..., 240 ada 30,31 ve 32 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; kamulaştırma bedelinin yüksek belirlendiğini, Mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedeline dair daha önce ödenen acele el koyma bedeli ve ilk karada ödenen kamulaştırma bedelleri dikkate alındığında ikinci karar gereğince hükmedilen bedel arasındaki fazla ödenen fark kamulaştırma bedellerinin tahsili yönünde infazda tereddüte yol açacak ve belirsizlik yaratacak şekilde hüküm kurulduğunu, fazla ödenen fark kamulaştırma bedellerinin tahsilinde faiz başlangıç tarihleri yönünden idare aleyhine faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur.
2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların arazi niteliğinde olmadığını, arazi niteliğine göre hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, emsal taşınmaz incelemesi yapılmadığını, Belediye Başkanlığının birkaç ay önce aynı bölgede ihale usulüyle yaptığı satışların incelenmediğini, dava konusu taşınmazın tarım alanı niteliğinde olmadığına ilişkin İl Tarım ve Orman Müdürlüğü yazısının dikkate alınmadığını ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kuru tarım arazisi niteliğindeki dava konusu taşınmazların zeminine 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden değer biçilmesi doğru olduğu; ancak 27.11.2020 tarihli ve 31317 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan, 16.07.2020 tarihli ve 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı Anayasa Mahkemesi kararı ile 2942 sayılı Kanun'a 7139 sayılı Kanun ile eklenen 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrasının döndüncü cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hakim tarafından tespit edilen bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile, 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrasının yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibarelerinin iptaline karar verildiğinden, acele kamulaştırma bedelinin mahsubu ile geriye kalan ve üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmasına karar verilen kısımın da kararla birlikte ve nemasıyla davalıya derhal ödenmesi konusunda infazda tereddüt olmayacak şekilde hüküm kurulması gerektiğinden taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 ve 12 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4.Dava konusu taşınmazların konumu ve bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri ile birlikte dava konusu taşınmazlara yakın konumda bulunan 251 ada 5 ve 25 parsel sayılı taşınmazlar için objektif değer artış oranının % 350 ve %300 oranında belirlendiği ve Dairemizin 2024/882 Esas, 2024/7146 Karar sayılı kararı ile onandığı ve aynı gün Dairemiz denetiminden geçen İzmir Bölge Adiye Mahkemesinin 2024/660 Esas, 2024/841 Karar sayılı dosyasında 249 ada 19 parsel sayılı taşınmaz için % 265 objektif değer artışı oranının uygun görüldüğü dikkate alındığında taşınmazın tespit edilen değerine uygulanan objektif değer artış oranının uygun olmadığı anlaşılmıştır.
5.Münavebeye alınan kavunun 2016 yılında normal koşullarda İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünce tespit edilen verim miktarları sorulmadan Uşak İl Tarım ve Orman Müdürlüğünce tespit edilen verim değeri bulunmadığı gerekçesiyle 2016 yılı verileri hariç tutularak eksik inceleme ile davacı idarenin kıymet takdir komisyonu raporunda belirlenen değerden daha düşük bedel belirlenmesi hatalıdır.
6. Tespit edilen kamulaştırma bedelinden acele el koyma bedelinin mahsubuyla oluşan fark kamulaştırma bedeline davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere ilk karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerekirken, faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olarak gösterilmesi bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Taraflardan alınan temyiz harçlarının istek hâlinde iadesine,
Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.02.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının derdest davalara uygulanacağına dair iştirak ettiğim kabulü nazara alınarak; davalı tarafın açıkça, "Yasal Faiz"in dışında bir "Faiz”in uygulanmasına ilişkin Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26/1 inci maddesinde düzenlenen “Taleple bağlılık ilkesi” kapsamında değerlendirilebilecek bir temyiz talebi de bulunmadığından, sonucu itibarıyla katıldığımız, Dairemiz Sayın çoğunluğu tarafından verilen kararın, "Değerlendirme" bölümünün 6 No.lu bendinde yazılı olan gerekçesine açıkladığımız sebeplerle katılmıyoruz. 17.02.2025
...