Logo

5. Hukuk Dairesi2024/6210 E. 2025/678 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan ancak idare tarafından imar planı değiştirilerek üçüncü kişilere satılan taşınmaz nedeniyle, davacıların uğradığı zararın tazmini istemidir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların geri alım hakkını kullanamaması nedeniyle uğradıkları zararın tazminine ilişkin uyuşmazlıkta, mahkemenin hukuk kurallarını somut olaya uygulamasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozma ile kesinleşen hususların yeniden incelenmesine imkan olmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/280 Esas, 2024/41 Karar

ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN

DAVADA DAVACILAR : ... vd. vekili Avukat ...

ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN

DAVADA DAVALI : Maliye Hazinesi vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : 07.06.2012

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki kamulaştırma yolu ile idareye devredilen, ancak davalı tarafından imar planı değiştirilerek dava dışı üçüncü şahıslara satılan taşınmaz nedeniyle uğranılan zararın, davacılara ödenen kamulaştırma bedeli düşüldükten sonra taşınmazın gerçek değerinin hesaplanılarak davacılara ödenmesi suretiyle tazmini istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkemece verilen karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacılar vekili asıl dava dilekçesinde özetle; davalı Maliye Hazinesinin kamulaştırdığı dava konusu yeri kamulaştırmaktan vazgeçtiğini hâlde, kendilerine teslim etmediğini, prosedüre uymaksızın sattığından bahisle; davalı idarenin müvekkillerine ait iken kamulaştırdığı ...30 parsel sayılı taşınmazdaki hisselerinin satış bedeline satış tarihinden itibaren dava tarihine kadar TEFE/TÜFE ve diğer fiyat endeksleri uygulanarak elde edilecek bedelden idarece ödenen kamulaştırma bedeli ve faizi düşüldükten sonraki bakiye bedelin müvekkillerine ödenmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Birleştirilen davada davacılar dava dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın davalı idare tarafından 1974 yılında Antik Side ...köyünün nakledilmesi amacı ile kamulaştırıldığını, kamu yararı kararı ve eklerinde kamulaştırılması planlanan parsellerin çok miktarda olmasına rağmen kamulaştırılmasına karar verilen bu parsellerin ancak %2 kadarının kamulaştırılmış olduğunu, geri kalan parsellerin kamulaştırılmadığı gibi kamulaştırma planında bulunan diğer taşınmazlarda zaman içerisinde özel mülkiyete konu birçok turistik otel inşa edildiğini, bilahare dava konusu taşınmazın bulunduğu ...köyünün belde ve belediye olduğunu, bu kamulaştırılan taşınmazın 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18 inci maddesi uygulaması ile bulunduğu parselden başka bir parsele oradan da özel mülkiyette hisseli olarak gittiğini, şimdiki maliklere davalı Hazine tarafından satıldığını, oluşan zararlarının tazminini, eldeki davanın murisleri ... payına ilişkin olduğunu, dosyanın kendi payları için daha önceden açtıkları dava ile birleştirilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın 20 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının iddialarının doğru olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 11.09.2014 tarihli ve 2012/363 Esas, 2014/527 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan)18. Hukuk Dairesince yapılan temyiz incelemesi sonucunda; 11.09.2014 tarihli ve 29116 sayılı Resmî Gazete'de Yayımlanarak yürürlüğü giren 6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun'un 100 üncü maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 22 nci madddesinde, 101 inci maddesi ile de geçici 9 uncu madde eklenmiş, bu madddenin 1. cümlesinde yer alan “22 nci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri ile" ibaresi Anayasa Mahkemesinin 14.05.2015 tarih ve 2014/177 Esas, 2015/49 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiş ve bu iptal kararı 11.06.2015 tarihinde yürürlüğe girdiğinden; dava konusu taşınmaz ile aynı amaçla kamulaştırılan diğer taşınmazlarla birlikte imar uygulamalarına tabi tutularak amaca uygun işlemlerin gerçekleştirildiği, dava konusu taşınmazda 2942 sayılı Kanun'un 23 üncü maddesi koşullarının bulunmadığı gibi davacı isteminin de aynı Kanun'un 22 nci maddesi çerçevesinde idarenin ihtiyacının kalmaması nedeniyle üçüncü kişiye satışından dolayı tazminat istemine ilişkin olduğu dikkate alınarak getirilen yasal düzenlemeler ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararı çerçevesinde değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi için kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 02.05.2017 tarihli ve 2016/297 Esas, 2017/496 Karar sayılı kararı ile asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 02.05.2017 tarihli ve 2016/297 Esas, 2017/496 Karar sayılı kararına karşı davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; davacı tarafın taşınmazın 3. kişiye satışını öğrendiği tarih ile kamulaştırma nedeniyle davacılara ödenen bedelin ödeme günü taraflardan delilleri sorularak tespit edildikten sonra dava konusu taşınmazın üçüncü kişiye satış tarihi ile dava tarihi arasında geçen zaman dikkate alındığında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 52 nci maddesi uyarınca davacı zararın artmasına sebep olmuş ise bundan sorumlu tutulması gerektiği gözetilerek, kamulaştırma nedeniyle davacılara ödenen bedelin tespit edilecek ödeme gününden; taşınmazın 3.kişilere 28.06.2004 tarihinde devri sonucu alınan bedelinde bu tarihten itibaren Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosu ile dava tarihine ve davacının 3 kişiye yapılan satışı öğrenme tarihi ile dava tarihi arasında geçen süre nazara alınıp, 6098 sayılı Kanun'un 52 nci maddesi gereğince indirim yapılması gerekip gerekmediği konusu da dikkate alınmak suretiyle güncellenmesi için uzman bilirkişi kurulundan denetime elverişli rapor alınarak bu iki bedel arasında davacı taraf aleyhine bir durum meydana gelmiş ise bu bedele hükmetmek, mal sahibi aleyhine bir fark oluşmadığı takdirde de davanın reddine karar vermek gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin 08.04.2021 tarihli ve 2019/260 Esas, 2021/142 Karar sayılı kararı ile asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

