"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/750 Esas, 2024/1052 Karar
KARAR : Esastan ret/ Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kandıra 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/300 Esas, 2022/228 Karar
Taraflar arasındaki kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kalan taşınmaz nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun ise kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Kocaeli ili, ..., ............ Mahallesi 90 ada 20 parsel sayılı 50.517m² alanlı taşınmazın orman tahdit sınırları dahilinde kalan kısmının dava tarihindeki bedeli ile arta kalan kısımdaki değer azalışı toplamı olan tazminatın davacıların taşınmazdaki hissesi oranında dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalı Hazineden tahsiline, orman tahdit sınırları dahilinde kalan kısmın tapusunun davacılar hissesi oranında iptal edilerek orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; görev, yargı yolu, zamanaşımı, husumet itiraz ve def'i lerini ileri sürerek davanın usulden ve esastan reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın ormanda kalan bölümü için hesaplanan dava dilekçesi ile talep edilen bölümüne 18.04.2016 tarihinden, ıslahla artırılan miktarına ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yazsal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın değerleme tarihi 12.03.2021 olup belirsiz alacak davası olarak ikame edildiğini, dava belirsiz alacak davası olup bedele dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, arta kalan kısım yola cephesini yitirdiğini, sırf bu nedenle dahi arta kalan kısımda en az %20 değer azalmasının mevcut olduğunu, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak tazminat bedeline dava tarihi olan 12.03.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının tazminat talebinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi kapsamına girmediğini, dava konusu taşınmaza ilişkin olarak Orman Genel Müdürlüğünce yapılan orman kadastro çalışmaları neticesinde tapu kütüğü sahifesine dava konusu taşınmazın orman sınırları içinde kaldığı şerhi konulduğunu, davacı işbu şerhten ötürü taşınmazı üzerinde fiilen ve hukuken tasarrufta bulunamıyorsa davanın Orman Genel Müdürlüğüne yöneltilmesi gerektiğini, Maliye Hazinesi aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, tazminat talep edilebilmesi için ya sözleşmeye aykırılığın ya haksız bir fiilin yahut sebepsiz zenginleşmenin bulunması gerektiğini, olayda ise bunların hiçbiri söz konusu olmamakla birlikte haksız fiil teşkil eden kamulaştırmasız el atma unsurunun şartları dahi oluşmadığını, yasal dayanağı olmayan tazminat talebinin reddi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın üzerine orman şerhi işlenmesi nedeniyle mülkiyet hakkının kullanılamaz hâle geldiğini, davalı Hazineye husumet yöneltilmesinin doğru olduğu, dava konusu taşınmazın Mahkemece yapılan keşif ve uzman bilirkişi heyetinden alınan raporlardan, taşınmazın 19.533,22 m²lik bölümünün orman sınırları içerisinde kaldığı, taşınmazın özellikleri gereği arazi niteliğinde kabul edilmesi ve gelir metoduna göre değerinin tespit edilmesinin yerinde olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin bu hususa ilişkin istinaf itirazlarının reddine, ancak faizin (Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/225 Esas sayılı davasının) dava tarihi olan 18.04.2016'dan itibaren başlatılması gerektiği belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, bedelin fahiş olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararı tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre davalı Hazine vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Dava konusu Kocaeli ili, ..., ...... Mahallesi 90 ada 20 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi ...nin 31.05.2021 tarihli rapor ve ekli krokisinde A harfi ve ... renk ile gösterilen 19.533,22 m²lik kısmının kadimden beri orman olduğu, davacılar tarafından Kandıra 1. Asliye Mahkemesinin 2016/225 Esas sayılı dosyasında davacılar tarafından Orman Genel Müdürlüğü aleyhine tazminat davası açıldığı, Hazinenin davaya dahil edildiği, İlk Derece Mahkemesince 30.01.2019 tarihli ve 2019/34 Karar sayılı kararı ile asıl dava yönünden tazminat isteminin kabul edilerek tespit edilen bedelin dahili davalı Hazineden alınarak davacılara ödenmesine, Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan birleştirilen 2016/478 Esas sayılı davanın da kabulü ile taşınmazın fen bilirkişinin krokisinde işaretlediği bölümün tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline karar verildiği, İlk Derece Mahkemesinden verilen karara karşı Hazine tarafından yapılan istinaf istemi Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 06.02.2020 tarihli ve 2019/996 Esas, 2020/108 Karar sayılı kararı ile asıl dava yönünden kabul edilerek; davanın Orman Genel Müdürlüğü yönünden husumetten reddine, dahili davalı Hazine yönünden ise usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığından Hazineye yönelik istemler bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, birleştirilen dava hakkında Bölge Adliye Mahkemesince karar verilmediği, Bölge Adliye Mahkemesi kararının 03.03.2020 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 12.03.2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
4. Bağımsız bir dava niteliğindeki işbu davada değerlendirme dava tarihi esas alınarak yapıldığına göre faizin dava tarihinden itibaren işletilmesi gerekir, kaldı ki davacının talebi de bu yöndedir. Davacı tarafın talebini aşar şekilde, taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak faizin değerlendirme tarihi olan eldeki dava tarihi yerine, reddedilen ve yukarıda belirtilen Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/225 Esas sayılı dosyasının dava tarihinden başlatılması hatalıdır.
5. Kamu düzenine ilişkin hususların incelenmesinde; Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/225 Esas, 2019/34 Karar sayılı kararı ilişkin olarak yapılan istinaf istemi Orman Genel Müdürlüğü aleyhine tazminat talepli olarak açılan asıl dava yönünden kabul edilmiş olup, birleştirilen dosya hakkında Bölge Adliye Mahkemesince hüküm kurulmadığı gözetilmeksizin dava konusu Kocaeli ili, ..., Akdurak Mahallesi 90 ada 20 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi ...nin 04.10.2017 tarihli rapor ve ekli krokisinde A harfi ve ... renk ile gösterilen 19.533,22 m²lik kısmının davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile 19.533,22 m²lik kısmının yeni parsel numarası verilmek suretiyle orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.
Ne var ki bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı Hazine vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2.Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının
a) (3/A) bendinin 1inci, 2 nci, 3 üncü, 4 üncü, 5 inci, 6 ncı ve 7 nci paragraflarında geçen 18/04/2016 tarihinin hükümden çıkartılması, yerine 12.03.2021 tarihinin yazılması,
b) Ayrı bir bent olarak "Kocaeli ili, ..., Mahallesi 90 ada 20 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi ...nin 04.10.2017 tarihli rapor ve ekli krokisinde A harfi ve ... renk ile gösterilen 19.533,22 m²lik kısmının davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile 19.533,22 m²lik kısmının yeni parsel numarası verilmek suretiyle orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline'' cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.