"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/25 Esas, 2024/904 Karar
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/141 Esas, 2022/302 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Kahramanmaraş Tekstil İhtisas Organize Sanayi Bölgesi adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak süretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Kahramanmaraş ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 846 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın Kahramanmaraş Tekstil İhtisas Organize Sanayi Bölgesi adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı taraf cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalıya ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Kahramanmaraş Tekstil İhtisas Organize Sanayi Bölgesi adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda hesaplanan değere % 50 objektif değer artışı payı eklenmesi hatalı olduğu gibi kapitalizasyon faiz oranının yüksek olduğunu, kamulaştırma konusu parselin metrekaresinin kıymet takdir raporunda 58,60 TL olarak belirlendiğini, dava konusu taşınmazın 1 m² si için belirlenen 144,45TL tutarındaki kamulaştırma bedelinin çok yüksek olduğunu, dava konusu taşınmazda mısır, biber ve salatalık ekimi yapılmadığı hâlde gelir metodunda hesaplamaya dâhil edilmesinin hatalı olduğunu, kapitalizasyon faiz oranı olarak % 4 uygulamış olup dava konusu taşınmaz için bu oranın yüksek olduğunu ileri sürmüştür.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın vasfının arsa olarak değerlendirilmesi gerektiğini, arsa vasfı ile değerlendirilmezse dahi bu olumlu özellikleri nedeniyle objektif değer artış oranının yüksek uygulanması gerektiğini, emsal dosyalarda %100 objektif değer artışı uygulanmış iken %50 olarak uygulanmasının hatalı olduğunu, gelir metoduna göre yapılan hesaplamada İlçe Tarim ve Orman Müdürlüğü verilerindeki masraf kalemlerinin dikkate alınmadığını ve yüksek uygulandığını, yine mısır ürününün saman gelirinin hesaplamaya dahil edilmediğini, taşınmazın kamulaştırmaya esas değerinin düşük belirlendiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gibi davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin doğru olduğu, ancak; İlk Derece Mahkemesinin ilk kararı ile ödenmesine karar verilen 217.561,53TL bedele 28.03.2021 tarihinden İlk Derece Mahkemesinin ilk karar tarihi olan 19.04.2021 tarihine kadar, 41.703,10 TL fark bedele ise 28.03.2021 tarihinden İlk Derece Mahkemesinin ikinci karar tarihi olan 04.10.2022 tarihine kadar faiz işletilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden; taraf vekillerinin başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının belirtilen hususlar yönünden düzeltilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararı uyarınca kamulaştırma bedeline dava tarihinden itibaren kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faizin uygulanmasını talep ederek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi niteliğindeki Kahramanmaraş ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 846 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesi yerindedir.
3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygulanan kapitalizasyon faiz oranı ve objektif değer artış oranı uygun görülmüştür.
4. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması yerindedir.
5. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
6. Bölge Adliye Mahkemesince yeniden kurulan hükmün iki numaralı bendinde dava ile alakası olmayan Adıyaman dosyasından bahsedilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddine,
2. Kamu düzeni gereğince yapılan inceleme sonucunda; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan "Ayrıca; her ne kadar davalı vekili istinaf dilekçesinde; 06.02.2023 tarihinde iki büyük deprem meydana geldiği, gerçekleşen bu depremler sonucunda Kahramanmaraş ve Adıyaman illerinin etkilendiği ve yersel kayıklıkların meydana geldiği, genel olarak yersel kayıklıkların oluşması nedeniyle dava konusu taşınmaza ait kadastro müdürlüklerinden onaylı parsel köşe koordinatları ile taşınmazın şu andaki mevcut halinin birbiriyle uyuşmadığı verilen hükmün infaz kabiliyetinin kalmadığı iddialarını ileri sürmüş ise de; Adıyaman tapu kadastro müdürlüğü ile yapılan yazışmalardan; Adıyaman ili, ... ilçe, ... beldesinde1817 nolu parsel ve beldenin tamamında 6 Şubat depreminde 70-80 cm'lik kaymalar olduğu kaymalara ait deprem dönüşümlerinin yapılarak yapılan ve yapılacak olan Aplikasyon işlemlerinde herhangibir sorunun olmadığı ayrıca ... beldesinde 3402 sayılı kadastro kanununun 22-a maddesi gereği yapılacak olan güncelleme çalışmaları 6 Şubat 2023 depremi nedeniyle durdurulmuş olup Genel Müdürlükten gelecek talimat doğrultusunda işlemlere yön verileceğinin bildirildiği, bu nedenle bu aşamada davayı etkileyen bir işlem bulunmadığı anlaşıldığından, yine UYAP üzerinden yapılan TAKBİS sorgulaması sonucunda dava konusu taşınmazın tapu kaydında taşınmazın yüz ölçümünde bir değişikliğin bulunmadığı, bu hususlara ilişkin şerhin yer almadığı anlaşıldığından davalı vekilinin bu istinaf itirazlarının da yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır." ibaresinin hükümden çıkartılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Taraflardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.03.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında da açıkça ifade edildiği üzere Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest davalar yönünden uygulanmaları gerekir. Zira Anayasa Mahkemesinin iptal kararları usulî kazanılmış hakkın ve aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil ederler.
Bu nedenle somut olayda; davalı tarafın Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizin uygulanmasına yönelik Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilecek bir temyiz talebinin (Davalı taraf vekilinin 27.05.2024 tarihli dilekçesindeki “Faize” ilişkin talebi) de dosya münderecatında bulunması karşısında, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmünün iptali yönünde Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ve 01.08.2023 tarihli, 32266 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas - 2023/69 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda karar verilmeli ve “dava tarihinden itibaren mahkeme karar tarihine kadar” Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası hükmü nazara alınarak faize hükmedilmelidir.
Hâl böyle iken, eldeki derdest davada Anayasa Mahkemesi iptal kararının uygulanmadığı, Sayın çoğunluğun diğer yönleriyle katıldığımız “Düzeltilerek Onanma Kararı”na(faize ilişkin yönüyle) ve faizle ilgili 4 No’lu “Değerlendirme görüşüne” açıkladığımız nedenlerle katılmıyoruz. 06.03.2025