Logo

5. Hukuk Dairesi2024/8295 E. 2025/3952 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davacıya ödenmesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın imar planında kamuya ayrılmış olması, davalı idarenin uzun yıllar boyunca kamulaştırma veya takas yoluna gitmeyerek mülkiyet hakkına müdahalede bulunması ve bu durumun kamulaştırmasız el atma olgusunu oluşturduğu değerlendirilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/94 Esas, 2024/1702 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/552 Esas, 2023/860 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, Yenimahalle ilçesi, ... Mahallesi 15928 ada 2 parsel sayılı taşınmaz imar planında "Ortaokul Alanı" olarak belirlendiğinden taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın usul mümkün değilse esas yönünden reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; uzlaşma yoluna gidilmesi gerektiğini, husumetin kendilerine düşmediğini, rapora itirazlarının değerlendirilmediğini, bedelin fahiş olduğunu, aynı parsele ilişkin açılan diğer davalarda daha düşük bedellere hükmedildiğini, fiili el atma durumunun söz konusu olmadığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın 1984 onay tarihli 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı kapsamında “ortaokul alanı” olarak ayrıldığı, daha sonra 2017 yılında onaylanan 1/1000 Ölçekli Revizyon Uygulama İmar Planında “ortaöğretim tesis alanı” olarak tekrar kamuya özgülendiği, imar planının iptali için açılmış bir dava ve verilmiş bir karar bulunmadığı, yapılan keşif sonucu sunulan bilirkişi raporunda taşınmaza fiilen el atılmadığının, boş arsa görünümünde olduğunun bildirilmiş olduğunu, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceğini, bu itibarla taşınmaza davalı idarece fiilen el atılmamış ise de tapu kaydında ''plan gereğince okul yeri olarak ayrılmıştır'' şerhinin işlendiği, makul süre içinde imar planına uygun herhangi bir işlem tesis edilmediğinden kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiği sabit olup arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değerinin tespit edilip davalı idareden tahsiline, dava konusu taşınmazdaki davacı payının iptali ile Hazine adına tesciline dair kararda, taşınmazın paydaşları tarafından açılan davalar da gözetilerek usul ve esas yönünden bir isabetsizlik bulunmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; nispi vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiği hususunu ilave etmek suretiyle istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.

2. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.

3. Vekâlet ücreti hususu kamu düzeni gereğince resen gözetilecek hususlardan olmayıp, davalı idare vekilinin istinaf dilekçesinde vekâlet ücretine ilişkin olarak istinaf başvurusu bulunmadığından Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Kanun'un 355 inci maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak inceleme yapıldığından ve istinaf sebebi olarak ileri sürülmeyen bir konunun temyiz yolunda ileri sürülmesi hâlinde incelenmesi mümkün olmadığından davalı vekilinin vekâlet ücretine ilişkin temyiz sebebi ile ilgili olarak değerlendirme yapılmamıştır.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, istinaf aşamasında ileri sürülmeyen itirazların temyiz sebebi yapılamayacak olmasına göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verilmiştir.