Logo

5. Hukuk Dairesi2024/7668 E. 2025/2512 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idarenin kamulaştırmasız el attığı taşınmazın bedelinin tespiti ve davacıya ödenmesi hususundaki uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaza fiilen el atıldığı, bedel tespitinde ve arsa vasfında değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3480 Esas, 2024/871 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/116 Esas, 2022/146 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kocaeli ili, ... ilçesi, ...Mahallesi 9646 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın yol yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın 4,50 m²lik kısmının 1987 tarihli 291,50 m²lik kısmının ise 1989 tarihli kamu yararı kararlarına istinaden kamulaştırmaya konu edildiğini, malik adına istimlâk bedelinin bloke edildiğini, tebligatın ise adres bilgisi yetersiz olduğundan iade edilmiş oduğunu, kamulaştırma işlemleri tamamlanmadığından fiili olarak el atılmasının söz konusu olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve el atma tazminatının tespiti ile davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın tarla vasfında olmasına rağmen arsa olarak değerlendirildiğini, emsal karşılaştırmasının doğru yapılmadığını, emal taşınmazın hatalı seçildiğini, düzenleme ortaklık payının hatalı kesildiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu 9646 parsel sayılı taşınmazın 4,50 m²lik kısmının 17.03.1987 tarihli ve 1987/67 Esas sayılı kamu yararı kararı ile 291,50 m²lik kısmının ise 01.05.1989 tarihli ve 1989/90 sayılı kamu yararı kararı ile kamulaştırılmasına karar verildiği; ancak adresin yetersiz olması nedeniyle taşınmaz malikine tebligat yapılamadığından konusu taşınmaza davalı idare tarafından kamulaştırılmasız el atıldığını, dava konusu taşınmaz karayolları kamulaştırma sahasında kalması nedeniyle 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı kapsamına alınmamışsa da parsel sorgulama sistemi üzerinden yapılan görüntülemedeki konumu ve nitelikleri itibari ile arsa vasfında kabulü ile emsal karşılaştırma yöntemiyle yapılan değerlendirmede bir isabetsizlik bulunmadığını, dava konusu yakın konumda bulunan 9668 parsel sayılı taşınmaza 2021 yılı Mayıs ayı itibarı ile takdir edilen 2.780,00 TL/m² birim fiyatının Dairenin 2022/1743 Esas sayılı dosyasında istinaf incelemesinden geçtiği, anılan kararın Yargıtay denetiminden geçmek sureti ile kesinleştiği gözetildiğinde davaya konu taşınmaz için 07.05.2021 değerleme tarihi itibarı ile belirlenen 2.515,00 TL/m² birim fiyatının davalı idarenin iddia ettiği gibi yüksek olmadığı kanaatine varıldığını, bilirkişi heyetince taşınmazın arsa vasfında olduğunun kabulü ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi çerçevesinde emsal karşılaştırması suretiyle dava konusu taşınmazın değerini belirlemelerinde isabetsizlik bulunmadığı, hükme esas alınan bilirkişi heyet raporunun karar vermeye yeterli ve elverişli olduğu fiili el atma tarihinin 1983 yılı sonrası olduğu ve el atma tarihi itibarıyla da taşınmazın konumu ve özellikleri, şehrin gelişim bölgesinde olması dikkate alındığında arsa vasfında değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; el atma tarihinin kesin olarak belirlenmediğini, davalı lehine maktu (nispi yerine sehven maktu yazıldığı değerlendirilmiştir) vekâlet ücretine hükmedilmesinin gerekçesinin anlaşılamadığı hususlarını ilave etmek suretiyle istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun'un 11 nci maddesi,

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak metrekare birim bedelinin belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmediği gibi dosyadaki bilgi ve belgelere göre taşınmaza 1983 yılından sonra fiilen el atıldığı anlaşılmıştır.

3.Vekâlet ücreti hususu kamu düzeni gereğince resen gözetilecek hususlardan olmayıp, davalı idare vekilinin istinaf dilekçesinde, davacı yararına nispi vekâlet ücretine hükmedilmesine ilişkin olarak istinaf başvurusu bulunmadığından, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Kanun'un 355 inci maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak inceleme yapıldığından ve istinaf sebebi olarak ileri sürülmeyen bir konunun temyiz yolunda ileri sürülmesi hâlinde incelenmesi mümkün olmadığından, davalı idare vekilinin, davacı yararına nispi vekâlet ücretinin hüküm altına alınmaması gerektiğine ilişkin temyiz sebebi ile ilgili olarak değerlendirme yapılmamıştır.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verilmiştir.