"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1184 Esas, 2024/187 Karar
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 32. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/160 Esas, 2022/48 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25.03.2025 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü yetki belgesine istinaden davacılar vekili Avukat ... ... gelmiş, davalı idare vekili duruşmaya katılmamıştır.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu İstanbul ili, Ataşehir ilçesi, ... Mahallesi 1970 ada 1 parsel sayılı taşınmazın maliki olduklarını davaya konu taşınmaz üzerinde bulunan müvekkillerine ait konutun Kadıköy Belediye Başkanlığı tarafından 2007 yılının ortasında yıkıldığını, davaya konu taşınmazın yıkıldığı günden bugüne müvekkilinin rızası olmaksızın ve herhangi bir karşılık ödenmeksizin veya hukuki bir işlem yapılmaksızın davalı belediyeler tarafından kullanıldığını ileri sürerek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare cevap dilekçesinde özetle; davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın aktif husumet ve esastan reddedilmesi gerektiğini, husumet itirazlarının olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamulaştırmasız el koyma nedeniyle açılacak olan taşınmaz bedelinin tespiti ve tahsili davasında aktif husumet ehliyeti ancak tapu maliki veya mülkiyet hakkını kazandığını kesinleşmiş mahkeme kararı ile kanıtlayan mal sahibine ait olduğunun ve somut uyuşmazlıkta davacıların dava konusu parselde mülkiyet hakkına sahip olmadığı/mülkiyet hakkını kazanamadığı anlaşılmakla davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmeyerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; somut davada, davacı tarafın taşınmazın mülkiyetine sahip olması zaten imkansız olup mülkiyet haklarının davalılar tarafından hiçbir zaman için değerlendirmeye alınmadığını, bu sebeple huzurdaki davanın ikame edildiğini, gecekonduların kentsel dönüşüm kapsamında yıkılıp tekrar yapımı aşamasında hak sahiplerine ancak kentsel dönüşüm işleminin tamamlanıp bireysel dairelerin teslimi aşamasında tapu teslim edildiğini, onun haricinde mülkiyet hakkı sahiplerinin kendi adlarına hiçbir şekilde tapu düzenlenmediğini kaldı ki söz konusu tespitin de doğru bir tespit olmadığını, dosya içerisinde yer alan Ataşehir Tapu Müdürlüğünün 09.03.2020 tarihli ve 24065741-105-E.851392 sayılı yazı cevabı ekinde ibraz etmiş olduğu 02.07.2014 tarihli ve 12660 yevmiye numaralı resmi senet içerisinde ve yine ekte yer alan tapu kütüğünde H ile gösterilen evin müvekkillerin murisine ait olduğunun yazılı olduğunu, müvekkillerin murisi ... tarafından eski 2805 yeni haliyle 2981 sayılı Kanun uyarınca dava konusu taşınmaz için imar affı başvurusunda bulunulduğunu ve gerekli harç ödemelerinin yapıldığını, söz konusu taşınmazla ilgili çok uzun yıllardan beri kamu kuruluşlarından elektrik/su hizmeti aldığını ve yine taşınmazın emlak vergilerinin ödendiğini, davacıların murislerince yapılan başvurudan sonra idare tarafından başvuruyla ilgili olumlu hiçbir adım atılmayıp devamında haksız bir şekilde kentsel dönüşüme dahil edilmeyerek mülkiyet hakkı ihlal edildiğinden davanın reddine karar vermesinin kanun ve usule aykırı olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmaz bedelinin tahsili davaları ancak mülkiyetinin davacıya ait olduğu tapu kaydı veya mahkeme kararı ile sabit olan taşınmazlar için açılabilir.
3. Dosya içindeki bilgi ve belgelere, kararın dayandığı gerekçeye göre; her ne kadar davacılar murisinin 1984 yılında af müracaatı var ise de af müracaatı sonrası tapu tahsis belgesi düzenlenmediği gibi tapu tahsisi belgesinin dahi bir mülkiyet belgesi olmayıp sadece fiili kullanmayı belirleyen zilyetlik belgesi olduğu, yine tapu kaydındaki beyanın davacılar murisine ait yapının zilyetliğine ilişkin olduğu dolayısıyla davacıların davada aktif husumet ehliyetleri bulunmadığı anlaşıldığından bu nedenle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.