Logo

5. Hukuk Dairesi2024/8191 E. 2025/3394 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idarenin, davacının taşınmazına kamulaştırmasız el attığı iddiasıyla açılan dava sonucu hükmedilen tazminat ve ecrimisil bedelinin miktarına ve ödenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın bedelinin emsal yöntemi kullanılarak tespitinde ve davalı idarenin taşınmaza fiilen el attığının kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı, 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar yönünden mahkeme ve icra harçlarının nispi olarak uygulanması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/181 Esas, 2024/135 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 11. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/299 Esas, 2022/303 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Hükmedilen ecrimisil bedeli Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla, ecrimisil yönünden davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı idare vekilinin kamulaştırmasız el atmadan doğan tazminat bedeli yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Antalya ili, ..., ..., 11136 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı idare tarafından kamulaştırılmadığı hâlde, taşınmaza fiilen el atıldığını, davacıların murisinin taşınmazda paydaş olduğunu, bu nedenle taşınmazın el atılan kısmının bedelinin yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın imar planında okul alanı olarak ayrıldığını, dava konusu parsele okul yapmak suretiyle herhangi bir fiili el atmanın söz konusu olmadığını, davalı belediyenin taşınmaza herhangi bir el atmasının bulunmadığını, çim ekilmiş olmasının taşınmaza temelli, kalıcı bir el atma olduğunu göstermeyeceğini, mahallelinin talebi üzerine çirkin görüntünün giderilmesi amacıyla çalışma yapıldığını, davanın Milli Eğitim Bakanlığına yöneltilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun yerinde olmadığını, kendileri tarafından sunulan emsallerin değerlendirmeye alınmadığını, emsalin uygun olmadığını, belirlenen bedelin yüksek olduğunu, bilirkişilerin matbu rapor hazırladıklarını, müvekkili tarafından taşınmaza el atılmadığını, idari yargının görevli olduğunu, ıslah edilen tutara dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu taşınmazın arsa vasfında olduğu kabul edilerek emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde yöntem olarak bir isabetsizlik bulunmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda kıyaslamaya esas alınan emsal Antalya ili, ..., ... Mahallesi, 8403 ada 1 parsel sayılı taşınmazın dava konusu taşınmazla benzer özelliklere sahip olduğu, emsal alınan satışın dava öncesinde, gerçek kişiler arasında ve tapuda yapıldığı, mukayese emsal olarak kabul edilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığı, dava konusu taşınmazla emsal taşınmazın özelliklerinin karşılaştırılması sonucunda dava konusu taşınmazın emsalden daha değerli olduğu kabul edilerek emsalin dava tarihine güncellenen m² birim fiyatı üzerinden değerlilik katsayısı uygulanarak dava tarihi itibarıyla taşınmazın m² birim fiyatının tespit edildiği, davacının hissesi nispetinde kamulaştırmasız el atma tazminatının hesaplandığı, bulunan m² değerinin ve hesaplanan tazminat miktarının taşınmazın bulunduğu konum itibarı ile uyumlu olduğu, eldeki dava dosyasında dava tarihi itibarıyla belirlenen tazminat miktarının fahiş olmadığı anlaşılmakla, davalı idare vekilinin emsal seçimine, mukayeseye ve belirlenen bedelin yüksek olduğuna yönelik olarak ileri sürdüğü istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, öte yandan davanın kamulaştırmasız el atma nedeni ile tazminat istemine ilişkin olması sebebi ile değerlendirmenin dava tarihine göre yapılması ve faize de dava tarihinden itibaren hükmedilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, dava konusu taşınmaza kamulaştırma olmaksızın fiilen el atılması nedeniyle davacının talep edebileceği ecrimisil bedellerinin emsal kira sözleşmesi kıyaslama yapılarak tespitinde usulsüzlük bulunmadığı, hükme esas bilirkişi kurulu raporunun denetime açık ve hüküm kurmak için yeterli gerekçeyi içerdiği anlaşılmakla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiş, ayrıca 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na (2942 sayılı Kanun) eklenen Ek Madde 4 uyarınca maktu harca hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve taşınmaza ... alan olarak el atıldığından davacı payına düşen bedelin davalı idareden tahsiline, değerlendirme tarihi dava tarihi olduğundan dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, taşınmazdaki davacı payının iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Eldeki davada taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra el atılmıştır. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 ncı ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki fiili el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçlarının nispi olarak uygulanması gerektiğinden 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrasının uygulanma imkanı bulunmamaktadır.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı İdarenin Ecrimisil Talebine İlişkin Temyizi Yönünden;

Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,

B. Davalı İdarenin Kamulaştırmasız El Atmadan Doğan Tazminat Talebine İlişkin Temyizi Yönünden;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.