Logo

5. Hukuk Dairesi2024/8660 E. 2025/3392 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İrtifak hakkı kamulaştırması nedeniyle belirlenen bedelin tespiti ve tescili davasında, davacı idarenin Bölge Adliye Mahkemesi kararını miktar itibariyle temyiz etme hakkının bulunup bulunmadığı ve bedel tespitinde kullanılan yöntemin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi’nin 6100 sayılı HMK’nın 341. maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinin “kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermesi, aynı durumun 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi için de geçerli olması, dolayısıyla kamulaştırma bedeli davalarında miktara bakılmaksızın temyiz yolunun açık olması, ayrıca taşınmazın niteliği, yüzölçümü ve enerji nakil hattı güzergahı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranının belirlenmesi suretiyle irtifak hakkı bedelinin tespitinde isabetsizlik görülmemesi gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının miktar itibariyle reddi kararının kaldırılarak esasa ilişkin kararın onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2050 Esas, 2023/4448 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince 05.03.2024 tarihli ek kararla davacı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.

Ek karar davacı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince dava değeri dikkate alınarak temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiş ise de 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 341 inci maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinin “kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği gözetildiğinde; temyiz yoluna başvurulabilen kararları düzenleyen 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi için de aynı hususun uygulanması gerektiğinden temyiz incelemesine konu edilen kararın miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir.

Bu durumda temyiz dilekçesinin miktardan reddine ilişkin ek kararın hatalı olduğu anlaşılmakla; Bölge Adliye Mahkemesinin 05.03.2024 tarihli ek kararının ortadan kaldırılması gerekir.

