Logo

5. Hukuk Dairesi2024/8510 E. 2025/3267 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşen kamulaştırmasız el atma davasında hükmedilen bedelin geç ödenmesi nedeniyle oluşan munzam zararın tazmin edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kanun koyucunun para borcunun geç ödenmesi halinde temerrüt faizi miktarınca alacaklının zarara uğradığını kabul ettiği, davacının ise faiz dışında oluşan munzam zararını somut delillerle ispatlayamadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/784 Esas, 2024/1042 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 44. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/34 Esas, 2023/320 Karar

Taraflar arasındaki kesinleşen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli ile ecrimisilin tahsili davası sonucunda hükmedilen bedelin geç ödenmesi sebebiyle oluşan munzam zararın tahsili istemli davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 13912 ve 13913 parsel sayılı taşınmazlara davalı idarece fiilen el atıldığından bahisle kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli ile ecrimisilin tahsili istemli davada kesinleşen karar ile hükmedilen tazminatın geç ödenmesi dolayısıyla oluşan munzam zararın tazmini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın öncelikle kesin hüküm ve zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davacıların kamulaştırmasız el atma bedelinin tazmini ve faiz talebiyle ilgili olarak daha önce dava açtıklarını ve davanın kabul edildiğini, kararın kesinleştiğini ve paraların ödendiğini, kesin karara rağmen aynı olayla ilgili olarak yeniden talepte bulunma haklarının mevcut olmadığını, davacı taraf her ne kadar işbu davayı geç ödemeden kaynaklı tazminat davası olarak ikame etmiş ise de aslında bu dava bir munzam zarar davası olduğunu, munzam zarar dolayısıyla tazminata hükmedilmesi için hem alacaklının zararı, hem borçlunun kusurunun kanıtlanması gerektiği ayrıca bu konuda idarenin bir kusurunun da söz konusu olmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kararın hatalı olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesince kesin olarak verilen karar sonucu hükmedilen bedelin 23.01.2023 tarihinde nerdeyse 1 yıl sonra davalı idarece ödendiğini, ülkedeki yüksek enflasyon nedeniyle müvekkilerinin mağdur olduklarını, ayrıca munzam zarar daha ziyade yüksek enflasyon ve develüasyondan kaynaklandığından alacaklının temerrüddün gerçekleştiği tarih ile ödemenin yapıldığı tarih arasında pararnın alım gücünde azalma meydana geldiğini gösteren delillerin ibrazının ispat açısından yeterli olduğunu, Anayasa Mahkemesinin emsal kararları gözetilerek mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, tazminat bedelinin geç ödenmesi nedeniyle açılan iş bu davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kanun koyucunun para borcunun geç ödenmesi ya da ödenmemesi halinde bir zararın mevcut olduğunu kural olarak benimsediği,diğer bir deyişle temerrüt faizi miktarınca alacaklının zarara uğradığının yasal bir karine olarak kabul edildiği, bunun dışında davacının herhangi bir karineden istifade etme olanağının yasal olarak mevcut olmadığını, buna göre davacı para alacağını zamanında tahsil etmesi halinde ne şekilde kullanacağını, paranın zamanında verilmemesi nedeniyle faiz dışında ne gibi maddi zararlarının oluştuğunu; somut delilerle ispat edemediğinden ve Mahkemenin diğer sebepleri de göz önüne alındığında munzam zarar istemine ilişkin davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli ile ecrimisil istemli açılan davada kesinleşen karar nedeniyle oluşan munzam zararın tazmini istemine ilişkindir.

2. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.