Logo

5. Hukuk Dairesi2024/7762 E. 2025/1744 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Orman sınırları içinde kalan taşınmaz nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davada, tazminat miktarının belirlenmesinde kullanılan yöntemin ve hesaplamanın doğru olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Arazi niteliğindeki taşınmazın değerinin belirlenmesinde gelir metodu kullanılmasının doğru olduğu, ancak değer tespitinde dava tarihi itibarıyla güncel resmi verilerin kullanılması gerekirken, eski tarihli verilerin ÜFE ile güncellenerek kullanılmasının hatalı olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararları bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1067 Esas, 2024/1151 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gölcük 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/72 Esas, 2023/125 Karar

Taraflar arasındaki orman tahdit sınırları içinde kalan taşınmaz nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin asıl dava ile kesinleşen orman kadastrosu sınırları içerisinde kalan taşınmazın tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescili istemine ilişkin birleştirilen davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın asıl davada davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl davada davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin malik olduğu Kocaeli ili, .......lçesi, ... 1098 ada 185 parsel sayılı taşınmaza orman şerhinin işlenmiş olması nedeniyle uğranılan zararın işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Birleştirilen davada davacı ... Genel Müdürlüğü vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Kocaeli ili, Gölcük ilçesi, Halıdere ... 1098 ada 185 parsel sayılı taşınmazın kesinleşmiş orman tahdit sınırları içerisinde kalması nedeniyle tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Asıl davada davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçtiğini, husumetin kendilerine düşmediğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, ormanların Devletin hüküm ve tasarrufunda bulunduğunu, tazminat isteminin koşullarının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Asıl davada davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin sona ermiş olduğunu, husumetin kendilerine düşmediğini, taşınmazın eğimli olması nedeniyle mahsulde fireye neden olunacağını, münavebeli tarımın uygulanmadığını, objektif değer artışını kabul etmediklerini, raporda hangi verinin esas alındığının anlaşılabilir olmadığını, değerin fahiş belirlendiğini, kapitalizasyon faiz oranına itiraz ettiklerini, metrekare birim bedelinin rayiç değer ile uyumlu olmadığını, faizin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi “tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur” hükmünü içermektedir. Devletin buradaki sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Kusursuz sorumluluk, tapu siciline bağlı çıkarların ve ayni hakların yanlış tescil sonucu değişmesi ya da yitirilmesi ile bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden Devlet gerçeğe aykırı ve dayanaksız kayıtlardan doğan zararları da ödemekle yükümlüdür. Bu itibarla kadastro görevlilerinin dayanaksız ya da gerçek duruma uymayan kayıtlar düzenlemeleri ve taşınmazın niteliğinde yanlışlık yapmalarını da aynı kapsamda düşünmek gerekir. Zira tapu işlemleri kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğundan tapu kütüğünün oluşumu aşamalarında kadastro işlemleri ile tapu işlemlerinin bir bütün oluşturduğu kuşkusuzdur. Taşınmazların orman niteliğinde olmasına rağmen yapılan tapulama işlemi sırasında özel mülkiyete konu edilmeleri ve sonrasında taşınmazlar üzerine orman şerhinin işlenmesi nedeniyle mülkiyet haklarının kullanılamaz hale gelmesi sonucu davalının sorumluluğuna gidilmiş olması ve husumetin tapu sicilinin tutulmasında sorumlu olan Hazineye yöneltilmesi doğrudur. Davanın tabi olduğu 10 yıllık zamanaşımı süresi zararın doğması yani tapunun iptali ile başlayacaktır. Dolayısıyla zamanaşımı da söz konusu değildir. Bu nedenlerle davalı ... vekilinin bu hususlara ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiş, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda değerlendirmenin ve faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olarak alınması, taşınmazın tarım arazisi niteliğinde oldukları gözetilerek bedelin net gelir metoduna göre belirlenmiş olması, taşınmazın bulunduğu bölgedeki coğrafi durum ve toprak yapısı itibarıyla kapitalizasyon faiz oranının %4 oranında alınması, taşınmazın konumu ile taşınmazları o bölgedeki diğer taşınmazlardan ayıran özelliklerde gözetilmek suretiyle objektif değer artış oranının %15 olarak uygulanması sonucu metrekare birim fiyatının 2022 yılı için 170,44 TL olarak hesaplanmış olmasında, uygulanan objektif değer artışı ve kapitalizasyon faiz oranlarında isabetsizlik görülmediğinden başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Asıl davada davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; ÜFE ile güncellemenin hatalı olduğuna dair kararın bulunduğunu ilave etmek suretiyle istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık asıl davada 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine, birleştirilen davada ise kesinleşmiş orman tahdidinde kalan taşınmazın tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; davacının kök parselde 1997 yılında taşınmaza malik olduğu, taşınmazın tapu kaydına Gölcük Orman İşletme Şefliğinin yazısı gereğince 1999 yılında şerh konulduğu, bu şerh nedeniyle mülkiyet hakkı kısıtlandığından dava konusu taşınmaza ilişkin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereği tazminat hakkı doğduğunun kabulü doğrudur.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; asıl dosyanın davalısı Hazine vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4.Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza gelir metodu esas alınarak tazminata hükmolunmasında yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir; ancak değerlendirme tarihi olan dava tarihi itibarıyla, münavebeye alınacak ürünlerin hasat zamanındaki kg satış fiyatı ile dekara verim ve masrafa ilişkin resmî veriler de İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden getirtilerek ve işbu resmî veriler dikkate alınarak taşınmazın değerinin belirlenmesi gerekirken, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda 2021 yılına göre belirlenen metrekare birim bedelinin ÜFE ile artırılarak bulunan metrekare birim bedeli üzerinden bedel belirlenmiş olması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Asıl davada davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verilmiştir.