"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/4870 Esas, 2024/690 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Didim(Yenihisar) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/733 Esas, 2023/439 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25.03.2025 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacılar vekili Avukat ... ve davalı idare vekili Avukat ... gelmişlerdir.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I.DAVA
Davacılar vekili dava dilekçelerinde özetle; Aydın ili, Didim ilçesi, ... köyü, 3483 ada 1 ( eski 32) parsel sayılı taşınmazın davalı ... Bakanlığının 25.03.1988 tarihli ve 1359 yevmiye numaralı işlemi ile "Sit Alanı" ilan edilerek keyfiyetlerin tapuya şerh edildiğini ve taşınmaz üzerine kesin inşaat yasağı getirildiğini, trampa yapma imkanlarının da kanun değişiklikleri nedeniyle ortadan kalktığından taşınmaza fiili el atma olgusu gerçekleşecek şekilde kamulaştırmasız el atıldığından bahisle taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza Anayasa, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu (2863 sayılı Kanun) ve ilgili mevzuat hükümleri doğrultusunda işlem tesis edildiğini, idarenin eylemi ve işlemlerinde hukuka/mevzuata aykırılık, haksız fiil, hizmet kusuru ya da ihmalinin bulunmadığını, 1.derece arkeolojik sit alanı olarak tesciliyle yapılaşma yasağı getirilmesinin Anayasa ve 2863 sayılı Kanun'un 7 nci maddesi ile 4848 sayılı Kanun hükümleri uyarınca Bakanlığa verilen görev, yetki ve sorumluluğun yerine getirilmesi olarak değerlendirilmesi gerektiğini, taşınmaz üzerinde idarece fiili-fiziki el atma olgusunun yaratılmadığı dikkate alınarak kamulaştırmasız el atmanın varlığı ile örtüşen herhangi bir olgunun bulunmadığını, dolayısıyla hukuki el atmadan kaynaklanan bir zararın varlığından söz edilemeyeceğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle;daha öncesinde adli yargıda açtıkları davaların idari yargıda çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle görev yönünden reddedildiğini, idari yargıda açtıkları davanın ise sit alanı ilan edilen yerlerde kamulaştırma yapma zorunluluğu bulunmadığı gerekçesiyle reddedildiğini, trampa yapma imkanlarının da kanun değişiklikleri nedeniyle ortadan kalktığını, bu süreç nedeniyle de müvekkillerinin taşınmazı kullanma imkanlarının ortadan kalktığını, Anayasa Mahkemesinin benzer yönde içtihatları bulunduğunu, buna rağmen açtıkları davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya içerisinde yer alan tapu kaydının incelenmesinde, davacıların dava konusu Aydın ili, Didim ilçesi, ... Mahallesi 3483 ada 1 parsel sayılı taşınmazın hissedarları oldukları, taşınmazın tapu kaydı üzerinde yer alan sit alanı şerhinin 25.03.1988 yılında konulduğunun görüldüğü, yapılan keşif neticesinde alınan bilirkişi raporlarında taşınmazın hali hazırda tarla vasfında olduğu ve zeminde tarımsal amaçlı olarak kullanıldığı tespit edildiği, bu bakımdan taşınmaza, tapu kaydına sit alanı şerhi konulması dışında fiili olarak el atılmadığının anlaşıldığı, davacı vekilinin dava dilekçesinde de açıkladığı üzere dava konusu taşınmaz hakkında öncelikle Didim 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açıldığı, Didim 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/148 Esas, 2013/119 Karar sayılı kararı ile davacıların murisi ... hakkında 3/64 hissenin tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, verilen kararın Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 2013/11771 Esas, 2013/14849 Karar sayılı kararı ile yargılamanın idari yargının görevli olduğu gerekçesi ile bozulduğu ve bu yüzden Didim 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/455 Esas, 2015/9 Karar sayılı kararı ile davanın usulden reddine karar verildiği, aynı