Logo

5. Hukuk Dairesi2024/5800 E. 2025/302 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idarenin kamulaştırmasız el koyduğu taşınmazın bedeli ve bu bedelin davacılar tarafından tahsili hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davaya konu taşınmaza ilişkin kamulaştırmasız el atma fiilinin gerçekleştiği ve taşınmaz bedelinin belirlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, ancak mahkeme ve icra harçlarının 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 4'üncü maddesi uyarınca değil, nispi olarak uygulanması gerektiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1893 Esas, 2023/1444 Karar

ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN

DAVALARDA DAVACILAR : ... vd. vekili Avukat ...

ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN

DAVALARDA DAVALI : ... vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : 16.05.2017

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bolvadin 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/155 Esas, 2022/30 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin asıl ve birleştirilen davada yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın kısmen kabulüne ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince, miktar veya değeri her paydaş için 238.730,00 TL'yi geçmeyen davalara ilişkin olarak Bölge Adliye Mahkemesi kararları kesin olup, bu kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz.

Dosya içeriğine göre davacılardan ...,... ..., ..., ..., ..., ... payları Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır.

Bu itibarla adı geçen davacılar yönünden davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekir.

Davalı idare vekilinin davacılar ...... ve...payları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili asıl ve birleştirilen dava dilekçelerinde özetle; Afyonkarahisar ili, Bolvadin ilçesi, Aydınlar Mahallesi 450 ada 1 parsel sayılı taşınmaza, davalı idare tarafından asfalt yol yapılmak suretiyle kalıcı nitelikte kamulaştırmasız el konulduğu, taşınmazın el atma haricinde kalan kısmının da imar planında park alanında kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00. TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili asıl ve birleştirilen davaların cevap dilekçelerinde özetle; davacılar tarafından uzlaşma yoluna başvurulmadığını, görevli yargı yerinin idari yargı olduğunu, dava konusu taşınmazda herhangi bir kamulaştırma şerhi bulunmadığını, yol geçtiğine dair bir durum söz konusu olmadığını, GPS ile yapılan tespitte de söz konusu arazide herhangi bir yolun bulunmadığını, sonuç ve istem kısmında hangi parseldeki taşınmaza ilişkin tazminat talebinde bulunulduğunun açık bir şekilde de belirtilmediğini, davacıya davasındaki taleplerinin açıklatılması gerektiğini, davacıların tazminat talebinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, 405 ada 4 nolu parsel malikinin de davacı olmadığını, yine aynı alan içerisinde bulunan 627 ada 19-20-24-25-26-27-28 nolu parsellerin Bolvadin Belediyesine ait olduğunu, imar planında yol olduğunu, 450 adadaki parsellerin şehrin ihtiyacı ve diğer tüm etmenlerin imar mevzuatı uyarınca park-oyun alanı olarak belirlendiğini, yapılan planlamanın usulüne uygun ve kanunun emredici hükümlerine aykırılık teşkil etmediğini, davacıların tazminat talebinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, tazminatın şartlarının oluşmadığını, öncelikle idari yargıda açılması gereken davanın yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini aksi halde hukuki dayanaktan yoksun eldeki davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davada davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; ...Mahallesi 1293 ada 5 parsel sayılı taşınmazın satışının somut emsal olarak kabul edilmeden hüküm tesisinin hatalı olduğunu, taraflarınca dosyaya güçlü delil olarak sunulan Bolvadin Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/377 Esas sayılı dosyasına konu taşınmazın davaya konu taşınmaza 260 metre mesafede olduğunu, birinci bilirkişi heyetinin taraflarınca yapılan itirazlarına hukuki temelden ve gerçeklikten uzak cevapları ile hatalı raporlarında ısrar etmeleri üzerine taraflarınca başka bir heyetle tekrar bilirkişi incelemesi yapılmasının talep edildiğini, bu taleplerinin kabulü ile başka bir heyetle yapılan keşif neticesinde verilen raporda ise bu kez taraflarınca emsal olarak kabul edilmesi gerektiği ifade edilen ...Mahallesi 1293 ada 5 parsel sayılı taşınmazın emsal olarak kabul edildiğini ve davaya konu taşınmazın bedelinin 415,57 TL olarak belirlendiğini, bu keşfin oldukça ayrıntılı bir şekilde yapıldığını, emsal olabilecek tüm taşınmazlar keşif sırasında tespit edilerek tutanak altına alındığını, bu rapora davalı tarafın itirazı üzerine, yerel mahkeme tarafından dosyanın her iki bilirkişi heyetine tevdii ile aradaki çelişkinin giderilmesi istenmiş ise de, her iki heyet kendileri tarafından belirlenen değerde ısrar ettiğini, mahkeme tarafından ikinci bilirkişi heyetinin Fen Bilirkişisi olan Said Aynacı'nın raporuna göre bedel paylaştırması yapılması için bilirkişi heyetine tevdiine karar verilmiş ise de dosyanın birinci bilirkişi heyetine tevdii edildiğini ve birinci bilirkişi heyetinin kabul ettiği hatalı değere göre paylaştırma yapılarak rapor tanzim edildiğini ileri sürerek ve İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; belirlenen bedelin çok yüksek olduğunu, taşınmazın bulunduğu Afyonkarahisar/Bolvadin ilçesi, yaklaşık 30.000 nüfuslu olup oldukça küçük bir yerleşim yeri olduğunu, 2017 yılında Afyonkarahisar/Bolvadin ilçesinde bu denli yüksek bedelle satılan taşınmaza rastlamanın mümkün olmadığını, üzerinde hiçbir yapının bulunmadığı bir taşınmazın Bolvadin gibi küçük bir şehirde bu fiyatlardan satılabilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ayrıca ilgili taşınmazın, toplu taşıma güzergahında da bulunmadığını, taraflarına takdir edilen vekâlet ücretinin düşük olduğunu ileri sürerek ve İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın bir kısmının imar yolunda, bir kısmının park alanında, bir kısmının park oyun alanında ve bir kısmının da ikiz nizam yapılaşma alanında kaldığı belirtilerek davalı ... Bakanlığı tarafından makul süre içinde imar planına uygun herhangi bir işlem tesis edilmediğinden kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiği anlaşıldığından ...Mahallesi 1293 ada 5 parsel sayılı taşınmazın davaya konu taşınmaza emsal olarak alınması gerektiği değerlendirilerek 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesinin birinci fıkrası (g) bendi uyarınca taşınmazın bedeline hükmedilmesi doğru görülmüş; ancak davacılardan ... vefat ettiğinden mirasçılık belgesi esas alınarak ayrıca 26 Kasım 2022 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun'un 5 nci maddesiyle 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4 uygulanarak harç ve vekâlet ücretinin maktu alınması gerektiği belirtilerek, yine yargılama giderlerinin tamamının davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gibi davada kendisini bir vekille temsil ettiren davalı lehine herhangi bir vekâlet ücretine de hükmedilmemesi gerektiği belirtilerek, dava konusu taşınmazda bulunan muris paylarının veraset ilamındaki hisselere göre iptali gerektiğinden İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilmesi suretiyle yeniden esas hakkında hüküm kurularak asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dosyanın ve istinaf dilekçelerinin tekrar incelenmesi halinde temyiz talebinde haklı olduklarının anlaşılacağını beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde, aynı taşınmaza ilişkin Dairemiz denetiminden geçen dosyalar dikkate alındığında bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. 14.05.2018 tarihli fen bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın yol olarak ayrılan bölümünde yol olarak açılan ve asfaltlanan bölüm olduğu, 05.04.2021 tarihli fen bilirkişi raporunda ise imar planında yol olan bölümlerdeki yolların açılmış olduğu ve yol olarak kullanıldığı belirtildiğine göre fiili el atma olgusu gerçekleşmiştir.

