Logo

5. Hukuk Dairesi2024/7360 E. 2025/3406 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasında, istinaf mahkemesinin ilk derece mahkemesi kararını kaldırmasının ardından yapılacak yargılamada, tazminat bedelinin belirlenmesinde usuli kazanılmış hak ihlali olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: İstinaf mahkemesinin ilk derece mahkemesi kararını kaldırması sonrasında, davacı yönünden kesinleşen tazminat bedeli usuli kazanılmış hak niteliği kazanmış olup, kaldırma kararından sonraki yargılamada bu bedelin üzerinde tazminata hükmedilemeyeceği gözetilerek, istinaf mahkemesinin direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/645 Esas, 2024/913 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mut 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/297 Esas, 2023/1307 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davada yapılan yargılama sonucunda, İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili asıl ve birleştirilen dava dilekçelerinde; davaya konu Mersin ili, ..., ... Mahallesi 114 ada 41 parsel sayılı taşınmazın nehir yatağında kalması neticesinde kamulaştırmasız el atılması nedeniyle tazminat isteminde bulunmuştur.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; idarenin dava konusu taşınmaza yönelik ne hukuki ne de fiili bir el atmasından bahsedilemeyeceğini, davanın idarenin eylemi veya eylemsizliği nedeniyle meydana gelmiş bir müdahalenin olmadığını, davacının taşınmazını kullanamamasının nedeninin idarenin herhangi bir el atmasının değil, dere yatağının değişmesi ve dava konusu taşınmazın yeni oluşan dere yatağı içerisinde kalması olduğunu, meydana gelen bu doğal oluşumda Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne atfedilebilecek bir kusurun olmadığını, Göksu Irmağı üzerinde ırmak yatağına herhangi bir müdahalede bulunulmadığını, suyun doğal akışıyla taşınmazın büyük kısmının Göksu Irmağı havzasında kaldığının tespit edildiğini, davacı tarafından talep edilen faiz başlangıç tarihi ve faiz oranının da usul ve kanuna aykırı olduğunu, faiz talebinin reddi gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; talep olmadığı halde terkin hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu, taşınmaza el atma tarihinin net biçimde ortaya konmadığını ve bu hususun idare aleyhine sonuç doğurduğunu, 1983 yılından önceki fiili el atmalarda vekâlet ücretinin maktu alınması gerektiğini, bilirkişi raporunda değer tespitine esas alınan ve yörede ekimi yapılan münavebe ürünlerinin İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden sorulmadığını, ürünlerin verim ve fiyatlarının yüksek, maliyetlerinin ise düşük alındığını, tarım verilerindeki tüm işletme giderlerinin toplam maliyete dahil edilmesini, kapitalizasyon faiz oranının %4 değil %5-6 olması gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının itirazları doğrultusunda kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın 12309,33 m² yüzölçümü tarla niteliğinde tapuya kayıtlı olduğu, dosya kapsamına alınan raporlara göre taşınmazın içinden nehir suyu akarak tarla niteliğini kaybettiği, daha önce içinde ekili bulunan ürünlerin tamamen yok olduğu görülmüş olup kamulaştırmasız el atma tazminat davasının haklı olduğu, taşınmazın arazi niteliğinde kabul edilerek tarımsal münavebe ürünleri biber, buğday ve fasulye ürünlerine göre taşınmazın dava tarihinde 81,56 TL/m² edeceği, kısmen dere yatağı ve kısmen de taşkın sahası haline gelen taşınmazın tamamının bedelinin hesaplanarak davacıya ödenmesine karar verildiği, uygulanan münavebenin gelir ve maliyet cetvellerine İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verileri ve bölge rayiçlerine uygun olduğu, bakiye tazminat bedeli için davacı tarafından ek dava açıldığı, iki davanın birleştirildiği, verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3.İlk karar, davalı idare vekili tarafından istinaf edilmiş olup, ilk kararda tespit edilen bedelin kararı istinaf etmeyen davacı yönünden kesinleştiği ve kesinleşen bedel davalı idare lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğundan; Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararından sonra davacı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararından önceki miktarla sınırlı olarak hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden kaldırma kararından sonra tespit edilen bedel üzerinden tazminata hükmedilmesi bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile; temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.