Logo

5. Hukuk Dairesi2024/5990 E. 2025/2135 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazların bedellerinin tespiti ve davacı idare adına tescili davasında, Bölge Adliye Mahkemesi'nin belirlediği kamulaştırma bedelinin doğru olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazlara getirilen net gelir üzerinden değer biçilmesinde ve belirlenen metrekare birim bedelinin uyumlu olmasının isabetli olduğu değerlendirilerek, davacı idare ve davalıların temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1407 Esas, 2024/164 Karar

KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Siirt 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/98 Esas, 2022/98 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı idare ve davalı ... vd. vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare ve davalı ... vd. vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Siirt ili, ..., köyü 108, 113, 115 ve 161 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı tarafın dosyaya cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalılara ödenmesine, dava konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16 ncı maddesi uyarınca tapudan terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve davalı ... vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu parsel üzerindeki yapı ve ağaç bedellerinin ödenmemesi gerektiğini, meyve ağaçlarının DSİ Genel Müdürlüğünün yapmış olduğu askı ilan tarihlerinden sonra dikildiğini, uzman kuruluş TÜRKSAT' tan uzman görüşünün istenmesi gerektiğini, kamulaştırma konusu taşınmazlarda bulunan yapıların değer tespiti yapılırken yapı sınıfının metrekare birim fiyatının yüksek alındığını, aşınma payı oranı eksik hesaplanmış olup enkaz bedelinin düşülmediğini, bedel yüksek hesaplandığını, taşınmaz üzerinde bulunan sondaj kuyusuna ayrıca değer biçilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporu hazırlanırken münavebeye alınacak ürünler bölgenin şartlarına göre oldukça çeşitli olması gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporlarında verim miktarları ve ürün fiyatlarının resmi verilerin hilafına yüksek alındığını, buna karşılık üretim masrafları ile kapitalizasyon faiz oranı düşük alınarak dava konusu taşınmazların metrekare bedellerinin suni olarak yükseltildiğini, hesap tablosunda münavebeye alınan ürünlerin verimleri, kg birim fiyatı ve üretim masraflarının ayrıntısının bulunmadığını, Yargıtay kararları doğrultusunda münavebede yer alan ürünlere ait üretim masrafları toplamının gayrisafi üretim değerlerine oranı en az %40 hatta %50 olması gerektiği, bilirkişi raporunda üretim masraflarına yer verilmediğini, hükme esas alınan bilirkişi raporlarında % 30 objektif değer artışı uygulanarak kamulaştırma bedeli olması gerekenin üzerinde ve haksız bir şekilde yüksek hesaplandığını, dava konusu taşınmaz için %5 olarak alınan kapitalizasyon faiz oranı uygulamasında, taşınmazın değerini etkileyen unsurların tümü değerlendirilmediği gibi, bu unsurların kapitalizasyon faiz oranı tespit edilirken de dikkate alınmadığını, taşınmazın ... adına tapuya tesciline karar verilip, taşınmaz üzerine 3. kişiler tarafından konulmuş beyan, hak, haciz, ipotek ve diğer takyidatların da nazara alınarak her türlü takyidattan ari olarak karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

