Logo

5. Hukuk Dairesi2024/6795 E. 2025/3286 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idarenin taşınmaza kamulaştırmasız el atması nedeniyle açılan tazminat ve ecrimisil davasında, kadastro tespit tutanağının kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespit tutanağının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca dava açılamayacağı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1498 Esas, 2024/437 Karar

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Şanlıurfa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/427 Esas, 2021/712 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili dava dilekçelerde özetle; Şanlıurfa ili, ... ilçesi 1 ada 1 parsel 1948 tarih, 333 yevmiye, 168 cilt nolu taşınmaza 1957 yılında davalı tarafından mucur ocağı için kamulaştırmasız el atıldığını ileri sürerek kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin ve ecrimisilin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın davalı ... tarafından bedel karşılığında davalı belediyeye devredildiğini, bu nedenle davalı belediyeye husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü ve zamanaşımı süresi içinde açılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla dava konusu taşınmazın davalı idare adına kadastro tespiti yapılarak 19.03.1962 tarihinde kesinleşen kadastro tespit tutanağına istinaden tapuya tescil edildiği, kamulaştırma işleminin tamamlandığı, tapuda ferağ işlemlerinin gerçekleştirildiği, kamulaştırmasız el atmadan söz edilemeyeceği gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kamulaştırmasız el atma davalarının zamanaşımına uğradığından söz edilemeyeceğini, dava konusu taşınmaza dair kamulaştırma işleminin tamamlandığını, kamulaştırma bedelinin davacıların murisine ödendiğine dair dosyada herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığını, el atma tarihinden sonra kadastro tespitinin yapıldığını, el atma tarihinin 1983 öncesi olup davalılar lehine ayrı ayrı nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla dava konusu taşınmaza 1957 yılında yol olarak el atılmış ise de 19.03.1962 kesinleşme tarihli kadastro tespit tutanağına istinaden davalı idare adına " Karayolları Kum Ocağı Malzeme Ocağı " niteliği ile tapuya tescil edildiği, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası hükmüne göre kadastro tespit tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra bu tutanaklarda belirtilen haklara, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağından 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği; ancak dava konusu taşınmaz tek olup asıl ve bileştirilen davalar tek bir hukuki nedene dayalı olarak açıldığından davacılar lehine toplam bedel üzerinden el atma tarihinin 1983 yılı öncesi olduğu da dikkate alınarak tek maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, asıl ve birleştirilen davalar yönünden ayrı ayrı vekâlet ücreti takdir edilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ile davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırmasız el atma davalarının zamanaşımına uğradığından söz edilemeyeceğini, aksi halde mülkiyet hakkının ihlal edilmiş olacağını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; asıl ve birleştirilen davalar yönünden davalı idare lehine ayrı ayrı vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek bir vekâlet ücretine hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat ve ecrimisil istemine ilişkindir.

2. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; 19.03.1962 kesinleşme tarihli kadastro tespit tutanağına istinaden dava konusu taşınmazın davalı idare lehine tapuya tescil edildiği anlaşılmış olup 3402 sayılı Kanun'un 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasındaki düzenleme gereği, bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutunakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağından, 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan eldeki asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekili ile davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacılar ile davalı ... Başkanlığından peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.