"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2289 Esas, 2022/2384 Karar
DAVACILAR : ... vd. vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 15.01.2020
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Adalar Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/8 Esas, 2022/141 Karar
Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Miktar veya her paydaş için değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez.
Temyize konu edilen miktarın her paydaş için değeri kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Bir kısım davacıların murisi tapu maliki...’in davacı ... dışında kalan mirasçı davacılar için hükmedilen ve temyize konu edilen miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.094,06 TL’nin altında kalmaktadır.
Bu nedenle; davalı Hazine vekilinin davacı ... dışında kalan... mirasçıları davacılar yönünden temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı Hazine vekilinin davacılar ... vd. ile ... yönünden hükmedilen tazminat bedeli yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildiğini, ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu İstanbul ili, Adalar ilçesi, Kınalıada Mahallesi 135 ada 7 ve 8 ile 136 ada 13 ve 140 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tapusunun Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucunda iptal edilerek orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini uğramış olduğu zararın değerlendirme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; öncelikle davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, zamanaşımı süresinin ve hak düşürücü sürelerin geçirilmiş olduğunu, ormanların, özel mülkiyet konusu olmasına yasal olanak olmadığı gibi kamu malı niteliğinde olan taşınmazlar hakkında, Hazine aleyhine tazminat istemiyle açılan işbu davanın yasal dayanağının bulunmadığını, tüm taleplerin reddi gerektiğini, ayrıca yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde, öncelikle dava konusu taşınmazın gerçek değeri tespit edilerek, yasal ve hukuki dayanağının olmayan tazminat davasının şartları mevcut olmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne 135 ada 7 ve 140 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar yönünden dava tarihinden, 135 ada 8 ve 136 ada 12 parsel için belirlenen bedellere ise 24.11.2016 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu ve dava şartı noksanlığı nedenleriyle reddine karar verilmesini, mahkeme ilamları kesinleşmiş olup davayı açmak için gerekli olan zamanaşımı ve hak düşürücü süreler geçirildiğinden davanın mevzuat hükümleri gereğince reddi gerektiğini, tapuya ... ve iyiniyetten söz edilemeyeceği gibi orman alanı içerisinde bulunan ve kesinleşmiş mahkeme kararı ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilen, doğal servet ve kaynak niteliğindeki ormanların özel mülkiyet konusu olmasına yasal olanak olmadığı gibi kamu malı niteliğinde olan taşınmazlar hakkında mülkiyet hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle Hazine aleyhine tazminat istemiyle açılan iş bu davanın yasal dayanağı da bulunmadığını, dava konusu alacak hakkının doğup doğmadığının tespiti yapılmadan bilirkişilere taşınmazın değerinin tespit ettirilmesinin usul hukukuna aykırı olduğunu, hem bilirkişi görevlendirilmesi hem de bilirkişi tarafından sunulan raporun içeriğinin de usul ve kanuna aykırı olduğunu, dava konusu taşınmaz arsa niteliğinde olmayıp, fiilen orman niteliğinde olduğundan bilirkişilerce uygulanan hesaplama metodu yanlış olup belirlenen değerin de fahiş olduğunu, idare yasal hasım olup aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin de usul ve Kanun hükümlerine aykırı olduğunu, ıslahla talep edilen alacakların da zamanaşımına uğradığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazların arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, emsal karşılaştırılması yoluyla değerinin tespit edilmesinin ve tespit edilen bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinin doğru olduğunu, bu hususta taraf vekillerinin istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü hususların yerinde görülmediğini, böylece mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen nedenler ve resen belirlenecek nedenlerle temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu İstanbul ili, Adalar ilçesi, Kınalıada Mahallesi 135 ada 7 ve 8 nolu parseller ile 136 ada 12 ve 140 ada 1 parsel sayılı taşınmazların davacıların murisleri adına kayıtlı olduğu, dava konusu taşınmazların orman alanında bulunması nedeniyle Orman İdaresi tarafından 56 nolu Orman Kadastro Komisyonunun 2/B uygulamalarına ilişkin işlemin yok hükmünde olduğunun tespiti ve taşınmazın Hazine adına orman vasfı ile tescili istemiyle dava açıldığı, 135 ada 7 nolu parselin Adalar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/139 Esas 2015/102 Karar sayılı kararı ile, 135 ada 8 nolu parselin aynı Mahkemenin 2011/137 esas 2014/95 karar sayılı ilamı ile, 136 ada 12 nolu parselin aynı mahkemenin 2011/208 Esas, 2014/99 Karar sayılı ilamı ile ,140 ada 1 nolu parselin ise aynı Mahkemenin 2011/189 Esas 2015/101 Karar sayılı ilamı ile tapusunun iptal edilerek orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, verilen kararların Yargıtay denetiminden geçerek 135 ada 7 nolu parsele ilişkin hükmün 07.06.2019 tarihinde, 135 ada 8 nolu parsele ilişkin hükmün 24.11.2016 tarihinde, 136 ada 12 nolu parsele ilişkin hükmün 24.11.2016 tarihinde, 140 ada 1 nolu parsele ilişkin hükmün ise 16.09.2020 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 15.01.2020 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
3. Dava konusu taşınmazların hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre arsa niteliğinde kabulü ile emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesine ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı Hazine Vekilinin Bir Kısım Davacılar Murisi Paydaşlardan...’in ... Dışındaki Mirasçı Davacılara İlişkin Temyizi yönünden;
Davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,
2. Davalı Hazine Vekilinin Davacılar ... vd. ile ...'e İlişkin Temyizi Yönünden;
Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.