Logo

5. Hukuk Dairesi2024/6305 E. 2025/963 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıların, davalı idarenin kamulaştırmasız el koyduğu taşınmazın bedelinin ve ecrimisilinin tahsili istemidir.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal karşılaştırmasıyla belirlenen taşınmaz bedelinde isabetsizlik görülmemesi ve bozma ile kesinleşen ecrimisil bedelinin davacılar yararına kazanılmış hak teşkil etmesi gözetilerek, davalı idarenin temyiz itirazlarının reddine ve mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/576 Esas, 2024/123 Karar

DAVACILAR : ... vd. vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : 20.10.2006

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 427 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 427 ve 482 nci maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre ecrimisil bedeli olarak hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar Mahkemenin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 20.520,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla, davalı idare vekillinin ecrimisil bedeli yönünden temyiz dilekçesinin miktar itibarıyla reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı idare vekilinin kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedeli yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu ...ili, ...,... Mahallesi 650 ada 3 sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli ile ecrimisil alacağının davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın imar planında park, otopark ve yol olarak belirlendiğini, ...Belediyesi Encümen kararı ile kamulaştırılmasına karar verildiğini; ancak kaynak yetersizliği nedeniyle kamulaştırmanın tamamlanamadığını, davacı tarafın taşınmazın belediyece kamulaştırmasız el koyma nedeniyle bedelinin tespiti, tahsili ve taşınmazın belediye adına tescili istemi ile birlikte taşınmazın kullanılmaması nedeniyle 5 yıllık ecrimisil talebinde bulunduğunu, kamulaştırmasız el atmalarda özel bir kanuna düzenlemesinin bulunmadığını, davacının el atmanın önlenmesi davası, tazminat davası, taşınmazın karşılığı bedel davası haklarından birini seçmesi gerektiğini, davacının seçimlik haklarından tazminatı seçmesi halinde bu davanın idari yargının görev alanına girdiğinden davanın görev yönünden reddine, hukuki dayanaktan ve gerçeklerden yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 28.02.2012 tarihli ve 2006/624 Esas, 2012/108 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin 28.02.2012 tarihli ve 2006/624 Esas, 2012/108 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş; ancak dava konusu taşınmaz boş arsa vasfında olup aynı nitelikteki bir taşımmazın kiraya verilmesine ilişkin kira sözleşmesinin ccrimisil hesabında esas alınması gerekirken, süpermarketin kiraya verilmesine ilişkin bir sözleşmenin esas alınması doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 09.11.2017 tarihli ve 2013/30 Esas, 2017/412 Karar sayılı kararı ile uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılmak suretiyle davanın tazminat yönü ile kabulüne, ecrimisil yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile bozma öncesi verilen kararın davalı tarafça temyiz edildiği davacı tarafın ilk mahkeme kararına yönelik bir temyizinin bulunmadığı, bozma sonrası davacı tarafça bedel artırımı yapılarak ıslah yapılmasının da hukuken mümkün olmadığı, aynı dosyada ikinci kez ıslah yapılmasının mümkün olmadığı, ıslahın bir defa yapılabilceği ilk verilen ecrimisile yönelik bedellerin davalı açısından kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilerek 20.06.2001 ile 20.10.2006 tarihleri arası belirlenen 18.774,29 TL ecrimisil bedelinin ..., 18.774,29 TL ecrimisil bedelinin ...‘a tahakkuk dönemi sonları itibarıyla işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmiştir.

C.İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 09.11.2017 tarihli ve 2013/30 Esas, 2017/412 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizin 08.11.2018 tarihli ve 2018/2764 Esas, 2018/19961 Karar sayılı kararı ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

3. Dairemizin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı idare vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

4. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Dairemizin bozma kararında 7139 sayılı Kanun ile değişik Kamulaştırma Kanunu'nun 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca işlem yapılması gerektiğine ilişkin üç numaralı bendin sehven yazıldığı, bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından, davalı idare vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 08.11.2018 tarihli ve 2018/2764 Esas, 2018/19961 Karar sayılı bozma kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan değerlendirmede; arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmediği; ancak ecrimisil; diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; "fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması ve haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği" vurgulandığı, ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, kira geliri karşılığı zarar olduğu bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma ve eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (kira geliri) ecrimisilin kapsamını belirleneceği, haksız işgal, haksız eylem niteliğinde olduğu, (YHGK'nun 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı kararı) bu nedenle, taraflardan değerlendirme gününden önceki emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira paraları resen araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtildikten sonra, dava konusu taşınmaz ile emsallerin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik yönleri belirlendikten sonra taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarında getirebileceği kira parası, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak belirlenmesi gerektiği, sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının yansıtılması suretiyle bulunması gerektiğinden değerlendirme gününden önceki kira sözleşmesi emsal alınıp ilk dönem ecrimisil bedeli belirlenip sonraki dönemler için ÜFE artış oranının yansıtılması gerekirken, değerlendirme gününden çok sonraki tarihli bir kira sözleşmesi esas alınıp geriye doğru endeks uygulamak suretiyle ecrimisil bedeli belirlenmesi, bozmadan önceki hükmün ortadan kalktığı düşünülmeden dava konusu taşınmazın kamulaştırmasız el atılan kısmının tazminat bedeli ile ilgili yeniden hüküm kurulmaması, hatalı olduğundan kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmaza fiilen ve hukuken el atılmadığını, taşınmazın yetki ve sorumluluğunun idarede olup olmadığı araştırılmadan karar verildiğini, emsal incelemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66 ncı maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı İdare Vekilinin Ecrimisil Talebine İlişkin Temyizi Yönünden;

Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,

B. Davalı İdare Vekilinin Tazminat Talebine İlişkin Temyizi Yönünden;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Mahkeme kararının ONANMASINA,

Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınarak Hazineye irat kaydedilmesinei

22.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.