5. Eldeki davada taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra el atılmıştır. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 ncı ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki fiili el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekâlet ücretinin nispi olarak uygulanması gerektiğinden 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrasının uygulanma imkanı bulunmamaktadır.

6. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, dava konusu taşınmaza 1983 yılından sonra fiilen el atılmış olduğundan nispi harcın hüküm altına alınması gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesince hatalı değerlendirme yapılmak suretiyle maktu harca hükmedilmesi doğru görülmemiştir.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı İdare Vekilinin Davacılar ...,... ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'e İlişkin Temyizi Yönünden;

Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE

B. Davalı İdare Vekilinin Davacılar ...... ve...e İlişkin Temyizi Yönünden;

1.Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının reddine,

2. Kamu düzenine ilişkin olarak yapılan değerlendirme sonucunda, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının;

a) (A) bendinin (6) numaralı alt bendinin tamamen çıkartılması, yerine “Karar tarihi itibarıyla alınması gereken 102.453,99 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça yatırılan 25.676,04 TL harcın mahsubu ile bakiye 76.777,95 TL nispi karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 25.676,04 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,” cümlesinin yazılması,

b) (A) bendinin (7/a) numaralı alt bendinin hükümden çıkartılması, (7/b) alt bendinde geçen ''4717,65 TL'' ibaresinin hükümden çıkartılması yerine ''4506,35 TL'' ibaresinin yazılması,

c) (14) numaralı bendinde geçen "talep halinde davalıya iadesine" ibaresinin karardan çıkartılarak ''Hazineye irat kaydına'' ibaresinin yazılması.

d) (B) bendinin (6) numaralı alt bendinin hükümden çıkartması yerine "Karar tarihi itibarıyla alınması gereken 11.552,94 TL"den, davacı tarafça yatırılan 2932,63 TL harcın mahsubu ile bakiye 8620,31 TL nispi karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 2932,63 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,'' cümlesinin yazılması,

e) (7/a) numaralı alt bendinin hükümden çıkartılması, (7/b) alt bendinde geçen "yargılama gideri, olmak üzere toplam 272,45 TL" ibaresinin hükümden çıkartılması,

f) (A) ve (B) bentlerinin (14)numaralı alt bendinde yer alan ''talep halinde davalıya iadesine'' ibaresinin hükümden çıkartılarak, ''Hazineye irat kaydına'' ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınarak Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.