"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/861 Esas, 2023/1905 Karar
DAVA TARİHİ : 22.06.2021
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Bursa 14. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/597 Esas, 2021/213 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa ili, ..., ...Mahallesi 7794 ada 3 parsel sayılı taşınmaza davalı idarece yol yapımı şeklinde el atılması sonucu fazlaya dair haklarının saklı kalması kaydıyla davalı idare aleyhine açmış oldukları 10.000,00 TL'lik kamulaştırmasız el koymadan kaynaklanan tazminat davasının, Bursa 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/118 Esas, 2019/604 Karar sayılı kararı ile kabulüne karar verildiğini, bahse konu karara karşı yapılan istinaf başvuruları neticesinde, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 2019/3539 Esas, 2020/199 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın fiilen el atılmayan kısmının da bedeline hükmedilmesi gerektiğine karar verildiğini, iş bu karar, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2020/7491 Esas, 2021/7611 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleştiğini, bu nedenle ek tazminat bedeli bulunan 1.425.206,60TL'nin hüküm altına alınması için başvuru zorunluluğu doğduğunu ileri sürerek davalarının kabulü ile fazlaya dair haklarının saklı kalması kaydıyla 1.425.206,60TL tazminatın ilk dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... Başkanlığından tahsilini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı idareye yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, karara esas alınan bilirkişi raporunda belirlenen değerin çok yüksek olduğunu, emsal değerlendirmesinin gereği gibi yapılmadığını, dava konusu taşmmaza daha yakın ve aynı özellikleri taşıyan emsallerin değerlendirmeye esas alınmamasının kanuna ve usule yerleşik Yargıtay kararları ve uygulamasına aykırı olduğunu, davacı tarafından açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu ve reddi gerektiğini, aleyhlerine açılan davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, Mahkemesinde görülmekte olan davanın kamulaştırmasız el koyma nedeniyle haksız el atmadan doğan bir dava olmadığını ve bu nedenle açılan davanın görev ve yargı yolu yönünden reddi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafın istinaf başvurusunun reddi ile tazminat bedelinin yeniden değerlendirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının eksik inceleme ve araştırma sonucu hatalı olarak karar verildiğini, kamulaştırmasız el atmadan söz edebilmek için en önemli unsurun idarelerin taşınmaza fiilen ve kalıcı nitelikte el koyması olduğunu, eğer bu durum söz konusu değilse imar planları ile taşınmazın yol, ... alan, park, okul gibi kamusal alanlara tahsis edilmesinin Yargıtay içtihatlarında da kamulaştırmasız el atma olarak kabul edilmediğini, bilirkişi raporunda fahiş değer tespit edildiğini, dava konusu taşınmaza eylemli el atılmayan kısımlarında tazminata konu edilmesinin isabetsiz olduğunu, emsallerin hatalı olduğunu, kamulaştırma sorumluluğu belediyelerinde olmayan yerler için imar planı kapsamında taraflarına tazminat hükmü kurulmasının usul ve kanun aykırı olduğunu ileri sürerek kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla taraflar arasında görülüp kesinleşen önceki davada tespit edilen bedel esas alınmak suretiyle ek davanın kabulüne ve faizin ilk dava tarihinden itibaren işletilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmakla taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
2.Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili için açılan ilk davada saklı tutulan kısmın tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna; ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.03.2022 tarihli ve 2020/4-58 Esas, 2022/429 Karar sayılı ilâmı:“ ...kısmi davada kesinleşen hükme esas alınan rapor tümüyle inceleme ve itiraz konusu yapılıp, tüm yargısal denetim yollarından geçerek toplam alacak miktarını ortaya koyacak şekilde kesinleşmiş ve taraflar yönünden yargısal denetim yolları tüketilerek usulü kazanılmış haklar gerçekleşmişse kesin delil olarak değerlendirilmesi gerekeceği de ortadadır.“
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kamulaştırmasız el atmadan kaynaklı tazminat istemiyle davacı tarafından davalı idare aleyhine açılan kısmi davada, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 10.000,00 TL'nin talep edildiği, Bursa 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/118 Esas, 2019/604 Karar sayılı kararı ile kamulaştırmasız el atma nedeniyle toplam tazminat bedeli 1.435.206,60TL olarak tespit edilip taleple bağlı kalınarak 10.000,00 TL üzerinden hüküm tesis edildiği, işbu kararın taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin temyiz incelemesinden geçerek 25.05.2021 tarihinde kesinleştiği, dava konusu taşınmazın davacı adına olan tapu kaydının iptali ile davalı idare adına tesciline karar verildiği anlaşılmıştır.
3. Bu durumda; asıl davada alınan ve kesinleşen hükmün dayanağını teşkil eden bilirkişi raporunun açılan eldeki ek dava yönünden hem tarafları hem de Mahkemeyi bağlayacak nitelikte kesin bir delil mahiyetini almış olup saklı tutulan bedele ilişkin açılan eldeki davada yeniden bilirkişi incelemesi yapılmaksızın işbu raporun hükme esas alınması yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınarak Hazineye irat kaydına, davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.