"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/3771 Esas, 2024/1259 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/755 Esas, 2023/530 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Konya ili, ... ilçesi, ... Kasabası, ... 404 ada 6 parsel ve 405 ada 1 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; taşınmazların gerçek bedelinin tespit edilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; idarenin kıymet takdir raporları ile mahkeme bilirkişi raporları arasında idare aleyhine sürekli artan yüksek oransızlığın olduğunu, hazırlanan mahkeme bilirkişi raporlarındaki toplam bedellerin, idarece hazırlanan raporlardaki bedellere göre 2 kat daha yüksek hesaplandığını, böylece devletin sürekli zarara uğratıldığını, taşınmaz sahiplerine haksız yüksek meblağlar ödenmesine ve haksız zenginleşmeye neden olunduğunu, hatalı bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verildiğini ileri sürmüş ve kararın kaldırılmasını istemiştir.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; faiz oranının Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi kararları gereği yasal faiz değil, kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz olarak uygulanmasını talep ettiklerini, dava konusu taşınmazlar içerisinde 16,50 x 2 ve 21 x 3,50 metre taş duvarlar bulunmasına rağmen çok düşük metrekarelerle duvar hesabı yapıldığını, evlerde de keşif mahalindeki hesaplamadan farklı raporlar geldiğini, yeniden bilirkişi raporu alınmasını, mümkünse farklı bilirkişiler ile yeniden keşif yapılmasını talep ettiklerini, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan yapının metrekaresinin 2022 yılı 2. dönem verileri kullanılarak hesaplandığını, rapor tarihi 01.12.2022 olup, 2022/3 verileri kullanılarak hesaplama yapılması gerektiğini, hala eski verilerin kullanıldığını, yıpranma oranına ve yapının metrekaresine de ayrıca itiraz ettiklerini, dava konusu taşınmazların ... Mahallesinde merkez kabul edilen belediye binasının hemen karşısında ve meydandaki anayol üzerinde olduğunu, mahallenin merkezinde olan taşınmazın arsa bedeline 151,55 TL/m² birim fiyatı belirlenmesinin hak ve hakkaniyete uygun olmadığını, dava konusu taşınmazlara % 40 alınan yıpranma oranına da ayrıca itiraz ettiklerini, taşınmazın arsa kısmına yapılan hesaplamanın kabulünün mümkün olmadığını, emsalinden bile daha değerli olan bir arsayı oranlayarak neredeyse beşte bir bedel tespit edilmesinin kabul edilebilir nitelikte olmadığını, davalıya ait taşınmazdaki kriterlerin yeniden değerlendirilerek gelir durumu açısından üstünlük de verilmek suretiyle yeniden hesaplama yapılması ve objektif değer artışı uygulanmasını talep ettiklerini ileri sürmüş ve kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı içerisinde bulunan arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazlara, 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca kamulaştırma gününden önceki özel amacı olmayan emsalin satış değeri alınarak, emsalin ve dava konusu taşınmazların birbirlerine üstünlük oranları tartışılıp, değerlendirme tarihi itibarıyla dava konusu taşınmazın ve satışı tarihi itibarıyla somut emsalin imar planı içerisinde kadastro parseli olup, düzenleme ortaklık payı düşülmemiş olması değerlendirilerek, taşınmazların üzerindeki yapı ve ağaçların niteliği itibarıyla ilgili kurumlardan alınan veriler doğrultusunda kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın tapusunun iptali, davacı adına tesciline dair verilen kararda İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, imar planının iptal edilmesi nedeniyle taşınmaza yeniden değer biçilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı ... ile davalı arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması yerindedir.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, taraf vekillerince temyiz dilekçerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.