E. Üçüncü Bozma Kararı

1.Mahkemenin 08.04.2021 tarihli ve 2019/260 Esas, 2021/142 Karar sayılı kararına karşı davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece yapılan inceleme sonucunda; Dairemizin 2019/1812 Esas ve 2019/13065 Karar sayılı kararında Davacı tarafın taşınmazın 3. kişiye satışını öğrendiği tarih ile kamulaştırma nedeniyle davacılara ödenen bedelin ödeme günü taraflardan delilleri sorularak tespit edildikten sonra dava konusu taşınmazın üçüncü kişiye satış tarihi ile dava tarihi arasında geçen zaman dikkate alındığında 6098 sayılı Kanun'un 52 nci maddesi uyarınca davacı zararın artmasına sebep olmuş ise bundan sorumlu tutulması gerektiği gözetilerek, kamulaştırma nedeniyle davacılara ödenen bedelin tespit edilecek ödeme gününden; taşınmazın 3.kişilere 28.06.2004 tarihinde devri sonucu alınan bedelinde bu tarihten itibaren Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosu ile dava tarihine davacının 3 kişiye yapılan satışı öğrenme tarihi ile dava tarihi arasında geçen süre nazara alınıp, 6098 sayılı Kanun'un 52 nci maddesi gereğince indirim yapılması gerekip gerekmediği konusu da dikkate alınmak suretiyle güncellenmesi uzman bilirkişi kurulundan denetime elverişli rapor alınarak bu iki bedel arasında davacı taraf aleyhine bir durum meydana gelmiş ise bu bedele hükmetmek, mal sahibi aleyhine bir fark oluşmadığı takdirde de davanın reddine karar vermek gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğundan Mahkemece verilen karar bozulmuş olup, Mahkemece bozma kararına uyulduğu hâlde bu hususta bir araştırma yapmadan dava konusu taşınmazların 3. kişiye devir bedelinin dava tarihine, kamulaştırma bedelinin ise 3. kişiye satış tarihine endekslenmek suretiyle aradaki farka hükmeden rapora göre hüküm kurulması doğru görülmeyerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

F. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; hak düşürücü sürenin dolduğunu, hasım mevkiine Kültür ve Turizm Bakanlığının alınması gerektiğini, tazminat miktarının fahiş olduğunu, bozma kararının gereklerinin yerine getirilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırılan dava konusu taşınmaza ilişkin olarak davacının geri alım hakkının kullandırılmaması nedeniyle uğranılan zararın tazminini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanunun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 22 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı Hazine vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan mahkeme kararının ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

16.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.