"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2169 Esas, 2024/1537 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/291 Esas, 2023/144 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Ankara ili, ..........ilçesi, ............... Mahallesi 60280 ada 1 parsel sayılı taşınmazın hissedarı olduğunu, taşınmazın yapılan imar planında pazar alanı olarak ayrıldığını ileri sürerek taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; kısmi dava olduğunun belirtilmemiş olduğunu, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmadığını, uzlaşma yoluna gidilmediğini, fiili el atmanın sözkonusu olmadığını, hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazlarının olduğunu, taşınmazın 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında pazar alanı kullanımında kaldığını, malikleri tarafından alınıp satılabildiğini, davacının taşınmazı satın aldığını ve alırken pazar alanı olduğunu bildiğini, husumetin idarelerine düşmediğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tazminat isteminin kabulüne, taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazdaki davacı payının tapusunun iptali ile davacı idare adına adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; uzlaşma yoluna gidilmediğini, fiili el atmanın bulunmadığını, taşınmazın rayiç değeri üzerinden tapuda alınıp satılabileceğini, emsallerine göre fahiş bedele hükmedildiğini, dava konusu taşınmaza davalı idare tarafından fiilen el atılmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın onaylı uygulama imar planında pazar alanı olarak ayrıldığı, yapılan keşif sonucu taşınmaz üzerinde herhangi bir yapı ve tesisin bulunmadığı, bu yönüyle fiilen el atma olgusunun gerçekleşmediği anlaşılmış ise de uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu hâliyle idarenin mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerektiğini, açılacak bedel davasında adli yargı görevli olduğunu, arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak dava tarihi itibarıyla değerinin tespit edilerek davalı idareden tahsiline, dava konusu taşınmazdaki davacı payının iptali ile davalı idare adına tapuya tesciline, maktu ilâm harcı alınmasına, Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararı uyarınca 04.11.1983 tarihinden sonraki döneme ilişkin el atmalarda nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilerek hüküm altına alınan bedel üzerinden nispi vekâlet ücretine hükmedilmesine dair kararda, dava konusu taşınmazın yakınında bulunan parsellere ilişkin açılan davalarda tespit edilen bedellerin Dairemiz denetiminden geçtiği ve Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin ilâmları ile de onanarak kesinleştiği ve güçlü delil niteliğinde olduğu da dikkate alındığında, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci ve Ek Madde 1 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Dosya kapsamından, dava konusu taşınmazın 2010 onay tarihli 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı kapsamında pazar alanı olarak ayrıldığı ve taşınmaza fiili el atma bulunmasa da dava konusu taşınmazın uzun yıllardan beri kamu hizmetine tahsis edilmiş olduğu, makul süre içinde imar planına uygun herhangi bir işlem tesis edilmediğinden idarenin mülkiyet hakkının özüne dokunan bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü ile alınan rapora göre taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, temyiz edenin sıfatına göre davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verilmiştir.