"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1620 Esas, 2024/535 Karar
KARAR : Esastan ret/Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Lapseki 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/354 Esas, 2023/3 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonucunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelereninin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı idare vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 08.04.2025 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ve davalı idare vekili Avukat ... gelmişlerdir.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davaya konu Çanakkale ili, ... ilçesi, ... köyü 106 ada 1 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığından, tazminat bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın sulu tarım arazisi olduğunu, münavebe ürünlerini kabul etmediklerini, objektif değer artışının hatalı belirlendiğini ileri sürmüştür.
2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; yürürlükteki mevzuat uyarınca kamulaştırma işleminin 21.07.1997 tarihinde muhatabına tebliğ edildiğini, kamulaştırma bedelinin bloke edilmiş olduğunu, listenin köyde askıya çıkarılarak ilan edildiğini, davacının şeklen malik olduğunu, mülkiyetin kuruma geçmiş olduğunu, süresinde dava açılmadığını, kapitalizasyon faiz oranının hatalı belirlendiğini, ürün maliyetinin düşük, satış bedelinin yüksek belirlendiğini, vekâlet üctretinin nispi olarak belirlenmemesi gerektiğini, objektif değer artışını kabul etmediklerini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tebligatın köy muhtarlığı adına tebliğe çıkartıldığı, fakat 21.07.1997 tarihli tebligat şerhinde tebliğ yapılanın "kendisine" olarak belirtildiği, köy tüzel kişiliğinin temsil eden köy muhtarına tebligatın yapılıp yapılmadığının belirli olmadığı, bu haliyle tebligatın geçersiz olduğu, kaldı ki kamulaştırma bedelinin köy tüzel kişiliğine ödendiğine dair dekontun da sunulmadığı, bununla birlikte dava konusu taşınmazın kamu tüzel kişisi olan davacı köy tüzel kişiliğine ait olduğundan kamulaştırma işleminin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 30 uncu maddesinde belirtilen usulde yapılması gerekirken bu usule uyulmadan yapılan kamulaştırma işlemlerinin geçersiz olduğu anlaşılmakla dava konusu taşınmaza davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atıldığının sabit olduğu, taşınmazın tarım arazisi vasfında olduğu, taşınmazın ... Barajı havzası içerisinde kaldığı ve taşınmazın ... Çayına bitişik olduğunun görüldüğü, her ne kadar bilirkişi heyeti tarafından taşınmazın bitişiğinden geçen ... Çayının yağışın olmadığı yaz aylarında kuruduğundan bahisle heyette oluşan kanaat neticesinde taşınmaz kuru tarım arazisi kabul edilmiş ise de taşınmazın baraj yapılan çayın bitişiğinde ve şu anki haliyle baraj gölü içerisinde kalması, keşifte dinlenen tanık beyanlarında bu bölgede sulu tarım yapılıp taşınmazın etrafında göletlerin oluştuğu, çaydan sulanabilir olduğu belirtilmesi nedenleriyle taşınmazın sulu tarım arazisi kabul edilmesi gerekirken kuru tarım arazisi kabul edilmesi doğru olmadığından, davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile taşınmaza sulu tarım arazisi olarak değer biçen 28.04.2022 tarihli rapordaki hesaplama uyarınca bedel belirlenmek suretiyle, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; faizin türüne, miktarına ve başlangıç tarihlerine itiraz ettiklerini ilave etmek suretiyle istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın kuru tarım arazisi olduğunu ilave etmek suretiyle istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin ve ecrimisilin tahsili hususundadır.
2. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net gelir esas alınarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Davanın niteliği gereği faize ilişkin olarak yazılı şekilde hüküm kurulması yerindedir.
4. Dava konusu taşınmaza dosyadaki bilgi ve belgelere göre 1983 yılından sonra fiilen el atıldığından, davacı yararına nispi vekâlet ücretinin hüküm altına alınması doğrudur.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerininn yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,08.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verilmiştir.