"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/3582 Esas, 2024/312 Karar
KARAR : Esastan ret/yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Turgutlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/207 Esas, 2021/317 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak,davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Manisa ili, ........ ilçesi, ..........Mahallesi, 953 ada 13 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile işbu bedelden, acele kamulaştırma bedelinin mahsup edilmesi suretiyle tespit ve depo edilen fark bedele davanın dört ay içinde sonuçlandırılmadığı gözetilerek bu sürenin bitim tarihi olan 27.10.2019 tarihinden kesinleşme tarihine kadar yasal faiz işletilerek davalıya derhal ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyada aynı yıla ait farklı veriler içeren maliyet cetvellerinin olduğunu, bilirkişi raporunda objektif değer artış oranının % 50 olarak hesaplanmış olup bu oranın yerleşik Yargıtay içtihatlarına da aykırı olacak şekilde fahiş olduğunu, kapitalizasyon faiz oranının %4 olarak düşük hesaplanmış olduğunu, objektif değer artışı ve kapitalizasyon faiz oranının tarım arazileri için birlikte uygulanamayacağını, tespit edilen iş bu bedel ile müvekkil idarenin kıymet takdir raporu, tespit bedeli arasında fahiş fark bulunduğundan bu farkın neden kaynaklandığının tespiti gerektiğini, arta kalan kısımda değer kaybı oluşmayacağını, belirlenen oranın da yüksek olduğunu, belirlenen bedelin yüksek olduğunu, müvekkili idare lehine vekâlet ücreti verilmemiş olmasının doğru olmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı istinaf dilekçesinde özetle; kapitalizasyon oranının çok yüksek belirlendiğini, objektif değer artış oranının % 50'den fazla olması gerektiğini, kamulaştırmadan arta kalan kısım için belirlenen değer kaybının düşük olduğunu, yıllık net gelirin gerçek 2020 verilerine göre hesaplanması gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi ek raporunda yıllık net gelir hesabının eksik ve hatalı yapıldığını, taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların değerlerinin hesaplanmadığını, taşınmaz üzerindeki muhtesatların bedelinin az hesaplandığını, sondaj kuyularının değerlerinin tespit edilmediğini, kanunen belirlenen süreler sonunda faiz hesaplaması yapılması gerekirken yapılmadığını,
belirlenen bedelin düşük olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın bilirkişi raporuna yansıyan nitelikleri itibarıyla sulu tarım arazisi vasfına uygun olarak değerlendirme yapılması, yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre sulu tarım arazisi niteliğindeki taşınmaz yönünden % 4 kapitalizasyon faiz oranı uygulanmasının, taşınmazın konumu, yüzölçümü, bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri ve gelişmişlik durumu dikkate alınarak, tespit edilen metrekare birim fiyatına objektif değer artış oranı ilave edilmesi gerektiğinin düşünülmesinin ve taşınmazın kullanım amacı, yüz ölçümü ve geometrik şekli dikkate alındığında, kamulaştırmadan arta kalan alanda değer azalışı hesaplayan bilirkişi raporunun yerinde olduğu; ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunun Yargıtay denetiminden geçen veriler ile uyuşmadığı, dane mısır ve buğday için üretim gideri makul olduğu hâlde brüt gelirin 1/3'ünün alınmasının da doğru olmadığı görülmüş olup, dosya içine alınan belge itibarıyla, Turgutlu İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından bildirilen münavebe planının sulu tarım arazileri için buğday+dane mısır+sofralık domates+pamuk olduğu görülmekle, 2019 yılı Turgutlu İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünce bildirilen münavebe planına uygun olarak kamulaştırma bedelinin Dairece hesaplanabilir olduğu ve kamulaştırmadan arta kalan krokisinde (C) ile gösterilen 2.429,68 m²lik alanın küçük oluşu, geometrik şekli, arazinin diğer parçasıyla bağlantısının demiryolu ile kesilmiş olup işleme zorluğu yaşayacağı ve yol ile bağlantısında sıkıntı yaratıldığı dikkate alındığında %40 değer kaybının daha makul olacağı görülmekle, usul ekonomisi de dikkate alınarak ek rapor alınmamış Daire tarafından yeniden hesaplamaya göre fark bedel depo edilerek ve faiz bitiş tarihinin karar tarihi olması gerektiğinden, davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu ve 11 inci ve 12 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Sulu tarım arazisi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net geliri esas alınarak değer biçilmesi yerindedir.
3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygulanan kapitalizasyon faiz oranı ve objektif değer artış oranı uygun görülmüş; kamulaştırmadan arta kalan kısmının yüzölçümü, geometrik şekli ve kullanım durumu dikkate alındığında uygulanan değer azalışı oranının uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
4. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ile 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı kararı göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yerindedir.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.