Logo

5. Hukuk Dairesi2024/8658 E. 2025/2570 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve yol olarak terkini davasında, bedelin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı ve davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekip gerekmediği hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Daire, mahkemenin hesaplamada eksik bedele hükmettiği ve davalı lehine vekalet ücreti takdir etmediği gerekçesiyle kararı düzelterek onanmış, fazla bloke edilen bedelin iadesine ve davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesini gerektiren düzeltmeler yapmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/545 Esas, 2024/469 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Konya ili, .......... ilçesi, ............. Mahallesi 140 ada 37 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın kıymetli bir alanda kaldığını, arsa niteliğinde olduğunu belirterek gerçek değerinin tespitini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 09.04.2015 tarihli ve 2015/143 Esas, 2015/170 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalı tarafa derhâl ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin 09.04.2015 tarihli ve 2015/143 Esas, 2015/170 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; taşınmazın sulu tarım arazisi niteliği, konumu ve yüzölçümü dikkate alındığında değeri belirlenirken kapitalizasyon faiz oranının % 4 uygulanması gerekirken, bu oranın % 5 kabulü ile az bedel tespiti hatalı olduğundan kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 25.09.2020 tarihli ve 2020/3 Esas, 2020/389 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin 25.09.2020 tarihli ve 2020/3 Esas, 2020/389 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; mahkemece verilen ilk karar Dairemizce kapitalizasyon faiz oranı yönünden bozulduğu hâlde, bozma ilamı sonrası davacı idare lehine oluşan usuli kazanılmış hak ilkesi ihlal edilerek, ilk kararda hükme esas alınan bilirkişi raporunda kabul edilen münavebe ürünlerine ilişkin net gelirin kesinleşmiş olduğu gözetilmeden münavebe ürünlerinin dekara verim, kg satış ve masraf miktarlarının değiştirilerek hesaplama yapan rapora göre hüküm kurulması hatalı olduğundan kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin 17.12.2021 tarihli ve 2021/449 Esas, 2021/680 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalı tarafa derhâl ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.

E. Üçüncü Bozma Kararı

1.Mahkemenin 17.12.2021 tarihli ve 2021/449 Esas, 2021/680 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; mahkemece verilen 12.04.2016 tarihli ilk kararda hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlenen 289,12 TL net gelir bedeline, Dairemizin 21.02.2019 tarihli bozma ilamı doğrultusunda %4 oranında kapitalizasyon faiz oranı uygulanmak suretiyle, dava konusu taşınmazın metrekare birim fiyatının 7,22 TL olarak belirlenmesinden sonra bu metrekare birim fiyatına, bozma ilamı öncesi kesinleşen %500 oranında objektif değer artırıcı unsur uygulanmak suretiyle sonuç olarak 43,32 TL/m² birim fiyatı üzerinden zemin bedelinin 514.208,40 TL olarak hesaplanması ve bu bedele yapı ve ağaç bedeli toplamı olan 154.771,00 TL ilave edimek suretiyle, kamulaştırma bedelinin 668.979,40 TL olarak tespiti yerine yazılı şekilde eksik bedele hükmedilmesi hatalı olduğundan kararın bozulmasına karar verilmiştir.

F. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin 29.05.2024 tarihli ve 2023/545 Esas, 2024/469 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalı tarafa derhâl ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, belirlenen bedelin fahiş olduğunu, ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki taşınmaza net gelir metodu esas alınarak üzerindeki yapılara ise resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek ağaçlara ise maktuen değer biçilmesi yerindedir.

3.Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakta olup taraf vekillerinin aşağıdaki husus dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

4. Fazla bloke edilen bedelin davacı idareye iadesine ilişkin hüküm kurulmaması hatalıdır.

5. Kendisini vekille temsil ettiren davalı taraf lehine vekâlet ücreti takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2.Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasına ayrı bent olarak;

a)"Davacı idare tarafından fazla bloke edilen 214.732.60 TL bedelin davalı tarafa ödeme yapılmış ise bankadan çekilmesine kadar işlemiş faizi ile davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, ödeme yapılmamış ise davacı kuruma iadesine” cümlesinin yazılması,

b) “Kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 17.900,00 TL ücreti vekâletin davacı idareden alınarak davalı tarafa ödenmesine”cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,

25.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.