"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2024/44 Esas, 2024/275 Karar
KARAR : Direnme
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu kaydının bir kısmının mahkeme kararı ile iptal edilmesi ve yüz ölçümünün düzeltilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir
İlk Derece Mahkemesince bozmaya direnme kararı verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin direnme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Yalova ili, ..., ......, köyü 104 ada 120 parsel sayılı taşınmazın tapusunun bir kısmının Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucunda iptal edilerek orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, mahkeme kararının 08.04.2016 tarihinde kesinleştiğini, daha sonra teknik hataların düzeltilmesi işlemi gerekçe gösterilerek yüzölçümünün azaltıldığını bu nedenlerle uğramış olduğu zararın taşınmazın Hazine adına tesciline karar verildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazda el birliği ile mülkiyet söz konusu olduğunu, davanın idari olarak gerekli yasal başvurular yapılmadan açıldığını, dava değerinin gerçek değere yaklaşık olması gerektiğini, husumet yokluğundan davanın reddinin gerektiğini, olmayan bir hakkın kaybından dolayı zarara uğranılmasının mümkün olmadığını, taşınmazın tarım arazisi olarak nitelendirilemeyeceğini bu nedenlerle cevap haklı saklı kalmak kaydıyla haksız ve dayanaksız açılan davanın reddine karar verilmesi ile davacı tarafın yargılama giderleri ile vekâlet ücretine mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve tespit edilen bedelin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın arazi niteliğinde olduğu kabul edilerek, net gelir metoduyla değerinin tespit edilmesinin doğru olduğunu, uygulanan objektif değer artışının taşınmazın konum ve özelliklerine göre uygun olduğunu, zamanaşımının dolmadığını, nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinin isabetli olduğunu, husumetin doğru yöneltildiğini, bu nedenlerle davalı Hazine vekilinin istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü hususların yerinde görülmediğini, böylece Mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 21.06.2022 tarihli ve 2021/4444 Esas, 2023/11493 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu 20 parselin tapu kaydının davacı murisi adına kayıtlıyken mahkeme kararı ile iptal edildiği, 20 parselin tapu kaydının bir kısmının iptal edilmesi ile taşınmazın 28 parsel numarasını aldığı ve 07.10.2016 tarihinde miras taksim sözleşmesi ile davacı adına kaydedildiğinin anlaşıldığı; ancak dosya kapsamından davacı murisine ait mirasçılık belgesi ve iptal edilen alanın kime ait olduğunu gösterir dayanak evrak bulunmadığı tespit edildiğinden, dava konusu taşınmazın tüm dayanak evrakları getirtilip gerektirse diğer mirasçılar da dinlenildikten sonra karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi gerektiğinden bahisle istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Verilen Direnme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma kararına direnilmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının iyi niyetli olmadığını, tapu iptal işleminin kesinleşmiş bir mahkeme kararına dayandığını, husumet yokluğu sebebiyle ret kararı verilmesi gerektiğini, taşınmazın orman vasfı sebebiyle arazi olarak değerlendirilemeyeceğini, ağaçlık alan ve açıklık alan ayrımı yapılmadan düşük kapitalizasyon faiz oranı uygulandığını, objektif değer artış oranının yüksek olduğunu, davaya kusuruyla sebebiyet vermeyen davalı idare aleyhine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinin yanlış olduğunu, faiz hükmünün hatalı kurulduğunun ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370, 371 ve 373 üncü maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yeniden yapılan incelemede; dosyadaki kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre ;arazi niteliğindeki taşınmaza net geliri esas alınarak zeminine, üzerindeki ağaçlara yaş, cins ve verim durumlarına göre maktuen değer biçilerek tapu kaydının bir kısmının mahkeme kararı ile iptal edilmesi ve yüz ölçümünün düzeltilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, İlk Derece Mahkemesince verilen direnme kararı yerindedir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.