"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1212 Esas, 2024/930 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/36 Esas, 2021/264 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bitlis ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 180 ada 22 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, 1996 tarihinde yol genişleme çalışmaları sırasında taşınmazın bir kısmına el konulduğunu, müvekkiline herhangi bir istimlak bedelinin ödenmediğini, keşif ve bilirkişiler vasıtasıyla el atılmak suretiyle işgal edilen alanın zarar değerinin belirlenmesini, dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsilini, yargılama masrafları ile vekâlet ücretinin davalı idare üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın 27.07.1954 tarihli ve 153 sayılı İdare Heyeti Kararına dayanılarak kamulaştırıldığını, kamulaştırma işlemlerinin 24 Teşrinisani 1295 sayılı İstimlak Kararnamesi Hükümlerine göre Karayolları 9. Bölge Müdürlüğü (Diyarbakır) tarafından yapıldığını, 50 metre genişliğindeki kamulaştırma sahasında kalan parseller için istimlak kararnamesi hükümlerine göre kıymet takdirleri yapıldığını, takdir edilen bedellerin Bitlis Belediyesi tarafından mahallinde ve mahalli gazetede ilan edildiğini, kadastro tarafından tescilleri yapılan taşınmaz malların yol koridoru içerisinde kalan kısımların yola terkini yapılmadığını, 221 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesine göre taşınmazın bedelini dava hakkının Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten 2 yıl sonra düştüğünü, kamulaştırmasız el atma olgusu kanaatiyle hüküm kurulacak ise bedel tespit edilirken, taşınmaz üzerinde bulunan ipotek, haciz ve şerhlerin kaldırılarak davalı kurum adına tescili ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 999 uncu maddesi gereğince yol olarak terkinini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayılı belirtilen kararı ile her ne kadar davalı kurum tarafından kamulaştırmasız el atma olmadığını, taşınmazın 1954 tarihinde usulüne uygun olarak kamulaştırıldığı, bedelinin maliklere ödendiği savunulmuş ise de dosya içerisine sunulan 17.05.1973 tarihli T.C. Ziraat Bankası Van Şubesine hak sahibine ödenmek üzere depo edildiği iddia edilen meblağın hak sahibine ödenip ödenmediğinin ispatlanamadığı, yine kamulaştırma işlemlerine ilişkin hak sahibine usulüne uygun tebligatın yapıldığının ve kamulaştırma işlemlerinin usulüne uygun tamamlandığının ispatlanamadığı, kamulaştırmanın usulüne uygun olarak yapıldığı ve hak sahibine kamulaştırma bedelinin ödendiği, taşınmaza 09.10.1956 gününden önce el atılmış olduğu kabul edilecek dahi olsa Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2015/1083 Esas, 2015/6478 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere 16.04.1963 tarihinde kesinleşen kadastro tutanaklarına kurum tarafından itiraz edilmediği, davacının kadastro kesinleştikten sonra dava konusu taşınmaza malik olduğu, tapu siciline ... ilkesi gereği tapu kaydı iptal ettirilmediği sürece malikin her zaman bedel tahsili davası açabileceği, bu itibarla yeni parselle ilgili 221 Sayılı Kanun'un uygulanma olanağı bulunmadığı anlaşıldığından ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6 ncı maddesine göre 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihleri arasında el atılan taşınmazlarla ilgili davalarda harç ve vekâlet ücretlerinin maktu olarak belirlenmesi gerektiği, davalı kurumun cevabi yazılarında dava konusu taşınmazın 27.07.1954 tarihli karar ile kamulaştırıldığını bildirdiği, dava konusu taşınmaza ilk hangi tarihte el atıldığını ispatlayamadığı, davacının iddiasının 1996 tarihinde yolun genişletilmesi suretiyle el atmanın gerçekleştiği yönünde olduğu, mahalli bilirkişi beyanlarının da bu hususu desteklediği, her iki halde de el atmanın 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihleri arasında olmadığı anlaşılmakla vekâlet ücreti ve harcın nispi olarak hesaplanması gerektiği kabul edilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, Muş-Başhan yolu kapsamında Bitlis İl İdare Heyetinden alınan 27.07.1954 tarihli ve 153 sayılı İdare Heyeti Kararına dayanılarak kamulaştırıldığını, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, hükme esas alınması için yeterli olmadığını, seçilen emsalin uygun olmadığını, el atmanın 1983 yılı öncesinde gerçekleştiği yargılama safhasında sabit olduğundan yerel mahkemece davacı lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinin kanuna ve usule aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamına göre dava konusu taşınmaz ve emsale ilişkin kayıtların toplandığı, bu bilgi ve belgeler doğrultusunda bilirkişi kurulu raporu üzerinde yapılan denetim sonucunda; değerlendirmeye esas alınan Bitlis ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 348 ada 9 parsel sayılı emsal taşınmazın satış tarihinin dava tarihinden önce ve tapuda yapıldığı, bu satışın özel nitelikte olmadığı ve emsal kıyaslamasına esas alınabileceği, emsal ile dava konusu taşınmazın mevkii, konum, nitelik, yüzölçümleri, vergi beyan değerleri bakımından kıyaslaması yapılarak ve benzer özellikleri ile üstün ve eksik yanları gözetilerek değerinin hesaplandığı anlaşıldığından dava konusu taşınmazın metrekare birim fiyatının 996,27 TL olarak hesaplanmasında, davacıya ait tapu kaydının iptali ile payın yol olarak terkinine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrar etmiş, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir..
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin tahsili hususundadır.
2. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı idare vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.