Logo

5. Hukuk Dairesi2024/7764 E. 2025/1790 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu memurunun ihmali nedeniyle davacıların murisinin mülkiyetini kazanamadığı taşınmazlar nedeniyle Hazine'ye karşı açılan tazminat davasında, davanın açılmamış sayılması ve vekâlet ücretine hükmedilmesi hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi nedeniyle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7. maddesi gereğince maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği, ıslah dilekçesi verilerek değerin artırılmasının nispi vekâlet ücreti takdirine imkân tanımadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1893 Esas, 2024/1226 Karar

DAVA TARİHİ : 28.02.2021

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kozluk Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/115 Esas, 2023/355 Karar

Taraflar arasındaki uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların murisi 2. Noterliğince düzenlenen 02 Ağustos 1993 tarihli ve 07693 sayılı taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile davaya konu 144 ve 145 parsel sayılı taşınmazı satın aldığını, 25.05.1994 tarihli ve 167,168 yevmiyeve 142, 143, 144 sahife nolu geldisi ile tapuda ferağı verilerek satın alan davacıların murisi adına tapu senedi düzenlendiğini, bu satış ve ferağ işleminin tapu kütüklerine işlenmediğini, buna dair kayıt ve belgelerin imha edildiğini, in 09.12.1995 tarihinde ölümünden sonra davaya konu Duygulu köyü 142, 143, 144, 145. parsellere ilişkin belgelerin Kozluk Tapu Sicil Müdürlüğü görevlilerince kaybedildiğini, yevmiye defterindeki kayıtların da ya tutulmadığını, ya da yırtılıp tahrip edildiğini, bu durumun davacılarca öğrenilmesi üzerine satıcı ve ir mirasçıları ile görüşüp arazilerin ferağını talep eden davacıların taleplerinin reddedildiğini, satıcılar ve n borçlarından dolayı söz konusu taşınmazlara ipotek ve haciz uygulandığını, davaya konu taşınmazların halen hacizli olduğunu, davacıların Kozluk Tapu Sicil Müdürlüğü görevlilerinin ihmali veya kasti eylemleriyle murislerince satın aldıkları taşınmazların mülkiyetini kazanamadıklarını ve kaybettiklerini, mülkiyet haklarının ihlal edildiğini, davacıların murisi ve dolayısıyla davacıların tapu memurunun ihmali veya kasti işlemleri sonucunda satın alıp bedelini ödedikleri 142, 143,144 ve 145 parsel sayılı taşınmazların mülkiyetini kaybettiklerini, tapu memurunun davaya konu hatalı işlemden dolayı doğan zararın kesin bedeli yapılacak keşif ve bilirkişi raporundan sonra bildirilmek üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000TL maddi tazminatın tapudaki satış tarihi olan 02.08.1993 tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı dosyanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 150 nci maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; vekâlet ücretine dair kararın Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine aykırı olduğunu, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7 nci maddesine göre, davanın açılmamış sayılması halinde davalı lehinde hükmedilecek vekâlet ücretinin tarifenin ikinci kısmı 2. bölümünde Asliye Hukuk davaları için öngörülen maktu ücret olan 9.200,00 TL'yi aşamayacağının açıkça ifade edilmesine rağmen davalı lehinde 131.776,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle yerel mahkeme kararının talepleri doğrultusunda düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7 nci maddesindeki ''Ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar davanın nakli, davanın açılmamış sayılması, görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi durumunda bu tarifede yazılı ücretin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra karar verilmesi durumunda tamamına hükmolunur. Şu kadar ki, davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemez.” düzenlemesine göre ön inceleme duruşması yapıldıktan sonra davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği dikkate alındığında davalı vekili lehine 17.900,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi yerinde görülmediğinden, davacı vekilinin vekâlet ücreti yönündeki istinaf itirazının kabulüne, Mahkeme kararının kaldırılarak düzeltilerek yeniden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı tarafından ıslah dilekçesi verilerek değerin artırıldığını, bu bedel üzerinden nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, maktu vekâlet ücretine hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

4. 6100 sayılı Kanun'un 150 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.