"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/187 Esas, 2024/328 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 17. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/150 Esas, 2023/287 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Dairece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ..., ... 631 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Bir kısım davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde özetle; gerçek kamulaştırma bedelinin Mahkemece tespit edilmesinin talep etmişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tespit edilen fark kamulaştırma bedelinin verilen sürelerde bankaya bloke edilmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kararın Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, idarece bedelin bloke edildiğini, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut uyuşmazlıkta dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihinin 04.05.2018, kamulaştırma bedelinin yatırıldığına dair dekontun dosyaya ibraz edildiği tarihin ise 16.02.2023 olup değerlendirme tarihinden sonra aradan geçen uzun süre ve enflasyon oranları nazara alındığında, idarece depo edilen bedelin taşınmazın gerçek karşılığı olamayacağı herkesçe bilinen ve ispatı gerekmeyen bir husus olduğu, bu aşamadan sonra usul ekonomisi ilkesi gereği yargılamaya devam edilmesi, adalete ve gerçek bedele ulaşmaya hizmet etmeyeceği,öte yandan da bir kısım davalılar vekilleri de karar duruşmasında idarece kamulaştırma bedelinin bu aşamada depo edilmesine muvafakat etmediklerini beyan ettikleri gözetildiğinde davalı tarafın açık rıza beyanı olmadığından, Mahkemece mevcut dosya kapsamı itibarıyla bu aşamada davanın reddine karar verilmesi emsal Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararları ile anayasal mülkiyet hakkının ihlal edilmemesi bakımından yerinde görüldüğünden davacı idare vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırma bedelinin bankaya bloke edildiği, usul ekonomisi ve tüm davalıların davanın reddi yönünde muvafakatları alınmadan davanın reddine karar verildiği gözetilerek davanın esas hakkında karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini istemine ilişkindir.
2. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içndeki bilgi ve belgelere göre; Mahkemece, 18.12.2020, 23.03.2021, 21.09.2021 tarihli celselerde ''son bilirkişi raporunda belirlenen bedelin iş bu davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından bir daha ki celseye kadar işleyecek yasal faizi ile depo etmek üzere gelecek celseye kadar kesin süre verildiği, kesin sürenin sonuçları açıklandığı, 24.02.2022 ve 09.06.2022 tarihli celselerde ''davalılarca yeniden süre verilmesine muvafakat verildiğinden bir önceki ara kararı gereği yerine getirilmek üzere gelecek celseye kadar kesin süre verilmesine, kesin sürenin hukuki sonuçlarının ihtarına karar verildiği ve 18.10.2022 tarihli celsede de duruşmada hazır bulunana bir kısım davalılar vekillerinin davanın reddine ilişkin beyanları alınarak süresinde bedel bloke edilmediğinden davanın reddine karar verildiği, davacı idarece 13.02.2023 tarihinde 04.09.2018 -23.03.2021 tarihleri arasında işleyen faiziyle bedelin bankaya bloke edildiği anlaşılmıştır.
3. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrasında "kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen miktarın, 10 uncu maddeye göre Mahkemece yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılması ve yatırıldığına dair makbuzun ibraz edilmesi için idareye onbeş gün süre verilir. Gereken hallerde bu süre bir defaya mahsus olmak üzere mahkemece uzatılabilir." hükmü karşısında, dosya içindeki bilgi ve belgelerden, Mahkemece verilen ara kararlarında tespit edilen kamulaştırma bedelinin açıkca yazılı olmadığı, bir sonraki celseye kadar süre verildiği, işleyecek yasal faizin bloke edilecek kamulaştırma bedeline eklenmesi suretiyle infazda tereddüte yol açacak şekilde süreler verildiği gözetildiğinde 2942 sayılı Kanun'nun 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrasında yazılı olduğu üzere usulüne uygun süre verilmediği ve bedelin de davacı idare tarafından bankaya bloke edildiği anlaşıldığından işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.