taşınmaz hakkında bu sefer İdare Mahkemesinde dava açıldığı, Aydın 2. İdare Mahkemesi işin esasına girerek 2015/630 Esas, 2016/256 Karar sayılı kararı ile idarelerin sit alanlarında kamulaştırma yapma zorunluluğunun bulunmadığı, ancak bu statüde bulunan taşınmazlar için Hazine taşınmazlarıyla takas imkanının sunulması için koruma amaçlı imar planı bulunması gerektiği, koruma amaçlı imar planı yapımı için idarelere sit ilanından bu yana belli bir yasal süre tanındığı, esasen uyuşmazlığa konu taşınmazın kamulaştırılması zorunlu bir statüde bulunmadığı ve bu nedenle kamulaştırmasız el atma nedeniyle oluşan bir zarardan bahsedilemeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verildiği, verilen karar Danıştay 6. Dairesinin 2016/5991 Esas, 2016/7493 Karar sayılı kararı ile kesinleştiği, bu bakımdan davaya konu taşınmaz hakkında işin esasına girilerek idare mahkemesi tarafından verilen kesin bir hükmün bulunduğu, verilen kesin hükmün Danıştay denetimden geçerek kesinleştiği anlaşıldığından davanın usulden reddine karar verilmiş olmasında usul ve kanuna bir aykırılık bulunmamadığından davacılar vekilini istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrar etmiş, ayrıca Bölge Adliye Mahkemesinin İdare Mahkemesinin kesinleşmiş kararı ile sit alanında kalan dava konusu taşınmaza kamulaştırma yapma zorunluluğu bulunmadığı ve bu statüde bulunan taşınmazlar için Hazine taşınmazlarıyla takas imkanının sunulduğundan bahisle taleplerinin reddedildiği, sonrasında müvekkillerinin trampa talepleri Kültür ve Turim Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün 23.12.2021 tarihli ve 2037345 sayılı yazılarıyla reddedildiği, dolayısıyla idare tarafından 1.Derece Arkeolojik Sit Alanı ilan edilmekle davacıların mülkiyet hakkından kaynaklanan yetkileri süresiz engellendiğinden ve 30 yıla yakındır mülkiyet hakları ihlal edilen müvekkillerin en son trampa talepleri de reddedildiğinden, bütün yolları deneyen ve bir sonuç alamayan müvekkillerinin Anayasa tarafından güvence altına alınan mülkiyet hakkı tamamen ortadan kaldırıldığından dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığının kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık,kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; dava konusu taşınmaz hakkında öncelikle Didim 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açıldığı, Didim 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/148 Esas, 2013/119 Karar sayılı kararı ile davacıların murisi ... hakkında 3/64 hissenin tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, verilen kararın Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 2013/11771 Esas, 2013/14849 Karar sayılı kararı ile yargılamanın idari yargının görevli olduğu gerekçesi ile bozulması sonrası Didim 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/455 Esas, 2015/9 Karar kararı ile davanın usulden reddine karar verildiği, aynı taşınmaz hakkında bu sefer davacılardan ..., ... ve ... dışındaki davacılar tarafından İdare Mahkemesinde dava açıldığı, Aydın 2. İdare Mahkemesi 2015/630 Esas, 2016/256 Karar sayılı kararı ile idarelerin sit alanlarında kamulaştırma yapma zorunluluğunun bulunmadığı, ancak bu statüde bulunan taşınmazlar için Hazine taşınmazlarıyla takas imkanının sunulması için koruma amaçlı imar planı bulunması gerektiği, koruma amaçlı imar planı yapımı için idarelere sit ilanından bu yana belli bir yasal süre tanındığı, esasen uyuşmazlığa konu taşınmazın kamulaştırılması zorunlu bir statüde bulunmadığı ve bu nedenle kamulaştırmasız el atma nedeniyle oluşan bir zarardan bahsedilemeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verildiği, verilen kararın Danıştay 6. Dairesinin 2016/5991 Esas, 2016/7493 Karar sayılı kararı ile kesinleştiği anlaşılmıştır.