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; ek kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Manisa ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 555 parsel sayılı taşınmazın 3.099,84 m²lik kısmı için irtifak hakkı bedelinin tespiti ile bu hakkın müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; idarece düzenlenen kıymet takdir raporundaki bedelin düşük olduğunu, dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu dikkate alınarak imar durumuna ilişkin belgelerin celp edilmesi gerektiğini ve dava konusu taşınmazın 1. sınıf sulu arazi vasfı dikkate alınarak değer biçilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 06.10.2020 tarihli ve 2020/358 Esas, 2020/58 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazın %15’inin kapama bağ, %85’inin sulu arazi olarak kabulü ile kamulaştırma bedelinin tespitine; bu bedelin, idarenin Kıymet Takdir Komisyonu tarafından belirlenen kısmının hükmün kesinleşmesi beklenmeksizin davalı tarafa ödenmesine, geri kalan miktarın ise karar kesinleştiğinde davalı tarafa ödenmek üzere bankada üçer aylık vadeli hesapta tutulmasına, irtifak hakkının tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili ile davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 15.11.2022 tarihli ve 2020/2508 Esas, 2022/3344 Karar sayılı kararı ile kısmen arazi kısmen kapama bağ niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca değer biçilmesinin yöntem itibarıyla doğru olduğu, hükme esas alınan 10.02.2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda taşınmazın %15'i arazi ve %85'i kapama bağ niteliğinde kabul edilerek 2019 yılı ... İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün tarla olan kısım yönünden silajlık mısır ve domates ürünlerine ilişkin, bağ olan kısım yönünden ise üzüm (çekirdeksiz kurutmalık) ürününe ilişkin maliyet cetveli kullanılarak net gelir hesabı üzerinden bedel tespiti ile sulu tarım arazisi niteliğindeki taşınmaz yönünden %4 kapitalizasyon faiz oranı uygulanmasının yerinde görüldüğü; ancak arazi niteliğindeki taşınmaza net gelir yöntemine göre değer tespitinde münavebeye esas alınan ürünlerin üretim masraflarının ekonomik tarım yapmaya engel olacak kadar yüksek alınması doğru olmadığı gibi, brüt gelirinin 1/3'ü oranından da az olmaması gerektiği dikkate alınarak münavebeye esas alınan domates ürünü için, maliyet cetvelindeki üretim gideri uygun olduğundan brüt gelirin 1/3'ü yerine maliyet cetvelinde yer alan üretim giderine itibar edilmesi gerektiği ve dava konusu taşınmazın bulunduğu mahalde özellikle Organize Sanayi Bölgesine yakınlığı nedeniyle %200 oranında objektif değer artışı uygulandığı dikkate alınarak objektif değer artışının %200 yerine, %80 olarak uygulanmasının doğru olmadığı gözetilerek usul ekonomisi de dikkate alınarak bu hususta ek rapor alınmadığı ve davacı idarenin fark irtifak hakkı bedelini depo etmesinin sağlandığı, idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin yerinde olduğu, davalı ...’nın davada kendisini vekille temsil ettirmediği gözetilerek yalnızca, davada kendisini vekille temsil ettiren davalı ... lehine maktu vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekirken infazda tereddüte neden olacak şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek, İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılıp yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 15.11.2022 tarihli ve 2020/2508 Esas, 2022/3344 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili ile davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda 06.01.2020 tarihli fen bilirkişi raporunda 9600 m² yüzölçümlü dava konusu taşınmazın 1385 m²lik kısmının kapama bağ, kalan 8215 m²lik kısmının ise arazi niteliğinde olduğu belirtilmiş olup hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda da %15'inin kapama kapama bağ, %85’inin arazi olduğunun kabulü ile değer biçildiği hâlde, Bölge Adliye Mahkemesince resen yapılan hesaplamada gerekçesi açıklanmadan dava konusu taşınmazın %15’i arazi, %85’i kapama bağ olarak kabul edilmek suretiyle değer biçilmesi doğru olmadığı gibi; kısmen kapama bağ, kısmen sulu arazi niteliğindeki taşınmazda her birinin net gelirine göre ayrı ayrı hesaplama yapılması ile taşınmazda kapladıkları alana göre ayrı ayrı değerlerinin tespit edilmesi gerekirken, usul ve kanuna uygun olmayan yöntem ile arazi ve bağ bedeli toplam alana bölünmek suretiyle tespit edilen metrekare birim bedeli üzerinden kamulaştırma bedelinin hesaplaması, dava konusu taşınmazın kapama bağ olan kısmı yönünden, ekonomik değer ifade eden ilk ürünü yaş üzüm olduğundan işleme tabi tutulmamış yaş üzüm ürününe göre 2019 yılı ... İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü yaş üzüm verileri esas alınarak net gelirinin hesaplanması suretiyle değer biçilmesi gerekirken, işlem görmüş ve bu nedenle de satış fiyatı artmış olan kurutmalık çekirdeksiz üzüm ürününe ait verilerin kullanılması, yasal faiz başlangıç tarihi 21.01.2020 olduğu hâlde, hükümde 06.10.2020 olarak gösterilmesi, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün parsel sorgulama uygulamasından dava konusu Manisa ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 555 parsel sayılı taşınmazın 12.10.2022 tarihinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22 nci maddesinin (a) bendi uyarınca yenileme görerek ... Mahallesi 217 ada 367 parsel sayısını aldığı ve taşınmazın yüzölçümünün 9.611,70 m² olarak değiştiği anlaşıldığından, değişen alan üzerinden hesaplama yapılması ve yeni ada, parsel numarası üzerinden karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılan bedele yeniden faiz işletilmesinin hatalı olduğunu, belirlenen bedelin yüksek olduğunu, dava konusu taşınmaza sulu olarak değer biçilmesinin hatalı olduğunu, değer düşüklüğü oranının yüksek belirlendiğini, müvekkili idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki irtifak hakkı kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kısmen kapama bağ, kısmen sulu arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net geliri esas alınarak değer biçilmesinde, taşınmaz malın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergâhı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirlenmek suretiyle irtifak hakkı karşılığının belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Bölge Adliye Mahkemesince verilen 05.03.2024 tarihli ek kararın ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.