Logo

5. Hukuk Dairesi2024/6049 E. 2025/196 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı sonrası faiz uygulanmasına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal taşınmazlarla karşılaştırma yapılarak kamulaştırma bedelinin tespitinde isabetsizlik görülmemesi ve Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararının geriye yürümezliği ilkesi gözetilerek, davanın açıldığı tarihten itibaren yasal faiz uygulanması gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/381 Esas, 2023/602 Karar

DAVALILAR : ... vd. vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : 08.05.2013

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle;...ili,... ilçesi, ... köyü, 249 (yeni 142 ada 282) parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın kıymetli bir alanda kaldığını, arsa niteliğinde olduğunu belirterek gerçek değerinin tespitini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 28.04.2014 tarihli ve 2013/388 Esas, 2014/159 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalı tarafa derhâl ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin 28.04.2014 tarihli ve 2013/388 Esas, 2014/159 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare ve bir kısım davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi olan 08.05.2013 günü itibarıyla... Organize Sanayi Bölgesi 1/5000 ölçekli ... planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı içinde olup olmadığı KOSBİ'den sorulduktan sonra,arsa vasfında olduğunun kabulü halinde emsal karşılaştırması yapılarak, taşınmazın kısmen kapama ..., kısmen tarım arazisi ve kısmen kapama zeytinlik niteliğinde olduğunun kabulü halinde ise daha önceki yıllara ilişkin olarak (5 yıl) normal koşullarda İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünce tespit edilen verim miktarlarının ortalamasının dikkate alınması gerektiğinden 2013 yılında... İlçesinde olağandışı durumlar nedeniyle verim düşüklüğü olduğundan bahisle indirim yapılmadan taşınmazın normal veriminin alındığı yıllar ortalamasına göre bedelinin tespit edilmesi gerektiği ve kuru tarım arazisi niteliğindeki taşınmazın değeri belirlenirken Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre %5 oranında kapitalizasyon faizi uygulanarak,tespit edilen metrekare birim fiyatına ilave edilecek objektif değer artırıcı unsurun % 250 oranında olacağı gözetilerek karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olduğundan kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 30.06.2021 tarihli ve 2020/147 Esas, 2021/311Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalı tarafa derhâl ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 30.06.2021 tarihli ve 2020/147 Esas, 2021/311Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda;kısmen kapama zeytin, kısmen kapama ... ve kısmen de arazi niteliğindeki...ili,... ilçesi, ... köyü 249 parsel sayılı taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmediği belirtilerek 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22 nci maddesi uyarınca yapılan yenileme çalışmaları sonucu dava konusu taşınmazın 142 ada 282 parsel olarak tapuya tescil edildiği, gözetildiğinde yenileme sonrası oluşan yeni ada/parsel numarası üzerinden karar verilmesi gerektiği hâlde, yazılı şekilde eski parsel numarası üzerinden hüküm kurulması hatalı olduğundan ve bozma ilamı sonrası artan fark bedelin ilk kararı temyiz eden davalılara ödenmesine karar verilmesi gerekirken tüm davalılara ödenmesine karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin 13.11.2023 tarihli ve 2023/381 Esas, 2023/602 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalı tarafa derhâl ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, belirlenen bedelin fahiş olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, belirlenen bedelin düşük olduğunu, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı gereği yasal faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kısmen arazi, kısmen ..., kısmen de zeytin bahçesi niteliğindeki...ili,... ilçesi, ... köyü, 249 (yeni 142 ada 282) parsel sayılı taşınmaz ile emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması doğrudur.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

07.01.2025 tarihinden oy çokluğuyla karar verildi.

(Karşı oy)

K A R Ş I O Y

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında da açıkça ifade edildiği üzere Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest davalar yönünden uygulanmaları gerekir. Zira Anayasa Mahkemesinin iptal kararları usulî kazanılmış hakkın ve aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil ederler.

Bu nedenle somut olayda; davalı tarafın Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizin uygulanmasına yönelik Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilecek bir temyiz talebinin (Davalılar Vekilinin 04.01.2024 tarihli dilekçesindeki “faize” ilişkin talebi) de dosya münderecatında bulunması karşısında, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmünün iptali yönünde Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ve 01.08.2023 tarihli, 32266 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas - 2023/69 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda karar verilmeli ve “dava tarihinden itibaren mahkeme karar tarihine kadar” Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası hükmü nazara alınarak faize hükmedilmelidir.

Hâl böyle iken, eldeki derdest davada Anayasa Mahkemesi iptal kararının uygulanmadığı, Sayın çoğunluğun “Onanma Kararı”na(faize ilişkin yönüyle) ve faizle ilgili 3 No’lu “Değerlendirme” görüşüne, açıkladığım nedenlerle katılmıyorum. 07.01.2025