Logo

5. Hukuk Dairesi2024/7766 E. 2025/2685 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti davasında, Yargıtay'ın bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda belirlenen bedelin, bozma kararında belirtilen hususlara uygun olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay’ın bozma ilamında, taşınmaz üzerindeki yapıya 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 46. maddesine göre değer biçilmesi gerektiği ve metrekare birim bedelinin 2.360,23 TL olarak belirlendiği hususlarının bozmaya konu edilmediği halde, mahkemenin bozma sonrasında metrekare birim bedelini 2.694,92 TL olarak belirleyen bilirkişi raporunu hükme esas almasının, bozma kararına aykırı olduğu ve karşı taraf lehine kazanılmış hak teşkil ettiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/14 Esas, 2024/47 Karar

KARAR : Esastan ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı idare ve davalılar ... vd.vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Rize ili, ..., ......... Mahallesi 136 ada 46 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın tapudan yol olarak terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 08.05.2018 tarihli ve 2017/137 Esas, 2018/244 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararına karşı davacı idare ve davalılar ... vd. vekilleri süresi içinde istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 22.03.2019 tarihli ve 2019/1061 Esas, 2019/1448 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı davacı idare ve davalılar ... vd. vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmazın zeminine emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, ancak dava konusu taşınmaz üzerindeki yapıya 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 46 ncı maddesine göre değer biçilmesi gerektiğinden bilirkişi kurulundan ek rapor alınması, bilirkişilerin ilk raporunda ısrar etmeleri hâlinde yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile yeniden keşif yapılıp alınacak rapor sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması ve davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinden mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve davalılar ... vd. vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; yapı sınıfının hatalı belirlendiğini, yapı metrekare birim bedelinin doğru alınmadığını ileri sürmüştür.

2. Davalılar ... vd. vekili temyiz dilekçesinde özetle; tespit edilen metrekare birim bedelinin düşük olduğunu, kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faize hükmedilmesi gerektiğini, mahkeme kararının açık ve net olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu ve 11 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması doğru görülmüştür.

3. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesi hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalılar ... vd. vekilinin tüm, davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

4. Bozma öncesi dava konusu taşınmazın metrekare birim bedelinin 2.360,23 TL olarak belirlendiği ve bu husus bozmaya konu edilmediği hâlde, bozma sonrasında metrekare birim bedelini 2694,92 TL olarak belirleyen bilirkişi raporunun hükme esas alınması bozmayı gerektirir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalılar ... vd. vekilinin tüm, davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2.Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının BOZULMASINA,

Davalılar ... vd.'den peşin alınan temyiz harcının Hazineye irad kaydedilmesine,

27.02.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(Karşı oy)

K A R Ş I O Y

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında da açıkça ifade edildiği üzere Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest davalar yönünden uygulanmaları gerekir. Zira Anayasa Mahkemesinin iptal kararları usulî kazanılmış hakkın ve aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil ederler.

Bu nedenle somut olayda; davalı tarafın Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizin uygulanmasına yönelik Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilecek bir temyiz talebinin (Davalılardan ... vd. vekilinin bilâ tarihli temyiz dilekçesindeki; faize ilişkin talepleri) de dosya münderecatında bulunması karşısında, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmünün iptali yönünde Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ve 01.08.2023 tarihli, 32266 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas - 2023/69 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda karar verilmeli ve faize ilişkin temyiz talebinde bulunan davalılar hakkında “dava tarihinden itibaren mahkeme karar tarihine kadar” Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası hükmü nazara alınarak faize hükmedilmelidir.

Hâl böyle iken, eldeki derdest davada taleple bağlılık ilkesi gereğince temyiz eden davalılar bakımından Anayasa Mahkemesi iptal kararının uygulanmadığı, Sayın çoğunluğun sair yönlerine katıldığım bozma kararında faize ilişkin yönüyle temyize konu mahkeme kararının kamulaştırma bedeline uygulanacak faiz başlangıç tarihi ve oranıyla ilgili kısmını usul ve yasaya uygun bulan kabul ve görüşüne katılmıyorum. 27.02.2025