Logo

5. Hukuk Dairesi2024/6654 E. 2025/1358 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve taşınmazın davacı idare adına tescili davasında, bedeli tespiti ve uygulanacak faiz oranı ile tescil hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun ilgili maddeleri, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararları ve usul ekonomisi gözetilerek, mahkeme kararındaki faiz hesaplaması ve tescile ilişkin hükümdeki eksiklikler düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2024/60 Esas, 2024/139 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Mersin ili, Toroslar ilçesi, ........ Mahallesi 362 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın bedelinin takdir edilen bedelin çok üzerinde olduğunu ileri sürmüştür.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 17.02.2016 tarihli ve 2015/147 Esas, 2016/102 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 17.02.2016 tarihli ve 2015/147 Esas, 2016/102 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmazla aynı bölgede bulunan ve Dairemiz denetiminden geçen kamulaştırma bedelinin tespiti davalarında hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporlarında; kapama şeftali bahçesi bakımından (2012-2013-2014-2015) yılları resmî verileri ortalamalarına göre yapılan hesaplama uygun bulunduğu dikkate alındığında dava tarihinin 2015 yılı olduğu da gözetilmeksizin (2012-2013-2014) yılları resmî verilerini esas alınarak değer biçen bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulması hatalı olduğu gibi dava konusu taşınmazın sulu tarım arazisi niteliğinde olduğu dikkate alınarak kapitalizasyon faiz oranının % 4 oranında kabulü ile buna göre hesaplama yapılması gerekirken % 5 oranında alınmak suretiyle eksik bedel tespiti doğru olmadığı gibi 7139 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kanun'un 10 ncu maddesinin sekizinci fıkrası gereğince bozma sonrası bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedelde artış olması halinde bu kısım için; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 11.11.2020 tarihli ve 2020/160 Esas, 2020/287 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 11.11.2020 tarihli ve 2020/160 Esas, 2020/287 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; bozma ilamı öncesi mahkemece verilen ilk kararda dava konusu taşınmazın net geliri esas alınarak tespit edilen değerine ilave edilen objektif değer artırıcı unsur oranı için bozma yapılmadığından bu hususta, davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilmeden bozma sonrasında daha düşük objektif değer artış oranı kabul eden bilirkişi raporuna göre eksik bedel tespiti hatalı olduğu gibi dava dört içinde sonuçlandırılamadığından tespit edilen kamulaştırma bedeline 21.07.2015 tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken, faiz başlangıç tarihinin hatalı gösterilmesi ve davacı idare harçtan muaf olduğu hâlde aleyhine harca hükmedilmesi, doğru olmadığı gibi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi ve 2942 sayılı Kanun’un 7139 sayılı Kanunla Değişik 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrasının dördüncü cümlesinin; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak kamulaştırma bedeline dava tarihinden 4 ay sonrasından başlayarak karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi ve derhal ödenmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin 15.09.2022 tarihli ve 2022/149 Esas, 2022/309 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

E. Üçüncü Bozma Kararı

1. Mahkemenin 15.09.2022 tarihli ve 2022/149 Esas, 2022/309 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; mahkemece verilen ilk kararda dava konusu taşınmazın, net geliri esas alınarak tespit edilen değerine ilave edilen objektif değer artırıcı unsur oranının %50 olarak belirlendiği ve bu hususun bozma ilamına konu edilmeyip, davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu hususu gözetilmeden, bozma ilamı sonrasında %25 oranında objektif değer artış oranı kabul eden bilirkişi raporuna göre eksik bedel tespitinin hatalı olduğundan bahisle bozma kararı verilmiş olup mahkemece de bozma ilamına uyulduğu belirtildiği hâlde bozma ilamı sonrası hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazın belirlenen m² birim fiyatına %50 oranında objektif değer artırıcı unsur uygulanması gerekirken %25 oranında uygulanmak suretiyle eksik bedel tespiti hatalı olduğu gibi, mahkemece verilen ilk kararda tespit edilen 723.879.00 TL bedele 21.07.2015 tarihinden ilk karar tarihi olan 17.02.2016 tarihine kadar, mahkemenin ikinci kararı ile tespit edilen bedelden ilk kararla belirlenen bedelin mahsubu sonrası kalan 115.337.00 TL bedele ise 21.07.2015 tarihinden ikinci karar tarihi olan 11.11.2020 tarihine kadar faiz uygulanması gerekirken tüm bedele son karar tarihine kadar faiz uygulanması doğru olmadığından kararın bozulmasına karar verilmiştir.

F. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin 28.03.2024 tarihli ve 2024/60 Esas 2022/139 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; belirlenen bedelin yüksek olduğunu, tescile ilişkin yeniden hüküm kurulması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bedelin düşük olduğunu, faiz oranının mahkemece iptal edildiğini, kamulaştırma bedeline kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizin uygulanması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesi ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki Mersin ili, Toroslar ilçesi, Evcili Mahallesi 362 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net gelir metodu esas alınarak değer biçilmesi yöntem itibari ile doğrudur.

3. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması yerindedir.

4. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

5. Mahkemece ikinci kararla bloke edilmesine karar verilen fark 115.337.00 TL bedele ödenmesine karar verilen 15.09.2022 tarihine kadar faiz uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi hatalıdır.

6. Bozma kararı ile mahkemece bozma kararı öncesi verilen kararların ortadan kalktığı gözetilmeksizin tescile ilişkin yeniden hüküm kurulmaması doğru değildir.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının;

a) (1) inci bendinin b harfi ile gösterilen bölümünden "11/11/2020" tarihinin çıkartılması yerine "15.09.2022" tarihinin yazılması,

b) (1) inci bendinin a harfi ile gösterilen bölümünün tümüyle çıkartılması, yerine "Mersin ili, Toroslar ilçesi, Evcili Mahallesi 362 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline" cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

04.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.