"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/553 Esas, 2023/693 Karar
DAVA TARİHİ: 24.12.2013
KARAR : Ret
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini istemine ilişkin davada verilen kararın temyiz incelemesi sonunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle;...Mahallesi 1101 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkinini talep etmiştir
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın Kemalpaşa Belediye sınırları içerisinde kaldığını, tüm belediye hizmetlerinden yararlandığını, davacı kurum tarafından taşınmazın tüm nitelikleri göz ardı edilerek pazarlık komisyonu kurulduğunu, taşınmazın Organize Sanayi Bölgesi Lojistik köyü sahası içinde kaldığını ve ticari değerinin oldukça yüksek olduğunu ileri sürmüştür.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 26.06.2014 tarihli ve 2013/1015 Esas, 2014/592 Karar sayılı kararı ile kamulaştırma bedelinin 256.019,96 TL olarak tespitine ve dava konusu taşınmazın kamulaştırılan kısmının tapu kaydının iptali ile davacı kurum adına tapuya kayıt ve tesciline, yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 26.06.2014 tarihli ve 2013/1015 Esas, 2014/592 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; kısmen kapama zeytin, kısmen kapama karışık meyve bahçesi, kısmen de tarım arazisi niteliğindeki dava konusu taşınmaza gelir metoduna göre değer biçilmesi yöntem itibarıyla doğru ise de taşınmazın kapama karışık meyve bahçesi olarak değer biçilen 2.000 m²lik bölümüne bu kısımda olduğu tespit edilen verim çağındaki birer adet antep fıstığı, ceviz, nar ve dut, 35 adet badem, 5 adet armut, 7 adet incir ağacının net meyve gelirine göre ve bu ağaçların kapladığı alanlar oranlanmak suretiyle değer biçilmesi gerektiği gözetilmeden, bu yönteme uyulmadan ve taşınmaz üzerinde fiilen bulunmayan ağaçların net meyve gelirine göre hesap yapan bilirkişi kurulu raporu hükme esas alınmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi, kuru tarım arazisi niteliğindeki taşınmazın özellikleri dikkate alınarak kapitalizasyon faiz oranının % 5 oranında kabulü ile buna göre hesaplama yapılması gerekirken, % 6 oranında alınmak suretiyle aza hükmedilmesi, dava konusu taşınmazın konumu ve bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri dikkate alınarak, tespit edilen metrekare birim fiyatına ilave edilecek objektif değer artırıcı unsurun % 250 oranında olacağı gözetilmeden, daha düşük objektif değer artış oranı kabul eden bilirkişi raporuna göre eksik bedel tespiti, taşınmazın kullanım amacı, yüzölçümü ve geometrik şekli dikkate alındığında kamulaştırmadan arta kalan bölümlerinde herhangi bir değer kaybı olmayacağı gözetilmeden, kalan alanın bir kısmı için değer azalışı hesaplayan bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle fazlaya hükmedilmesi, tespit edilen bedele dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin dolduğu tarihi takip eden 25.04.2014 tarihinden karar tarihine kadar yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi gerektiği halde, faiz başlangıç tarihi hüküm fıkrasında açıkça gösterilmeyerek infazda tereddüte yol açılması, nedenleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Birinci Karar
Mahkemenin 15.02.2021 tarihli ve 2019/13 Esas, 2021/200 Karar sayılı kararı ile davacı idare tarafından tespit edilen kamulaştırma bedelinin verilen kesin süreye rağmen yatırılmaması nedeniyle davanın reddine, terkin işleminin iptali ile tapu kaydının 27.357,06 m²sinin eski haline getirilerek önceki malik olan davalı adına tesciline ve ilk kararla kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen ve hükümle davalıya ödenmesine karar verilen 256.019,96 TL'nin iadesine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 15.02.2021 tarihli ve 2019/13 Esas, 2021/200 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 21.06.2022 tarihli ve 2021/13463 Esas, 2022/11388 Karar sayılı kararı ile Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
3. Dairemizin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı idare vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
4. Dairemizce yapılan karar düzeltme incelemesi sonucunda; tespit edilen kamulaştırma bedelinin bloke edilmesi için davacı idare vekiline verilen süreler içerisinde kamulaştırma bedeli depo edilmemiş ise de sunulan banka dekontuna göre davacı idarenin karar tarihinden sonra 19.02.2021 tarihinde depo kararını yerine getirdiği anlaşıldığından, usul ekonomisi gözetilerek davalı tarafın işin esasına girilerek karar verilmesini isteyip istemediği yönünde beyanı da alınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davacı idare vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; bedel depo edildiği halde davanın reddine karar verilmesinin usul ekonomisi ilkesine aykırı olduğunu, belirlenen bedelin yüksek olduğunu, kıymet takdir raporundaki bedel ile tespit edilen bedel arasında fahiş fark bulunduğunu ileri sürerek hükmün bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Davalıların bozma sonrası alınan beyanlarında, esasa girilmesini kabul etmeyerek davanın reddini talep ettiklerinin anlaşılması karşısında davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
4. Mahkemece tescil ve terkin hükmü yönünden kesin olmak üzere verilen ilk karar gereğince dava konusu taşınmazın davacı idare adına tescil ve yol olarak terkin edildiği gözetilmeksizin, davanın reddedildiği dikkate alınarak davacı idare adına kayıtlı dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile önceki maliki olan davalılar adına tesciline karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru değildir.
5. Davacı idare tarafından bozma öncesi depo edilen bedelin, davalı tarafından bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş olan mevduat faiziyle birlikte davacı idareye ödenmesine karar verilmesi gerekirken, bu hususta olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmaması bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı idare vekilinin Mahkeme kararına yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile gerekçeli kararının hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak "Dava konusu...köyü 1101 parsel sayılı taşınmazın 27.357,06 m²lik kısmının davacı idare adına tescili ve yol olarak terkinine ilişkin kaydının iptali ile önceki mâliki olan Emine Tören adına tapuya tesciline" cümlesinin eklenmesi, hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak "Davacı idare tarafından depo edilen toplam 256.019,96 TL bedel davalılar tarafından bankadan çekilmemiş ise davacı idareye iadesine, çekilmiş ise bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş mevduat faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacı idareye verilmesine" cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.