3. ...'nın 25.03.1988 tarih ve 1359 yevmiye numaralı işlemi ile "Sit Alanı" ilan edilerek keyfiyetin tapuya şerh edildiği,daha sonra 17.02.2012 tarih ve 447 sayılı Aydın Kültür Varlıklarının Koruma Bölge Kurulu kararı ile koruma amaçlı imar planı yapıldığı ve dava konusu taşınmazın 1.Derece Sit Arkeolojik Sit Alanı olara düzenlenmediği, davacıların 2863 sayılı Kanun'un 648 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik 15 inci maddesinin (f) bendi gereği 2005 ve 2006 yıllarınsa davacılar tarafından idareye yapılan takas talepleri o tarihte 1/1000 ölçekli koruma amaçlı imar planı bulunmadığından mevzuat hükümleri gereği talepleri reddedildiği, davacıların İdare Mahkemesinde de açtıkları kamulaştırmasız el atmaya davanan davanın reddinden sonra yaptıkları takas talebi de Kültür ve Turim Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün 23.12.2021 tarihli ve 2037345 sayılı yazılarıyla ''hissedarlardan ... ...'ın taşınmazdaki 3/128 hissesini 29.08.2013 tarihinde satın alma yoluyla edindiği, ...'nın mirascıları ile bu şahıslar adına hareket eden vekillerinin noterden tasdikli vekaletnameleri ile başvurulmadığı'' hususları ile birlikte mevzuat gereği trampaya konu edilmesinin mümkün olmadığı, davacıların da en son takas başvurularının da reddedilmesinden sonra dava konusu taşınmazın 1.Derece Arkeolojik Sit Alanı ilan edilmekle mülkiyet hakkından kaynaklanan yetkilerinin süresiz engellendiğini ileri sürerek iş bu davayı açtıkları görülmüştür.
4. Buna göre; kamulaştırmasız el atma olgusu süreklilik arz ettiği gibi dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki ''sit alanı '' şerhi ve 1/1000 koruma amaçlı imar planında 1.Derece Arkeolojik Sit Alanında kalan taşınmazları için İdare Mahkemesi'nin davanın reddine dair kararı sonrası da davacılar tarafından yapılan takas taleplerinin reddedildiği ve bunun üzerine işbu davayı açtıkları anlaşıldığından kesinleşen Aydın 2. İdare Mahkemesi 2015/630 E. 2016/256 Karar sayılı dosyası iş bu dava için kesin hüküm oluşturmaz.
5. Dava konusu taşınmazın Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünce 1. Derecede Arkeolojik Sit alanı olarak tespit edildiği ve bu amaca uygun olarak da 1/1000 ölçekli imar planında 1. Derece Arkeolojik Sit alanı ayrılmış ise de dosya içindeki delil ve belgelere göre, taşınmaza davalı idarece fiilen el atılmadığı anlaşılmıştır.
6. Somut olayda; 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) Ek-1 inci maddesinin birinci fıkrasının uygulama yeri bulunmadığı, taşınmazın sit alanı olarak ilan edilmesi Anayasa'nın mülkiyet hakkının kamu yararı amacıyla ve kanunla sınırlanabileceğini düzenleyen 35 inci maddesi uyarınca 2863 sayılı Kanun'dan kaynaklanan bir durum olup, davalı idarenin mülkiyet hakkını ortadan kaldıran bir işlemi niteliğinde olmadığı, 2863 sayılı Kanun'un 11inci maddesinin ikinci fıkrasında; maliklerin bu varlıkların üzerindeki mülkiyet haklarının tabii icabı olan ve bu Kanun'un hükümlerine aykırı bulunmayan bütün yetkilerini kullanabilecekleri de düzenlendiği, aynı Kanun'un 15 inci maddesinin (f) bendi '' Sit alanı ilan edilen ve 1/1000 ölçekli onanlı koruma amaçlı imar planında kesin inşaat yasağı getirilen korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının bulunduğu parseller, (…) başka Hazine arsa veya arazileri ile müstakil veya hisseli olarak değiştirilebilir. Sit alanı ilan edildiği tapu kütüğüne şerh edilen taşınmazları, miras ve ölüme bağlı tasarruflar dışında, sonradan edinenlerin talepleri değerlendirilmez'' hükmü gereğince de sit alanlarının davalı idarece kamulaştırılması zorunlu olmadığı, davacıların Kanun'dan kaynaklanan takas haklarının kullanamamalarının yine yasal mevzuattan kaynaklandığı, bu durumda, dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığından söz edilmesi mümkün olamayacağından, davanın reddine karar verilmesi sonucu itibarıyla doğrudur.
7. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aleyhine temyiz olunan davalı idare yararına 03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 28.000,00 TL vekâlet ücretinin temyiz edenden alınmasına,
Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.