Logo

5. Hukuk Dairesi2024/6173 E. 2025/179 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazların bedelinin tespiti ve davalı idarenin sorumluluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazların bir kısmının kıyı kenar çizgisi içinde kalması nedeniyle davalı idareye husumet yöneltilemeyeceği, sadece kıyı kenar çizgisi dışında kalan ve dere yatağından bulunan kısımların bedelinin hesaplanması gerektiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/352 Esas, 2023/1093 Karar

DAVACILAR : ... vd. vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : 29.12.2015

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ:... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/114 Esas, 2022/221 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yapılan yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu...ili,... ilçesi, ... Mahallesi 201 ada 3, 397 ada 2, 398 ada 32, 197 ada 33 parsel sayılı taşınmazların Harşit Çayının yatağı değiştirilince dere yatağı içinde kaldığını, taşınmazlara kamulaştırma yapılmaksızın fiilen el atmanın devam ettiğini belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, dava konusu taşınmaz üzerinde bir çalışma yapılmışsa bu çalışmanın kanunlar gereği idarelerine verilmiş görevler arasında olduğunu, dolayısıyla idalerinin söz konusu yerdeki çalışmaları sonucu davacıların bir zararı doğmuşsa bunun idari yargının görevi olmasından bahisle davanın görev yönünden reddinin gerektiğini, kurumlarınca dava dilekçesinde belirtilen bent çalışmasının yapılmadığını, taşınmazın bulunduğu yerde yatak tanzimi yapılmadığını, taşınmazın tamamen doğal dere yatağı içerisinde olduğundan kurumlarının bir sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların değerinin hatalı hesaplandığını, bilirkişi raporunda hatalar bulunduğunu, reddedilen miktarın da kabulünün gerektiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı idare vekilinin istinaf dilekçesi ile özetle; kararın usuli kaidelerine aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazların kıyı kenar çizgisi içinde kaldıklarını ve tapu kayıtlarında buna dair beyan bulunduğunu, kıyı kenar çizgissi içinde kalan taşınmazlara değer biçilmesinin hatalı olduğunu, dava konusu parsellerin bulunduğu Trabzon-Giresun Karayolunun bulunduğu bölgede herhangi bir çalışma yapılmadığını,...– Trabzon Karayolu inşaatı kapsamında Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından çalışmalar yapılmış olup, hükme esas raporda geçen istinat duvarının bu çalışmalar sırasında yapılmasının muhtemel olduğunu, 2005 yılından dava konusu alanda Karayolları Genel Müdürlüğünün ...n Karayolu için kamulaştırma işlemi yaptığının açıkça raporda belirtildiğini...Çayına ilişkin hakediş belgesi sanki dava konusu taşınmazları kapsarmış kabul edilerek değerlendirme yapılmasının hatalı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın kadastrolama dönemi öncesine yönelik herhangi bir değerlendirme yapılmadığını, tapulama öncesi dere yatağında kalan kısım yönünden ise yolsuz tescil nedeniyle Hazineye karşı dava açılması gerektiğinin düşünülmesi gerektiğini, bilirkişi raporunun sonuç kısmında 1955, 1973 ve 1984 tarihli hava fotoğraflarında dava konusu taşınmazların tamamının dere yatağı olduğunun tespit edildiğini, el atmanın yasal koşullarının oluşmadığını, dere yatağına dönüşmeden idarelerinin sorumlu tutulamayacağını, uzlaşmanın dava şartı olduğunu, arsa kabulünün hatalı olduğunu, emsal incelemesinde hatalar yapıldığını, uygun emsalin incelenmediğini, fazla m² değeri hesaplandığını, arta kalan alanlarda yapılan sedde ile taşkın ve fezeyanlardan korunduğundan değer artışı olacağının dikkate alınmadığını belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması talep edilmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dere yataklarının ıslahının davalı idarenin sorumluluğunda olması sebebi ile hasım olarak davalı idarenin belirlenmesinde...Çayı üzerine davalı idare tarafından bent inşa edilmesi sonucu taşınmazların zamanla sular altında kalmış olması sebebi ile değerlendirme tarihi olarak dava tarihinin esas alınmasında, belediye imar planı dahilinde kalan taşınmazların arsa vasfında kabul edilip emsal metoduna göre inceleme yapılmasında, emsal alınan... ilçesi, ... Mahallesi 211 ada 2 parselin imar parseli olması sebebiyle dava konusu taşınmazların kadastro parseli oluşu dikkate alınarak tespit edilen metrekare birim bedelinden düzenleme ortaklık payı kesintisinin yansıtılmasında, davalı idarenin yasal sorumluluğu dikkate alındığında, arta kalan alanlara, bent inşaasından kaynaklanacak şekilde değer artışı uygulanmamasında isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların davalı idare tarafından bent inşa edilmesi nedeniyle zamanla sular altında kaldığını, emsal incelemesinin hatalı olduğunu, belirlenen metrekare değerinin düşük olduğunu, dava tarihinden itibaren 7 yılın geçtiğini, enflasyon nedeniyle öngörülemeyen sonuçlar meydana geldiğini, munzam zararın oluştuğunu ileri sürmüştür.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun)

369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacılar vekilinin tüm, davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Dosyadaki belgelerden; dava konusu taşınmazlardan 379 ada 2 ve 398 ada 32 parselin tamamen, 197 ada 33 parselin 7945,99 m², 201 ada 3 parselin 15605,10 m² kısmının kesinleşmiş kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında kaldığı anlaşıldığından bu kısımlar yönünden davalı idareye husumet yöneltilemeyeceğinin düşünülmemesi ve kıyı kenar çizgisi dışında(planlı sahada) kalan ve dere yatağından bulunan kısımların alanı net olarak tespit edilerek sadece bu kısımların bedelinin verilmesi ile yetinilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile fazla bedel tespiti bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacılar vekilinin tüm, davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2.Davalı idare vekilinin temyiz itirazları kısmen yerinde olduğundan, temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.