2.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın değeri hesaplanırken ve karar verilirken istinaf edenler ve etmeyenler yönünden hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, ilk yerel mahkeme kararı tarafımızdan istinaf edilirken ... vd. şeklinde istinaf dilekçemiz sunulmuş olup Bölge Adliye Mahkeme kararında sadece ... yönünden kaldırma kararı verildiğini, mahkemece hükme esas alınan 04.02.2020 tarihli bilirkişi raporu hüküm kurmaya kurmaya elverişli olmayıp bilimsel verilerden uzak olarak hesaplandığını, bu raporun hükme esas alınması hukuka aykırı olduğunu, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararında yaptığı değerlendirmenin dışına çıkılarak hesaplama yapılmış olması hukuka aykırı olduğunu, slajlık mısırın birim fiyatının 0,24 tl iken 0,23 olarak hesaplanması hukuka aykırı olduğunu, 108 nolu parselin hesaplaması yanlış yapıldığını, 161 nolu parseldeki birim fiyat verileri yanlış olup ayrıca inşaat yönünden yapıların da hesaplanması gerektiğini, 2016 yılı Tarım İl Müdürlüğü verilerine bakıldığı zaman bilirkişi bu verilerin dışına çıkarak düşük hesaplama yaptığını, objektif değer artışı düşük uygulandığı, ek kamulaştırma bedelinin hesaplanması gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kapama karışık meyve bahçesi, kapama nar bahçesi ve arazi niteliğindeki taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net geliri esas alınarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gibi; davalı, dava açmaya sebebiyet vermediğinden ve davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğrudur. Ancak; ilk karar, davacı idare ve davalılardan ... tarafından istinaf edilmiş olup davalılardan ... yönünden Dairemiz kaldırma kararı sonrasında bedel arttığını, mahkemenin ilk kararı davacı idare vekilince de istinaf edildiğinden, ilk kararda tespit edilen kamulaştırma bedeli, kararı istinaf etmeyen diğer davalılar yönünden usuli kazanılmış hak oluşturmayacağından Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı gereği, ilk derece mahkemesinin hükme esas alınan bilirkişi raporu ile dava konusu 108, 113 ve 115 parsel sayılı taşınmazlar tespit edilen ortalama net gelire ve kaldırma kararı sonrası 161 parsel sayılı taşınmaz için tespit edilen ortalama net gelire kapitalizasyon faiz oranının %5 uygulanması ile kaldırma kararı öncesinde uygulanan objektif artırıcı unsur oranlarının uygulanarak ve nar fidanlarının bedele eklenmeyerek ilk kararı istinaf etmeyen davalılar yönünden yeniden bedel tespiti yapıldığını, Davacı idarenin usuli kazanılmış hakkı korunarak davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden; kaldırma kararı öncesi dava konusu taşınmazlar için tespit edilen ortalama net miktarı, objektif oranı ve Dairemiz kaldırma kararı gereği kapitalizasyon faiz oranı %5 uygulanmak suretiyle; 328.059,04TL kamulaştırma bedelinin tespitine, (ilk kararı istinaf eden davalı ...'ın 1/3 hissesine tekabül eden 109.353,01TL bedel düşürülerek) yukarıda adı geçen davalıların hissesine tekabül eden 218.706,03TL kamulaştırma bedelinin davalı ... harici davalılara hisseleri oranında ödenmesine, davacı idarece fazla depo edilen 35.554,70TL’nin davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... tarafından bankadan çekilmişse varsa ödenen nemaları ile birlikte davalılardan hisseleri oranında alınarak davacı idareye verilmesine, bedel alınmamışsa fazla yatan bedelin işlemiş nemaları ile birlikte davacı idareye iadesine, davalı ... yönünden tespit edilen fark kamulaştırma bedeli olan 2.844,69 TL'nin derhal ödenmesine, tüm davalılar için davacı idare tarafından fazla depo edilen 6.784,90TL ve 19.006,26TL olmak üzere toplam 25.791,16TL bedelden davalı ... yönünden tespit edilen fark kamulaştırma bedeli olan 2.844,69 TL'nin mahsubu ile fazla depo edilen 22.946,47TL' nin davalılar tarafından bankadan çekilmişse varsa ödenen nemaları ile birlikte davalılardan hisseleri oranında alınarak davacı idareye verilmesine, bedel alınmamışsa fazla yatan bedelin işlemiş nemaları ile birlikte davacı idareye iadesine karar verilmesi gerektiğinden davacı idare ve davalılardan ... vekillerinin istinaf itirazlarının kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve davalı ... vd. vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kapama karışık meyve bahçesi, kapama nar bahçesi ve arazi bahçesi niteliğindeki dava konusu taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması hâlinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesi yerindedir.

3. Dosya içeriğinde bulunan 2016 yılı Siirt ili Verim, Maliyet ve kg başına Satış Fiyatları listesi ile hükme esas raporda alınan Nar verileri ile yapılan karşılaştırmada tabloya uygun olup, Dairemiz denetiminden geçerek onanan aynı kamulaştırma kapsamındaki dosyalarda belirlenen metrekare birim bedeli ile uyumlu olacak şekilde tespit edilen bedel üzerinden değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı idare ve davalı ... vd. vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalılardan 616,00 TL temyiz harcı ile 3.034,00 TL temyize başvurma harcının alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.